Haberin İngilizcesi için tıklayın
Ercüment Gürkut 1951 doğumlu. İstanbul Kadıköy nüfusuna kayıtlı.
1962 yılında Galatasaray Lisesi’ne girdi. Nedim Gürsel, Ferhan Şensoy ve İzzet Yaşar dönem arkadaşlarından bazılarıydı.
Nedim Gürsel, Ferhan Şensoy ve İzzet Yaşar dönem arkadaşlarından bazılarıydı.
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi son sınıf öğrencisiyken 1 Mayıs 1977’de, Taksim’de hayatını kaybetti.
Otopsi raporu
Otopsi raporuna göre ölüm nedeni göğüs sıkışması sonucu mekanik asfiksi ile beyin ödeminin müşterek tesiri. Yüzünde ve vücudun muhtelif yerlerinde tespit edilen sıyrık, ekimoz ve plakların yere düşmesi veya düşürülmesi sonucu meydana gelmiş olabileceği yazıyor.
Ercüment Gürkut’un hikâyesini öğrenmek için önce ailesini bulmaya çalıştım ancak mümkün olmadı. Ardından ise Galatasaray Lisesi’nde birlikte okuduğu arkadaşlarına ulaşmaya çalıştım. Ferhan Şensoy, Gürkut’la ilgili şunları söylüyor: “Galatasaray Lisesi’nden sınıf arkadaşımdı. Yedi yıl birlikte okuduk. Sivri bir tip değildi Ercü, bunu hatırlıyorum.”
Daha sonra ise “Aldırma 1247!” başlıklı yazısına denk geldiğim Nedim Gürsel’e ulaştım. Nedim Bey bana 26 yaşında kaybettiği arkadaşını anlattı.
Ferhan Şensoy ve Nedim Gürsel’e, Gürkut'un hayat hikayesinin yazımındaki katkılarından dolayı teşekkür ederim.
Arkadaşı Nedim Gürsel anlatıyor
Emin emin giderken yaşamın birden bulanıverdi. Bizim kuşağın birçok atleti gibi sen de ipi erken göğüsledin. Biz iki çocuk, futbola veşiire düşkün iki parasız yatılı Galatasaray Lisesi'nin hazırlık sınıfinda yan yana oturmuştuk, anımsıyor musun?
Merhaba ben 1133 Nedim...
Merhaba ben de Ercü, 1247!
Sana biraz değiştirerek Ece Ayhan'ın bazı dizelerini gönderiyorum. İlk karşılaştığımız günü, hiç kimsenin, üstüne gölge düşüremediği dostluğumuzu unutmaman için. Ben unutmayacağım.
Aldırma 1247! ölümün parasız yatılı küçük zabit okullarında
Her çocuğun kalbinde kendinden daha büyük bir çocuk vardır
Bütün sınıf sana çocuk bayramlarında zarfsız kuşlar gönderecek.
1977"[1]
Uzun yıllar geçti aradan, Ercü'yü anmak anlamlı olacaktır.
“ Ben 1970’de mezun oldum Galatasaray Lisesi’nden. Ercü sınıf arkadaşımdı. Sekiz yıl aynı sınıfta okuduk.
Galatasaray Lisesi’ndeki anılarımızı hatırlıyorum, hayal meyal. Arka bahçede çekilmiş bir sınıf fotoğrafımız var. Orada yan yanayız. Kadıköy’de yaşardı Ercü. Hafta sonları Kadıköy’deki ailesinin yanına gider, evinde kalır ve pazartesi de okula dönerdi.
Yatılı olarak okuduğumuz için daha da samimi olmuştuk. Bir yıl boyunca da sıra arkadaşlığı yaptık, yan yana oturduk. Ercü’nün ergenlik yıllarına yakından tanıklık ettim bu sayede.
Ercü çok esprili bir çocuktu. Akıllıydı.
Hiç beklediğim bir durum değildi Ercü’yü bu kadar erken yaşta kaybetmek.
Son görüşmemiz
Babası bizim “etüt abimiz” idi. Bir de bizden bir üst sınıfta ya da son sınıfta abisi vardı. Abisiyle övünürdü, çok başarılı bir öğrenciydi çünkü abisi. Sürekli iftihar listesinde yer alırdı. Birkaç yıl önce Ankara’da görüşebildik abisiyle.
Ercü’yle Paris’te de bir araya gelme imkânımız oldu, onu kaybetmeden önce. 1970’li yılların başındaydı bu. Birlikte Paris sokaklarını da arşınladık bu sayede. Son görüşmemiz olduğunu bilemezdim ne yazık ki.
Ben 1971 yılında geldim Paris’e. Gelişim bir tercih değil, zorunluluktu. Ataol Behramoğlu ve İsmet Özel’in çıkardıkları “Halkın Dostları” dergisinde Lenin ve Gorki üzerine yayımlanan bir yazımdan dolayı hakkımda dava açılmıştı, 12 Mart Muhtırası’ndan sonra. 20 yaşımdaydım. Sonraki yıllarda, 1973’te Ecevit iktidara gelince af çıktı ve davam düştü. Türkiye’ye gelip gitmeye başladım.
