Haberin İngilizcesi için tıklayın
Hrant Dink Vakfına mail yoluyla tehdit içerikli mesaj gönderilmesine ilişkin tutuklu iki kişi hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı.
TIKLAYIN - "Saldırılar Münferit Değil, Vakfımıza Bir Tehdit Mesajı Daha Yollandı"
Anadolu Ajansı’nda yer alan habere göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında, Hrant Dink Vakfına yönelik tehdit mesajlarıyla ilgili şüpheliler Hüseyin Ateş ve Ersin Başkan hakkında "tehdit" suçundan iddianame hazırlandı.
İddianamede, aralarında Hrant Dink Vakfının yönetim kurulu başkanı, üyeleri ve yöneticileri ile avukat Fethiye Çetin'in de bulunduğu dokuz kişi müşteki olarak yer aldı.
İddianame mahkemeye gönderildi
Tutuklu şüpheli Hüseyin Ateş'in 27-28 Mayıs'ta Hrant Dink Vakfına yönelik gönderdiği 2 e-posta ile Instagram paylaşımına yaptığı yorumda tehdit mesajlarının yer aldığı belirtilen iddianamede, diğer tutuklu şüpheli Ersin Başkan'ın da 30 Mayıs'ta Hrant Dink Vakfına yönelik e-posta yoluyla tehdit mesajları gönderdiği ifade edildi.
İddianamede, şüpheli Hüseyin Ateş hakkında 3 kere olmak üzere zincirleme halinde "tehdit" suçundan 7 yıl 6 aydan 26 yıl 3 aya kadar, diğer şüpheli Ersin Başkan hakkında da yine zincirleme halinde "tehdit" suçundan 2 yıl 6 aydan 8 yıl 9 aya kadar hapis cezası istendi.
Şüpheliler hakkındaki iddianame, İstanbul 56. Asliye Ceza Mahkemesine gönderildi.
Öte yandan, müştekilerin vekili tarafından savcılığa bir mektup teslim edildiği, yapılan araştırmada mektubun okunamadığı belirtildi. Bu mektup ve zarf içeriği ile gönderen kişinin tespiti için, şüphelilerin muhtemel başka kişilerle ilişki ve irtibatlarının bulunup bulunmadığı hususunun da başka bir soruşturma üzerinden araştırıldığı öğrenildi.
Bakırcıoğlu: İlişkileri araştırılmalı
Agos'a konuşan Hrant Dink Ailesi ve Hrant Dink Vakfı avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu “Bu iki kişinin eylemlerini bir örgütün faaliyeti kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ayrıntılı şekilde soruşturulmalı” dedi.
Bakırcıoğlu’nun değerlendirmesi şöyle:
“H.A. isimli kişi tarafından 27 Mayıs ve 28 Mayıs 2020 tarihlerinde Hrant Dink Vakfı’na ait E-Posta adresine gönderilen iletilerle Rakel Dink, avukatları ve Vakıf tehdit edilmişti. Rakel Dink ve Avukatlara yönelik tehdit ölüm tehdidi şeklinde idi. E.B. isimi ikinci kişi tarafından da tehdit içeren E-Postalar da 30 Mayıs 2020 tarihinde gönderildi. Tarafımızdan tehditlere dair suç duyusunda bulunuldu.
Faillere ulaşıldı, failler sorgulandı ve tutuklandılar. H.A. ve E.B. tarafından gerçekleştirilen tehditler ardı ardına gerçekleşti. Tehdit eylemini gerçekleştiren bu iki kişinin de ‘suç kayıtları’ olduğu belirtilmekte.
"Bu iki kişi hakkında soruşturmanın etkili bir şekilde yürütülmesi gerekli. Bu iki kişinin ilişki ve irtibatları araştırılmalı. Bu iki kişinin eylemlerini bir örgütün faaliyeti kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ayrıntılı şekilde soruşturulmalı. Hrant Dink cinayeti öncesi Hrant Dink’i hedef alan tehditler gerçekleştiği ve cinayet için uygun zemin yaratma faaliyetleri yaşandığı için elbette Dink ailesine, Vakıf’ına ve avukatına-avukatlarına yönelik her türlü tehdidin üst seviyede dikkate alınması ve bu eylemlerin ciddiyetle soruşturulması zorunluluğu bulunmakta.
"Faillerin ilişkileri ve irtibatları etkili bir şekilde soruşturulmadan eylemlerinin ‘münferit’ eylemler olarak tanımlanmasına izin vermeyeceğiz yanı sıra faillerin ilişkileri ve irtibatları etkili bir şekilde soruşturulmadan eylemlerinin ‘münferit’ eylem tanımlamasına itibar etmeyeceğiz.“
Çetin: Münferit olarak değerlendirilemez
Avukatlardan Fethiye Çetin de tehditlere yazdığı ve Agos'ta yer alan makalede şöyle dedi:
"Basına yansıyan haberler doğru ise tutuklanan ilk şüpheli, Azeri sevgilisinden etkilendiğini söylemiştir. Azeri sevgili vurgusu olayı magazinleştirme çabası değilse, gerçekten böyle söylemiş ise bu konunun üzerine gidilmesi, bu sevgilinin bulunup soruşturmaya dahil edilmesi soruşturmanın bu açıdan genişletilmesi gerekir. Zira Azeri sevgili şüpheliyi olsa olsa Karabağ konusunda etkilemiş olabilir ancak Vakfın, Rakel Dink’in ve avukatının Karabağ ile ne alakası olabilir?
"Bu saldırıların münferit olmadığının bir diğer göstergesi ise saldırıların devam etmesidir.
"Bu bakımdan soruşturmaların genişletilmesi ve derinleştirilmesi gerekir.
"Bu saldırganlar, bu cesareti, her geçen gün artan kutuplaştırıcı, dışlayıcı, ötekileştirici nefret söylemlerinden ve kendilerinden hesap sorulmayacağından, artık neredeyse bir norm haline alan cezasızlık zırhından almaktadırlar."
TIKLAYIN - Çetin'in makalesinin tamamını okuyun
Ne olmuştu? Hrant Dink Vakfı, internet siteleri üzerinden dün (29 Mayıs) yaptığı açıklamada 27-28 Mayıs tarihlerinde kendilerine e-mail yoluyla ölüm tehditleri geldiğini duyurmuştu. Kamuoyuna yapılan açıklamada tehdit mesajıyla ilgili olarak "Hrant Dink'in 19 Ocak 2007'de resmi kurumların bilgisi dâhilinde, herkesin gözü önünde öldürülmesinden önce de duymaya aşina olduğumuz ve bugünlerde marifet sayarak kimi çevrelerce sıkça tekrarlanan 'Bir gece ansızın gelebiliriz' sloganını da içeren tehdit, Hrant Dink Vakfı'nı 'kardeş masalları' anlatmakla itham ediyor, ülkeyi terk etmemizi talep ediyor, Rakel Dink'i ve avukatımızı ölümle tehdit ediyor" denildi. Tehditlere birçok kesim tepki gösterirken; İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada "Kuzguncuk'ta kilisenin haçını kıran provokatör 24 saatte, Hrant Dink Vakfı'na tehdit maili atan provokatör hemen yakalandı , provokasyona izin vermeyiz! Türk Polisine güvenin" dedi. Yürütülen soruşturma kapsamında iki kişi tutuklanmıştı. |
(EMK)