Haberin İngilizcesi için tıklayın
Mahmut Atilla Özbelen 1 Mayıs 1951'de Ankara'da doğdu.
Yıldırım Beyazıt Sanat Enstitüsü mezunu.
Yoksulluk ve zorluklar içerisinde geçen bir yaşamı oldu. Yıllar içerisinde Devrimci Yol saflarında örgütlendi.
Sendikacı
1972 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı Ders Aletleri Yapım Merkezi'nin elektrik bölümüne işçi olarak girdi. Çalıştığı işyerinde işçilerin örgütlenmesinde aktif rol aldı.
Başta Çağdaş Metal-İş Sendikası'nda daha sonra ise DİSK'e bağlı Maden-İş Sendikası'nda çalışma yürüttü. İşyeri işçi temsilciliğine ve lokal başkanlığına seçildi.
İşçiler arasında çok seviliyor ve dürüstlüğüyle tanınıyordu.
Devrimci Yol dergisinde başka sendikaların onu kendi saflarına katmak için yaptıklarını şöyle anlatıyordu: "Onlar hafif kekemeliğimi gidermek için Hacettepe Hastanesi'nde özel iki doktora tedavi ettirdiler beni, Marmara Oteli'ndeki özel ziyafetlerine davet ettiler. Tüm bunları benim de kendi revizyonist siyasetlerine geçmem için yapıyorlar."1
1 Mayıs görevlisi
Mahmut Atilla Özbelen 1 Mayıs 1977 için DİSK tarafından görevlendirildi. Fakat o kendi siyasetinin pankartı altında yürüdü.
1 Mayıs'tan 5 Mayıs'a kadar, soruşturulmasına rağmen ismi tutuklular, yaralılar ve hayatını kaybedenler listesinde açıklanmadı. 5 Mayıs günü ailesi tarafından morgda bulundu. Otopsi raporuna göre ölüm nedeni göğüs tazyikine bağlı mekanik asfiksi. Görgü tanıklarına göre ise bacaklarında, kafasında, sırtında yara izleri vardı; ama tırnakları yoktu. Bu nedenle arkadaşları işkence ile öldürüldüğünü düşündü.
Ankara'ya gömülmesi için baskı
Elbiseleri ve kimliği ailesinin ısrarlarına rağmen verilmedi. Polis gözetiminde Yeşilköy Havaalanı'na getirilen cenazesinin Ankara'da gömülmesi için büyük baskı yapıldı. 6 Mayıs günü cenazesi defnedildi.
Mahmut Atilla Özbelen'i Devrimci Yol örgütlenmesinden tanıyan bir arkadaşına, yoldaşına ulaşmaya çalışsam da bir sonuç alamadım. Kendisiyle aynı fabrikada işçi olarak çalışan Zehra Şahin'den dinledim onu. Zehra Şahin, Mahmut Atilla Özbelen'in diğer insanlara karşı ne denli ilgili olduğunu, girdiği her mekânda nasıl dikkat çektiğini ve nasıl birisi olduğunu anlattı.
Arkadaşı Zehra Şahin anlatıyor
Fabrikadan tanıyorum ben Atilla'yı. Ders Aletleri Yapım Merkezi'nde çalışıyorduk ikimiz de, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı bir işyeriydi burası.
Mesai arkadaşımdı. Başka atölyedeydi ama öğlen paydoslarında görüşüyorduk. Kart basarken de karşılaşıyor, konuşuyorduk.
1 Mayıs 1977'e birlikte gittik Atilla'yla. Bir gün önce gittik hatta, otobüsle Ankara'dan çıktık yola. Dört arkadaştık. Ben kızımı da götürdüm yanımda, bebek olduğu için bırakmak istemedim. 6 aylıktı daha. Otobüste giderken kızım ağlayınca Atilla yanıma geldi. Ne yapmamız lazım, bir şeye ihtiyacın var mı dedi. Bayağı ilgilendi bizimle. Kaç yaşında dedi, daha yaşında değil, 6 aylık dedim. Güldük.
Daha sonra İstanbul'a indik. Beni kız kardeşime bıraktılar.
Atilla'yla giden bir arkadaşımızla konuştum sonrasında, Atilla hakkında ne hatırlıyorsun Selvi, dedim. Ne yazık ki çok bir şey hatırlamıyor. Sevinç diye bir arkadaşımız vardı bir de, Atilla onunla tartışmış o akşam. Ne üzerine tartıştıklarını bilmiyoruz ama.
Atilla yoktu
Onlar başka grupta oldukları için 1 Mayıs'ta alanda göremedim.
Askere gitmem gerekiyor, istifa edeceğim askerlik için, istifa etmeden önce de Taksim'e gideyim 1 Mayıs'a demişti bana.
