Haberin İngilizcesi için tıklayın
Konya Meram’da 30 Temmuz 2021’de Dedeoğulları ailesinden yedi kişinin öldürülmesine yönelik dokuz kişi hakkında açılan davanın üçüncü duruşması Konya 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşmaya katledilen Dedeoğulları ailesinin sağ kalan tek üyesi Çetin Dedeoğulları, Dedeoğulları ailesinin yakınları, HDP milletvekilleri Tülay Hatimoğulları, Mahmut Tuğrul, Garo Paylan ile Diyarbakır, Van, Urfa, Siirt, Hakkari, Batman, Muş Barosu Başkanları olmak üzere çok sayıda avukat katıldı.
Duruşmayı çok sayıda gazeteci de takip etti.
Fail Mehmet Altun ile ırkçı saldırı davasından tutuklu yargılanan Lütfi ve Ali Keleş tutuklu bulundukları cezaevlerinden duruşmaya SES ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlanırken, tutuksuz yargılanan sanıklar duruşmaya katılmadı.
Mehmet Altun’un yeğeni ve Ayşe Keleş’in oğlu 16 yaşındaki Ahmet Keleş, tanık olarak dinlenmesi için salonda hazır bulundu. Ancak Ahmet Keleş, tanıklık yapmak istemediğini belirterek, tanıklıktan çekildi.
Baroların katılma talebine ret
Daha sonra söz alan Siirt Baro Başkanı Kenan Bilge, mahkemenin baktığı davanın 7 kişilik bir ailenin vahşice katledildiği bir olay olduğunu belirterek, “Olayın organize bir şekilde ve ırkçı saiklerle yapıldığına dair bulgular var. Etkin bir kovuşturma yürütülmesi mahkemenin de tarihi sorumluluğudur. Öldürmeye teşebbüs olan 12 Mayıs eylemi ortadayken, alınmayan önlemler sonucu 30 Temmuz katliamı meydana geldi. İki olay arasında fiili ve hukuki bağlantı var. Bir ailenin yaşam hakkı elinden alınmıştır” diyerek davaya katılma talebinde bulundu.
Bilge’nin ardından diğer baro başkanları da davaya katılma talebinde bulundu. Ancak baroların katılma talebini mahkeme reddetti.
“Tanıkların beyanı çelişkili”
Ardından dava avukatlarından Atilla Kart söz aldı. Kart, “Maddi bulguların amacı dışında kullanılması ve mahkemenin de bunu bilerek davranması mahkeme gidişatını etkiliyor. Delillerini maddi boyutu ve dosya çerçevesinde ele alınması gerekiyor. 8 Şubat’ta görülen duruşmada biz salonu terk ettikten sonra tanık beyanları aldınız. Bu tanıkların tümü faili korumaya yönelik beyanda bulunmuş. Bunlar kabul edilemez” dedi.
Ayşe Keleş’in tarlasında çalışan kadınların ifadelerinde yer alan çelişkilere değinen Kart şöyle konuştu:
“Katliamın gelişmesinde birinci dereceden sorumlu olan Ayşe Keleş, katliam günü bir el ateş edildiğini söylüyor. Ancak yanında çalışanlardan biri 5 el ateş edildiğini duyduğunu, öbürü birkaç el ateş edildiğini duyduğunu söylüyor. Tanıklar çelişkili beyanda bulunuyor. Mahkeme bu çelişkileri giderme gereği duymadı. Ayşe Karaca, Ayşe Keleş’i uyarıyor katliam günü. ‘Buraya gelme sizden bilirler’ diyor. Ayşe Karaca’nın beyanları çok önemli ama mahkeme üstüne gitmiyor.
Tutanak 9 ay sonra dosyada
“12 Mayıs’a dair iki tane belge var. Bu belgeleri doğru okumak gerek. Olay ona göre şekilleniyor. Mahkemenin maddi gerçeğe aykırı olan şeylere müdahale etmesi gerekiyordu. Mahkeme bunu yapmadı. Olay yeri inceleme tutanağı önemli ve iki mahkeme arasındaki bağlantıyı gösteriyor. Mahkeme 8. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen bu dosyayı takip ediyor, çünkü doğrudan ilgilendiriyor.
“Sanıkların maddi gerçeği saptırmasına izin vermeyin. Serpil Dedeoğulları 12 Mayıs’ta 155’i arıyor ancak yetkililer 3 saat sonra geliyor. Olayın bahçede gerçekleştiği tutanakta var. Tutanak olayın iki bahçe arasındaki arada olmadığını kanıtlıyor. Bir diğer tutanakta, Emniyet tutanağına ise ‘Komşular arası kavga’ denilerek tutanak oluşturuyor. Bu tutanak 9 ay sonra UYAP’a yüklenmiş.
