Haberin İngilizcesi için tıklayın
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2011’de PKK lideri Abdullah Öcalan'ın avukatlığını yapan Ü.S.'ye yönelik yürütülen bir soruşturma kapsamında, aynı ofiste çalışan avukatlar Mehmet Ali Kırdök, Mihriban Kırdök ve Meral Hanbayat'ın elektronik verilerine soruşturma kapsamı dışında el konulmasını özel hayatın ve mesleki gizlilik hakkının ihlali saydı. AİHM Türkiye'yi tazminata mahkum etti.
Olay İstanbul cumhuriyet Başsavcılığı 2011’de PKK lideri Abdullah Öcalan ile PKK veya KCK arasında kurulan gizli iletişim kanallarını tespit etmek ve ortaya çıkarmak için soruşturma başlatmasıyla başladı.
Soruşturma kapsamında polis Türkiye'de on altı şehirde eşzamanlı baskın yaptı. 22 Kasım 2011’de polis Ü.S.'yi evinde gözaltına aldı. Aynı gün, Ü.S’nin ofisinde de ara yaptı.
Aynı ofisi paylaşan avukatların verilerine de el konuldu
Arama sırasında ofisi paylaşan avukatların ortak olarak kullandığı bilgisayarın sabit diskine soruşturma kapsamı dışında olmalarına rağmen el konuldu. Polis ayrıca yine ofisi paylaşan avukatlardan Meral Hanbayat'a ait hafıza kartlarına da el koydu. Arama ve el koyma işlemi avukat Mihriban Kırdök'ün huzurunda gerçekleştirildi.
Olaydan bir gün sonra Mihriban Kırdök ve Meral Hanbayat, Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen arama ve al koyma kararının hukuksuz olduğunu belirterek bir üst mahkemeye itirazda bulundu. Kırdök ve Hanbayat ayrıca el konulan verilerin Ü.S.'ye ait olmadığını, yasal gizlilikle korunmaları gerektiğini ve kararın hukuka aykırı olarak tek bir hakim tarafından alındığını savundu. Avukatlar verilen kendilerine iadesini ya da kopyaların yok edilmesini talep etti.
İtirazları reddedildi
Cumhuriyet Başsavcılığı söz konusu verilerin henüz incelenmediğini bu nedenle sahiplerinin kesin olarak tespit edilemeyeceğini savundu. Ağır Ceza Mahkemesi ise talep edilen emrin hukuka ve ilgili prosedüre uygun olarak verildiği belirterek itirazı reddetti.
İç hukuk yollarının tükenmesi üzerine Mehmet Ali Kırdök, Mihriban Kırdök ve Meral Hanbayat kararı 2012’de AİHM’ne taşıdı.
AİHM tazminata mahkum etti
Başvuruyu inceleyen AİHM dosyayı bugün karara bağladı. AİHM başvurucuların elektronik verilerine el konmasının 'avukat-müvekkil arasındaki gizliliğin ihlali’ olarak gördüğünü ifade etti.
Mahkeme kararında "Bu, demokratik bir toplumda olmaması gereken bir uygulamadır" denilerek, Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8. ve 13. maddelerini ihlal ettiğine hükmetti.
"Taleplere rağmen, Türkiye yargısı hiçbir zaman verileri iade etmedi ya da kopyaları yok etmek istemedi" denilen kararda mahkeme, Türkiye’yi her üç başvurucuya da manevi tazminat olarak 3 bin 500 Euro ödemesine hükmetti. Mahkeme ayrıca masraflar için de Türkiye’nin toplam 3 bin Euro tazminat ödemesine hükmetti.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8 ve 13. Maddeleri ne diyor?Madde 8: Özel ve aile hayatına saygı hakkı - Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir. - Bu hakkın kullanılmasına bir kamu makamının müdahalesi, ancak müdahalenin yasayla öngörülmüş ve demokratik bir toplumda ulusal güvenlik, kamu güvenliği, ülkenin ekonomik refahı, düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli bir tedbir olması durumunda söz konusu olabilir. Madde 13: Etkili başvuru hakkı - Bu Sözleşme'de tanınmış olan hak ve özgürlükleri ihlal edilen herkes, söz konusu ihlal resmi bir hizmetin ifası için davranan kişiler tarafından gerçekleştirilmiş olsa dahi, ulusal bir merci önünde etkili bir yola başvurma hakkına sahiptir. |
(HA)