Ben o gün Atilla'yı kaybettiğimizi bilmiyordum. İşyerine geldik, Atilla yoktu. Vefat ettiğini öğrendik sonra. Çok üzüldük tabii, ağladık bayağı.
Fotoğrafını bastırdık hemen.
Çok yakışıklı, güzel bir gençti
Cenazesine gitmek için izin almaya çalıştık, izin vermediler fabrikadan. Dinlemedik tabii, gittik arkadaşımızın cenazesine.
İki kardeşlerdi. Mine diye bir kız kardeşi vardı. Çok severdi onu, sıkça bahsederdi. Cenazede çok ağladı Mine.
Mezarı Ankara, Karşıyaka Mezarlığı'nda.
Çok yakışıklıydı Atilla, çok güzel bir gençti. Biraz kekemeydi. Kadınlarla konuşmaya çekiniyordu o yüzden; ama girdiği her yerde dikkat çekerdi.
Çok genç yaşta kaybettik maalesef onu. Çok zeki, parlak bir insandı. Yaşasaydı neler başarırır, nerelere gelirdi diye düşünmeden edemiyor insan.
(TY/APA)
[1] http://www.devrimciyol.net/Devrimci%20Yol/dergiler/devrimciyol3yazi8.htm
Bu metin Etkiniz AB Programı kapsamında Avrupa Birliği finansal desteği ile üretilmiştir. Bu yayının içeriğinden yalnızca "İPS İletişim Vakfı" sorumludur ve hiçbir şekilde Avrupa Birliği'nin görüşlerini yansıtmamaktadır. |
TIKLAYIN - bianet'ten 1 Mayıs 77 Kayıplarının Yakınlarına Çağrı: Bizi Arayın
|
1 Mayıs 1977 Kayıplarını Yakınları Anlatıyor/Tuğçe Yılmaz
Sinema Emekçisi Rasim Elmas 41 Yaşında Taksim'de Öldü
İnşaat İşçisi Bayram Eyi 50 Yaşında Taksim'de
Öğretmen Bayram Çıtak 37 Yaşında Taksim'de Öldü
Liseli Jale Yeşilnil 17 Yaşında Taksim’de Öldü
Öğretmen Kenan Çatak 31 Yaşında Taksim'de Öldü
Öğretmen Ahmet Gözükara 33 yaşında Taksim’de öldü
Öğretmen Hikmet Özkürkçü 39 yaşında Taksim’de öldü
Öğrenci-işçi Niyazi Darı 24 yaşında Taksim’de öldü
Üniversiteli Nazan Ünaldı 19 yaşında Taksim’de öldü
Öğretmen Ömer Narman 31 yaşında Taksim’de öldü
İşçi Ali Sidal 18 yaşında Taksim’de öldü
Hemşire Kıymet Kocamış 25 yaşında Taksim’de öldü
Tezgâhtar Kadir Balcı 35 yaşında Taksim’de öldü
Üniversiteli Hacer İpek Saman 24 yaşında Taksim'de öldü
İşçi Kahraman Alsancak 29 yaşında Taksim’de öldü
İşçi Hüseyin Kırkın 23 yaşında Taksim’de öldü
Üniversiteli Ercüment Gürkut 26 yaşında Taksim’de öldü
Polis Nazmi Arı 26 yaşında Taksim’de öldü
İşçi Mahmut Atilla Özbelen 26 yaşında Taksim’de öldü
İşçi Hasan Yıldırım 31 Yaşında Taksim’de Öldü
Seyyar Satıcı Hamdi Toka 35 yaşında Taksim’de öldü
Bekçi Mehmet Ali Genç 60 Yaşında Taksim’de Öldü
İşçi Ziya Baki 30 yaşında Taksim’de öldü
İşçi Mürtezim Oltulu 42 yaşında Taksim’de öldü
Öğretmen Mustafa Elmas 33 yaşında Taksim’de öldü
Üniversiteli Sibel Açıkalın 18 yaşında Taksim’de öldü
İşçi Diran Nigiz 34 yaşında Taksim’de öldü
1 Mayıs 1977 & Cezasızlık
Fehmi Işıklar: 1 Mayıs'77 12 Eylül için bir hazırlıktı
Kani Beko: “Katilleri bulamazsanız, şaibeyi ortadan kaldıramazsınız”
Süleyman Çelebi: "1 Mayıs 1977 Katliamı yapanların yanına kâr kaldı”
Emel Ataktürk: Haysiyet meselesi olarak hatırlamak ve cezasızlıkla mücadele
Nejla Kurul: Gerçekler neden ve kimlerce gizleniyor?
Tuğçe Yılmaz: 43 yıl önceki katliamın izini sürmek
Arzu Çerkezoğlu: Unutmamak, unutturmamak yaşamsal bir mücadele alanı
Tuğçe Yılmaz: Yargılanamayan 1 Mayıs 1977’nin mahkeme yılları