Onulmaz bir yara
1 Mayıs 1977’te neden oradaydı sorusunu ben de kendime çokça yönelttim, çünkü lise yıllarımızdan hatırladığım kadarıyla Ercü politikayla çok ilgilenmezdi. Hangi örgütle gitti örneğin ya da bağımsız olarak mı katıldı 1 Mayıs gösterilerine, bunları aktarabilecek bilgiye sahip değilim. Politikayla ilgilenen üç-dört kişiydik biz ve Ercü bunlardan biri değildi, bunu söyleyebilirim.
Ben o yıllarda Nâzım Hikmet’in bir şiirini keşfetmiştim. Gizli gizli Kuvâyi Milliye Destanı’nı okurdum yatakhanede. İşçi Partisi’nin ve işçi hareketinin Türkiye’de yükseldiği yıllardı. 1965 seçimlerinde Türkiye İşçi Partisi (TİP) epey bir oy almış, hatta Meclis’te grup kurabilmişti. Behice Boran ve Mehmet Ali Aybar tartışmasından uzak zamanlardı. Biz 15-16 yaşlarında ergenlerdik ama bu gündemleri takip ederdik. Ercü biraz daha uzaktı bu tartışmalara.
Sinemaya çok ilgi duyuyordu, epey merak salmıştı. Hatta birlikte yapmak istediğimiz film projelerimiz vardı. Ne yazık ki Türkiye’nin o kötü ortamında gerçekleşemedi.
1977 yılında da Ercü’yü kaybettik zaten. O zamandan beri içimde onulmaz bir yaradır onun kaybı.
Bu olayın sorumluları var ancak kimse ceza almadı. Hangi şartlarda oldu bu trajedi, bunun ayrıntılarını bilmemiz, öğrenmemiz gerekiyor.
[1] “Aldırma 1247!” başlıklı yazı, Paris Yazıları, Nedim Gürsel, Doğan Kitap.
(NÖ)
Bu metin Etkiniz AB Programı kapsamında Avrupa Birliği finansal desteği ile üretilmiştir. Bu yayının içeriğinden yalnızca "İPS İletişim Vakfı" sorumludur ve hiçbir şekilde Avrupa Birliği'nin görüşlerini yansıtmamaktadır. |
TIKLAYIN - bianet'ten 1 Mayıs 77 Kayıplarının Yakınlarına Çağrı: Bizi Arayın
|
1 Mayıs 1977 Kayıplarını Yakınları Anlatıyor/Tuğçe Yılmaz
Sinema Emekçisi Rasim Elmas 41 Yaşında Taksim'de Öldü
İnşaat İşçisi Bayram Eyi 50 Yaşında Taksim'de
Öğretmen Bayram Çıtak 37 Yaşında Taksim'de Öldü
Liseli Jale Yeşilnil 17 Yaşında Taksim’de Öldü
Öğretmen Kenan Çatak 31 Yaşında Taksim'de Öldü
Öğretmen Ahmet Gözükara 33 yaşında Taksim’de öldü
Öğretmen Hikmet Özkürkçü 39 yaşında Taksim’de öldü
Öğrenci-işçi Niyazi Darı 24 yaşında Taksim’de öldü
Üniversiteli Nazan Ünaldı 19 yaşında Taksim’de öldü
Öğretmen Ömer Narman 31 yaşında Taksim’de öldü
İşçi Ali Sidal 18 yaşında Taksim’de öldü
Hemşire Kıymet Kocamış 25 yaşında Taksim’de öldü
Tezgâhtar Kadir Balcı 35 yaşında Taksim’de öldü
Üniversiteli Hacer İpek Saman 24 yaşında Taksim'de öldü
İşçi Kahraman Alsancak 29 yaşında Taksim’de öldü
İşçi Hüseyin Kırkın 23 yaşında Taksim’de öldü
Üniversiteli Ercüment Gürkut 26 yaşında Taksim’de öldü
Polis Nazmi Arı 26 yaşında Taksim’de öldü
İşçi Mahmut Atilla Özbelen 26 yaşında Taksim’de öldü
İşçi Hasan Yıldırım 31 Yaşında Taksim’de Öldü
Seyyar Satıcı Hamdi Toka 35 yaşında Taksim’de öldü
Bekçi Mehmet Ali Genç 60 Yaşında Taksim’de Öldü
İşçi Ziya Baki 30 yaşında Taksim’de öldü
İşçi Mürtezim Oltulu 42 yaşında Taksim’de öldü
Öğretmen Mustafa Elmas 33 yaşında Taksim’de öldü
Üniversiteli Sibel Açıkalın 18 yaşında Taksim’de öldü
İşçi Diran Nigiz 34 yaşında Taksim’de öldü
1 Mayıs 1977 & Cezasızlık
Fehmi Işıklar: 1 Mayıs'77 12 Eylül için bir hazırlıktı
Kani Beko: “Katilleri bulamazsanız, şaibeyi ortadan kaldıramazsınız”
Süleyman Çelebi: "1 Mayıs 1977 Katliamı yapanların yanına kâr kaldı”
Emel Ataktürk: Haysiyet meselesi olarak hatırlamak ve cezasızlıkla mücadele
Nejla Kurul: Gerçekler neden ve kimlerce gizleniyor?
Tuğçe Yılmaz: 43 yıl önceki katliamın izini sürmek
Arzu Çerkezoğlu: Unutmamak, unutturmamak yaşamsal bir mücadele alanı
Tuğçe Yılmaz: Yargılanamayan 1 Mayıs 1977’nin mahkeme yılları