Fotoğraf: bianet
Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Anayasa Mahkemesi, toplantı ve gösteri hakkı ile suç ve cezanın kanuniliği ilkesiyle ilgili iki ayrı karar verdi.
Kararlarda her iki hakkın da Anayasal hak olduğu tanındı ve verilen idari para cezası uygulanmasının hak ihlali olduğuna hükmetti.
320 lira idari para cezası kesildi
Ankara, Yüksel Caddesi’ndeki “İşimi istiyorum” eylemi kapsamında, 29 Mayıs 2019’da “Yüksel Direnişi Halk Sofrasında Buluşuyor” sloganıyla iftar sofrası kurulacaktı.
Eylemciler Yüksel Caddesi’ndaki Mimarlar Odası önüne gelerek yanlarında getirdikleri karton kolileri yere serip iftar sofrası kurmak isterken polis müdahale etti. Gözaltına alınanlar ifadelerinin ardından serbest bırakıldı ancak eylemcilerden İpek Moral ve Nuriye Gülmen’e 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca ayrı ayrı 320 TL idari para cezası kesildi.
İkisi de idari para cezalarına ayrı ayrı itiraz ettiler. İtirazları inceleyen Ankara sulh ceza hâkimlikleri, para cezalarının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle itirazları kesin olarak reddetti. Moral ve Gülmen bunun üzerine AYM’ye başvurdu.
Gülmen’in başvurusu sonuçlandı, AYM, Anayasa’nın 34. maddesinde güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine, Gülmen’e 4 bin 500 lira vekalet ücreti ödenmesine karar verdi.
OHAL bittikten sonra OHAL yasağı sürmez
Ayrıca, kararın, ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara 3. Sulh Ceza Hâkimliği ve Ankara 6. Sulh Ceza Hâkimliğine gönderilmesine hükmetti.
Kararda, başvurucuların katıldıkları etkinlik nedeniyle idari para cezası ile cezalandırılmalarının, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına yönelik bir müdahale olduğu belirtildi.
Ayrıca eylem yasağını öngören Valilik kararının Olağanüstü Hal (OHAL) uygulamasına dayandığı ancak eylem tarihinde OHAL’in kaldırılmış olduğu ifade edildi: “Valiliğin 21 Ocak 2018 tarihli kararı 2935 sayılı Kanun'a dayanarak alınmıştır ancak 29 Mayıs 2019 tarihli eylem esnasında OHAL mevcut değildir ve söz konusu etkinliğe yapılan müdahale bir OHAL tedbiri olarak değerlendirilemez.”
AYM'den bir de bildiri dağıtma kararı
Anayasa Mahkemesi, Şubat 2019’da Ankara’da ekonomik kriz konulu bildiri dağıttığı için 153 TL para cezası kesilen Halkevleri üyesi Fırat Can Kara’nın başvurusunda da hak ihlali kararı verdi.
Kara, 5 Şubat 2019’da Natoyolu Caddesi’nde dört kişi ekonomik krizle ilgili düşüncelerini açıklamak amacıyla bildiri dağıtmaya başladı.
Olay yerine gelen polis Halkevleri tişörtü giyen üç kişinin üstünü aradı. Daha sonra da polis merkezine götürdü. Merkeze götürülen kişilere polis çevreyi rahatsız ettikleri gerekçesiyle Kabahatler Kanunu uyarınca 153 TL idari para cezası kesti.
Ancak Kara polisin olay yerine geldiği sırada orada değildi. Kara’nın bir saat öncesinde olay yerinden ayrıldığını tespit eden polis idari işlem yapmak için Kara’yı karakola çağırdı. Ardından da 153 TL ceza kesti.
Kara bunun üzerine bildiri dağıtmanın yasak olmadığını ve bir suç teşkil etmediğini belirterek cezaya itiraz etti. Ankara 3. Sulh Ceza Hakimliği “idari yaptırımın yasa ve usule uygun olduğunu” belirterek itirazı reddetti.
Bunun üzerine Kara konuyu Anayasa Mahkemesine taşıdı. Ceza konusu Kabahatler Kanunu’nun 37. maddesinde düzenlenen hükmün bildiri dağıtmayı kapsamadığını söyledi. Kanuni bir dayanak olmaksızın para cezasına çarptırıldığını ifade eden Kara haklarının ihlal edildiğini belirtti.
"Suç ve cezaların kanuniliği ilkesi kapsamında incelenmeli"
Konuyu değerlendiren AYM, Kara’nın iddialarının bir bütün olarak Anayasa'nın 38. maddesinde güvence altına alınan suç ve cezaların kanuniliği ilkesi kapsamında incelenmesi gerektiğini ifade etti.
''Suç ve cezalara ilişkin esasları" içeren söz konusu maddedeki "Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza veremez.” İfadelerini hatırlatan AYM daha önce bu konuda verdiği emsal kararları sıraladı.
AYM, Kara’ya kesilen cezasın gerekçesi olan Kabahatler Kanunu’nun 37. maddesinin bildiri dağıtma eylemini kapsamadığını belirtti. Ankara 3. Sulh Ceza Hakimliğinin ret kararı için de “Bildiri dağıtmayı bu madde kapsamında değerlendirmesi maddenin özüyle çelişmektedir” dedi.
Bu nedenle de Kara’ya uygulanan idari para cezası için “suç ve cezaların kanuniliği ilkesinin ihlal edildiğine” hükmetti.
Yeniden yargılama yapılmasını isteyen AYM kararında “Yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatarak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir” dedi.
AYM, Kara’nın 10 bin TL’lik tazminat talebini geri çevirdi ancak Kara’ya 4 bin 500 TL vekalet ücreti ödenmesine karar verdi.
(AS/HA))