Fotoğraflar: Dada Verd ve Barış Karadeniz / Flickr
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Bugün Gezi Parkı’nın yerine Topçu Kışlası ve alışveriş merkezi yapılmasına karşı birkaç çadırla başlayan ve daha sonra tüm Türkiye'ye yayılarak büyük kitlelere ulaşan Gezi Direnişi’nin 7. yıl dönümü.
TIKLAYIN - Gezi 6 Yaşında | bianet'in Gezi Arşivi
TIKLAYIN - Gezi Parkı'ndaki 1361 Ağacı Yakından Tanıyoruz
7 yıl önce Gezi Parkı'nın Asker Ocağı Caddesi'ne bakan duvarının 3 metrelik kısmı yıkıldı ve 5 ağaç yerinden söküldü. Taksim Dayanışması’yla birlikte parkın yıkılmasına karşı çıkan yaklaşık 70 kişilik grup iş makinelerinin önünde durarak yıkımı engellemek istedi.
Dönemin Barış ve Demokrasi Partisi Milletvekili Sırrı Süreyya Önder de parka gelerek dozerlerin önüne geçti ve ağaçların sökülmesine engel olmaya çalıştı.
Sosyal medyadan yapılan Gezi Parkı'nda toplanma çağrıları sonrasında park ve çevresinde sabahkinden daha büyük bir kalabalık vardı. Eylemciler çadırlar kurarak parkta kalmaya, parkı korumak için nöbet tutmaya başladı.
Aynı gün grup, polisin biber gazlı saldırısına uğradı. 29 Mayıs sabahı ise polis parkta kalan eylemcilere yeniden müdahale etti ve çadırları sökülerek ateş verdi. Eylemciler polis müdahalesiyle sökülen çadırların yerine yenileri kurdu.
30 Mayıs’ta parkta bulunanlara polis tekrar saldırdı. Saldırılar diğer günlerde de devam etti. Polisin biber gazlı saldırısı sonucunda eylemcilerden bazıları yaralandı, 31 Mayıs sabahı polis parka baskın düzenledi. Çadır kuran eylemcileri fiziksel müdahaleyle dağıtmaya çalışan polis, eylemlerin daha da büyümesine neden oldu.
Polisin kullandığı "orantısız" güç nedeniyle aralarında milletvekillerinin de bulunduğu onlarca kişi yaralandı, üç kişi gözünü kaybetti. Yaralananlar arasında milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ve Sezgin Tanrıkulu da vardı. Lobna Allami, polisin attığı biber gazı fişeğiyle başından ağır yaralandı. Türk Tabipleri Birliği çevredeki hastanelerin yetersiz olması nedeniyle parka sağlık birimi kurdu.
Polis saldırısı eylemleri kitlesel hale getirdi
Polis saldırılarıyla birlikte artan kalabalık, direnişi “Her Yer Taksim Her Yer Direniş” sloganıyla ölümsüzleştirdi. Saldırı sonrasında eylemler İstanbul dışına taştı ve Bayburt ile Bingöl hariç 79 kente yayılmasıyla kitlesel bir hal aldı.
1 Haziran eylemlerin kronolojisinde önemli bir tarih oldu. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, protestolar için “Ne yaparsanız yapın orası için karar verdik. Topçu Kışlasını yapacağız” diyerek eylemcilere tepki gösterdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise Kadıköy'deki mitingini iptal ederek kalabalık bir grupla Gezi Parkı’na geldi ve direnişe destek verdi.
CHP'lileri de müdahalede bulunan polis, akşam saatlerine doğru Taksim çevresinde toplanan kalabalığın büyümesi üzerine Gezi Parkı çevresinden çekilmek zorunda kaldı.
15 gün boyunca adalet talepleri yükseldi
Polisin parktan çekilmesinin ardından Gezi, 15 gün boyunca toplumun adalet, demokrasi ve özgürlük taleplerinin yükseldiği yer oldu. Park polisin 15 Haziran’daki müdahalesiyle boşaltıldı.
Polis saldırılarında yaralanan direnişçilerine ilk yardım yapan gönüllü doktorlara, “yasadışı gösterilerde yaralananlara tıbbi müdahalede bulunmaktan” soruşturmalar açıldı.
Erdoğan eylemler boyunca direnişçilere yapılan polis müdahalesi için İçişleri Bakanı’na, İstanbul Valisi’ne ve Emniyet Müdürü’ne teşekkür etti. “Biber gazı kullanmak polisin en tabii hakkı, benim polisimi eleştiremezsiniz” dedi. Erdoğan sonraki açıklamalarında polisin demokrasi sınavından başarıyla geçtiğini ve kahramanlık destanı yazdığını söyledi.
11 kişi hayatını kaybetti
İçişleri Bakanlığı’nın eylemlere toplamda 2,5 milyon kişi katıldı.
Eylemlerde 11 yaşındaki Berkin Elvan, 21 yaşındaki Hasan Ferit Gedik, 20 yaşındaki Mehmet Ayvalıtaş İstanbul’da, 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz Eskişehir’de, 26 yaşındaki Ethem Sarısülük Ankara’da, 22 yaşlarındaki Abdullah Cömert ve Ahmet Atakan Antakya’da, 18 yaşındaki Medeni Yıldırım ise Diyarbakır’da kolluk kuvvetleri ve dolaylı yaşanan olaylarda yaşamını yitirdi.
Eylemlere katılanlara davalar açıldı
2013'ün sonuna kadar İstanbul’da 40 ayrı iddianame ile 308 kişi hakkında dava açıldı. Bezmi Alem Valide Sultan Camii’ne "ayakkabılarıyla girdikleri ve camide bira içtikleri" iddiasıyla yaklaşık 200 kişi yargılandı.
Açılan davalar bununla sınırlı kalmadı. Türkiye’nin dört bir yanında eylemcilere açılan davalar yıllarca sürdü, bir kısmı da devam ediyor.
Açılan davaların sonuncusu ise Osman Kavala, Mücella Yapıcı, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Ali Hakan Altınay, Yiğit Aksakoğlu, Yiğit Ali Ekmekçi, Çiğdem Mater Utku, Mine Özerden, Can Dündar, Mehmet Ali Alabora, Ayşe Pınar Alabora, Gökçe Tüylüoğlu, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu ve İnanç Ekmekçi’ye direnişten 6 yıl sonra açılan dava oldu.
Yurtdışındaki sanıklar hariç tüm sanıklar davadan beraat ederken Cumhurbaşkanı Erdoğan mahkemenin kararına ilişkin " Gezi'yi karıştıran malum kişi içerideydi, bir manevrayla beraat ettirmeye çalıştılar. Hukukun her kararına elbette saygımız vardır ama bizim ve milletimizin gözünde Gezi'nin ve bu kalkışmanın önünde yer alanların hükmü asla değişmeyecektir” dedi.
Erdoğan’ın açıklamalarından ardından ise Hakimler ve Savcılar Kurulu, sanıklara beraat kararı veren İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi heyetindeki üç hakim hakkında inceleme ve soruşturma başlattı.
Davadan beraat kararı çıktığında 840 gündür tutuklu olan Osman Kavala, tahliye edilmeden bu sefer başka soruşturmalar gerekçe gösterilerek tutuklandı. Bugün ise Gezi eylemlerini finanse etmekle suçlanan Kavala 940 gündür cezaevinde.
Topçu Kışlası yapılmadı
Cumhurbaşkanı Erdoğan çeşitli defalar Taksim'e Topçu Kışlası yapılacağını söyledi ama aradan geçen 7 yılda bu konuda somut bir adım atılmadı. (HA)