Bu tutanağın 4 kişiden oluşan bir polis ekibinin imzasını taşıdığını, onlar tarafından tutanağın oluştuğunu kaydeden Kart, “Bu 4 kişilik polis ekibi 22.00 civarında olay yerine varmışsa neden olay yeri inceleme ekibi 3 saat sonra geliyor? İnandırıcı yani yok. Kavganın iki evin arasında vuku bulduğu izlenimi bilinçli olarak yaratıldı. Tüm yapılmak istenen bu. Bunun aksine tutanak tutuluyor” dedi.
“Kürt düşmanlığı kokuyor”
Saldırının organize bir şekilde gerçekleştiğinin whatsapp görüşme ve yazışmalarında da açığa çıktığını belirten Kart, Veli ile oğlu Ali arasında cezaevindeyken gerçekleşen “Kürtler uslandı mı” şeklindeki telefon görüşmelerini hatırlattı. Bu konuşmanın bile saldırının organize olduğunu gösterdiğini ifade eden Kart, “Buram buram nefret ve Kürt düşmanlığı kokuyor bu konuşmalar” dedi.
2 dakikalık görüntü silinmiş
Kart “Katliam gününe ait 2 dakikalık görüntünün kayıtta olmadığı görülüyor. Failin Dedeoğulları’nın evinden ilk ayrılışının ardından 2 dakika yok. 2 dakika nasıl kayboluyor? Soruların yanıtı Savcı ve kolluktadır. Katilin iştirak içinde olduğu kişilerin de o 2 dakikada bir Mercedes arabanın geldiğini ve önceden o aracın orada olduğunu biliyoruz” diye konuştu.
Ne olmuştu?Konya'nın Meram ilçesi Hasanköy Mahallesi'nde yaşayan Dedeoğulları ailesi 30 Temmuz'da kendi evlerinde silahlı saldırıya uğramış, saldırgan Mehmet Altun yedi kişiyi öldürdükten sonra evi ateşe verip kaçmıştı. Olay yerine ihbar üzerine giden polis, Yaşar Dedeoğlu, Barış Dedeoğlu, Serpil Dedeoğlu, Serap Dedeoğlu, İpek Dedeoğlu, Metin Dedeoğlu ve Sibel Dedeoğlu'nun cenazelerini bulmuştu. Olaya ilişkin yürütülen soruşturmada katil zanlısı Mehmet Altun'un da aralarında bulunduğu Keleş ve Çalık ailelerinden 11 kişi hakkında "Canavarca Hisle Tasarlayarak Yedi Kişiyi Kasten Öldürme", "Azmettirme", "Yakarak Mala Zarar Vermeye Azmettirme" suçlarından dava açılmış, Keleş ve Altun ailelerinden 11 kişi tutuklanmıştı. Konya 5. Sulh Ceza Hakimliği'nde 7 Ekim'de görülen katliam davası kapsamında daha önce 12 Mayıs'ta gerçekleşen saldırı nedeniyle tutuklan Ali Keleş ve Lütfi Keleş'in bu dosya kapsamında da tutuklanmasına karar verilmiş, dosyadaki tutuklu sayısı 13'e yükselmişti. 12 Mayıs saldırısı24 yıldır aynı mahallede yaşayan Dedeoğulları ailesi katliamdan yaklaşık 2 ay önce, 12 Mayıs 2021'de yaklaşık 60 kişilik ırkçı bir grubun saldırısına maruz kalmıştı. Saldırıyı "Biz ülkücüyüz, sizi burada yaşatmayacağız" tehditleriyle düzenleyen grup, yedi kişilik aileyi ağır yaralamıştı. Saldırının ardından tutuklanan yedi kişiden beşi tahliye edilmişti. Ali Keleş ve Lütfi Keleş'in tutuklu yargılandığı dosya kapsamında toplam 9 sanık yargılanıyor. Ailenin avukatı Abdurrahman Karabulut, katliam öncesinde ailenin korunması noktasında yeterli güvenlik önlemleri almayan mülki idare amirleri, il ve ilçe emniyet müdürleri ile koruma tedbirini yanıtsız bırakan dosyanın savcısı ve sulh ceza hâkimi hakkında "görevi ihmal" suçundan şikâyette bulunmuştu. |
(HA)