Haberin İngilizcesi için tıklayın
Muğla’nın Bodrum ilçesinde sınıf öğretmeniyken, 29 Ekim 2016’daki Kanun Hükmünde Kararname ile ihraç edilen Engin Karataş, başvurusunu reddeden OHAL Komisyonu hakimlerini Hakimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) şikayet etti.
Başvurusu, Bodrum meydanında tekbaşına yaptığı “İşimi istiyorum” eylemleri gerekçe gösterilerek reddedilmişti.
Karataş, savcılığa verdiği şikayet dilekçesinde, OHAL Komisyonu hakimlerinin “görevi kötüye kullanma” suçundan soruşturulmasını istedi.
Olmayan belgeye dayanarak ihraç
Karataş dilekçesinde, komisyonun gerekçeli kararında belirttiği belgenin var olmadığını ifade etti.
TIKLAYIN - Bakanlık: İhraç edilen öğretmenin “örgüt” bağlantısı yok
OHAL Komisyonu, ihraca karşı yaptığı başvuruda, hakkında verdikleri ret kararının ikinci maddesinde “Diğer Tespitler” bölümünde “Kurumunca Komisyonumuza intikal ettirilen başvurucuya ait personel bilgi dosyasında başvurucu hakkında DHKP/C terör örgütü ile irtibat ve iltisaklı olduğu bilgisine yer verildiği tespit edilmiştir” gerekçesini öne sürmüştü.
Engin Karataş, bahsedilen belgenin bulunmadığının idare mahkemesi sürecinde anlaşıldığını ifade etti.
Ankara 22. İdare Mahkemesi ara kararında Milli Eğitim Bakanlığından personel bilgi dosyasındaki bilgi, belge, soruşturma evrakı, ihbar dilekçesi gibi tüm delilleri ve özellikle komisyonun dayandığı belgeyi istemişti. Bakanlık 28 Temmuz 2021’de mahkemeye verdiği cevapta, “Başkanlığımızda Komisyon kararı ve ekleri dışında herhangi bir inceleme-soruşturma raporu, tutanak ve belge bulunmamaktadır” dedi.
İhraç gerekçesi: İhraca karşı protesto
Karataş, HSK’ya verdiği şikayet dilekçesinde ayrıca, komisyonun, işini geri istediği protestolarında açılan davaları ret gerekçesine dayanak gösterdiğini belirtti:
TIKLAYIN - OHAL Komisyonundan “Geleceğe Dönüş” Kararı
“KHK ile işime son verildikten sonra Anayasal hakkımı kullanıp işimi geri istediğimi belirten protesto gösterileri yaptım. Protestolarım kimseyi rahatsız etmedi. Vatandaşlardan bir şikâyet de olmadı. Ancak bazılarında polis tarafından gözaltına alındım ve dava açıldı. Mahkemelerden beraat kararları verildi.
“Bir defa da sendikam Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası’nın çağrısıyla yapılan basın açıklamasında gözaltına alındım. Hakkımda örgüt propagandası davası açıldı. Sonunda beraat verildi. Aleyhime kesinleşen karar yoktur. Komisyon Hakimlerinin UYAP incelemesinde belirttikleri davalar bunlardır.
“Hakimler masumiyet karinesini ihlal etmişlerdir. Ayrıca çalışırken henüz protestoya başlamadığım için herhangi bir irtibat kurulacak dava da açılmamıştı.”
Karataş ihracına dair bundan başka delil olmadığına göre işten çıkarılmasını ve iade talebinin reddini gerektirecek hiçbir somut delil sunulmadığını kaydetti.
“Dizlerim titreyerek sessizce döviz taşıdım”
Karataş, eylem yapmaya nasıl başladığını da bianet’e şöyle anlatmıştı:
“İşten atılmadan önce hakkımda hiç dava açılmamış, ömrümde hiç gözaltına bile alınmamıştım. İhraçtan ertesi günden itibaren üç gün boyunca okuluma gitmiş ve ders işlemiştim. Sonrasında Nuriye Gülmen ve Acun Karadağ’ı Facebook’tan takip edip etkilendim. Dizlerim titreyerek okulumun önündeki Bodrum Belediye meydanında sessizce döviz taşımaya başladım.
“İlk kez gözaltına alınırken polisler beni gözaltı aracının arkasındaki kafesli bölüme koymak istediklerinde oraya girmek istemediğimi, arka koltukta oturacağımı söylemiştim. ‘Oraya suçlular oturtulur. Ben suçlu değilim ki’ demiştim. Girmek istemeyince polis beni ittirip zorlamıştı. Sonraları ise alıştım. Şimdi kendim giriyorum.” (AS)