Fotoğraf: AA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
"Yoksulluk göçmenlikle birlikte çocukları, hak ihlallerine karşı çok daha riskli bir pozisyonda bırakıyor" diyor Derin Yoksulluk Ağı ekibinden Selen Yüksel, Esenyurt'ta bir binanın bodrum katında sobadan çıkan yangında dört çocuğun hayatını kaybetmesinin ardından.
Çocukların yanarak can verdiği, birinin de ağır yaralandığı haberler, bir kez daha yoksulluk, göç ve çocuk hakları meselelerini görünür kıldı.
"Kaderci bakış açısı yanlış"
Bu olaya kaderci bir bakış açısıyla, bir talihsizlik olarak bakmak yerine dört çocuğun ölümünün önlenebilir olduğunu ve bu olayın bir çocuk hakkı ihlali olduğunu görmek gerektiğinin altını çiziyor Yüksel.
Derin Yoksulluk Ağı ekibi İstanbul'un yoksul mahallelerinde çalışmalar, saha araştırmaları yürütüyor, ailelerle sürekli temas halindeler.
Selen Yüksel öncelikle konuyu çocuk hakları açısından ele alıyor:
"Aile yoksulluktan korunamadı"
"Türkiye'nin de taraf olduğu Çocuk Hakları Sözleşmesi Madde 6 her çocuğun temel yaşama hakkını tanır ve der ki: "Taraf Devletler, çocuğun hayatta kalması ve gelişmesi için mümkün olan azami çabayı gösterirler". Madde 27 ise her çocuğun gelişimini sağlayacak yeterli bir hayat seviyesine hakkı olduğunu tanır. Yoksulluk derinleştikçe birçok çocuğun sağlıklı beslenme, güvenli bir ev, ısınma, sağlık ihtiyaçlarına erişim gibi yeterli bir hayat seviyesi için gerekli olan haklarına erişemediğine tanık oluyoruz.
"Bir ailenin doğalgaz faturasını ödeyemediği için elektrikli sobayla ısınması yoksulluğun ve bu ailenin yoksulluktan korunmadığının bir göstergesi. Bu hakların ihlalinin sonucu olarak dört çocuğun hayatını kaybetmesi ise bu hakları korumakla sorumlu olan kişilerin sorumluluklarını yerine getirmediğinin göstergesidir. Hayatını kaybeden dört çocuğun göçmen çocuklar olduğu da haberlere yansıdı. Yoksulluk göçmenlikle birlikte çocukları, hak ihlallerine karşı çok daha riskli bir pozisyonda bırakıyor."
Kış aylarında ısınma yoksul aileler, özellikle çocuklu yoksul aileler için nasıl bir sorun? Aileler ve çocuklar neler yaşıyor? Nasıl çözüm yolları buluyorlar ya da bulabiliyorlar mı?
"Bu kış ailelerin ısınma sorunu daha fazla"
Selen Yüksel bu soruya şöyle yanıt veriyor:
"2021 yılında Derin Yoksulluk Ağı'nın parçası olan hanelerin yaklaşık yüzde 92'si sobayla ısınıyor. Geçen kışa göre bu kış ailelerin ısınma konusunda çok daha fazla zorlandıklarını gözlemliyoruz. Bu sene yakacak alamadıklarına dair telefonları daha fazla alıyoruz.
"Kaymakamlığın dağıttığı kömürler yanmıyor"
"Takip ettiğimiz haneler kaymakamlığın dağıttığı kömürlerin yanmadığını, kendilerinin de yakacak bulmakta zorlandıklarını ifade ediyorlar. Yakacak bulamadıklarında bulabildikleri atıkları yakacak olarak kullandıklarını anlatıyorlar. Bu durum uzun soluklu olarak solunum sistemi sağlığının zarar görmesi, kısa dönemde ise yangın ve zehirlenme gibi riskler ortaya çıkarıyor. Bazı aileler ise yeni soba alamamaları sebebiyle eski ve hasarlı sobalarını kullanmayı sürdürüyorlar.
"Kaymakamlığın iki senede bir verdiği soba desteğinden; desteği almalarının üzerinden henüz iki sene geçmemiş olması, çadır/brandada yaşamaları sebebiyle ikametlerinin yaşadıkları evde olmaması gibi sebeplerle faydalanamayan aileler için hasarlı sobaları kullanmak hayati bir risk oluşturuyor."
"Solunum cihazı kullanan çocuğun evinde elektrik kesilmişti"
"Sadece ısınma değil, elektrik ve suya erişimin de yoksulluk yaşayan ailelerin üzerinde çok büyük bir yük olduğunu görüyoruz. Elektrik ve su faturalarının birikmesinden kaynaklanan çaresizliği de duyuyoruz ailelerden. Elektrik ve su da yeterli bir hayat seviyesinin önemli koşulları. Takip ettiğimiz, solunum cihazı kullanması gereken bir çocuğun evinde elektrik kesilmişti, bu da aynı şekilde hayati etkileri olabilecek bir sorun.
"Temiz suya ulaşım da aynı şekilde hayati bir mesele ve bir insan hakkı. Aileler çoğunlukla içme suyu olarak da şebeke suyu kullandığından sularının kesilmesi hem hijyene hem de temel su haklarına ulaşamamaları anlamına geliyor. Faturalarını ödeyemeyen ailelerin üzerinde bir de eve İski veya elektrik şirketleri tarafından gönderilen ihbarnamenin psikolojik yükü ekleniyor. Özellikle pandemi sürecinde yaşamsal olan su ve elektriğe erişim de temel haklar çerçevesinde ele alınıp yeniden konuşulmalı."
Ne olmuştu?
Dün gece İstanbul Esenyurt'ta bir binanın bodrum katındaki dairede çıkan yangında 4 çocuk hayatını kaybetti. İtfaiye ekiplerinin müdahalesiyle kısa sürede kontrol altına alınan yangın sırasında son anda kurtarılan anne ve bir çocuğu ise hastaneye kaldırılarak tedavi altına alınmıştı.
Suriyeli Fatma Hammud, dairede hayatını kaybeden 1, 3, 7 ve 9 yaşındaki dört çocuğun annesiydi. Gün içinde habere yansıyan bilgilerde çocukların babasının ise hapishanede bulunduğu bilgisi yer aldı. Suriyeli ailenin doğalgaz faturasını ödeyemediği için elektrikli sobayla ısındığı aktarıldı. İstanbul Valiliği ise, konuyla ilgili olarak adli ve idari soruşturma başlatıldığını duyurmuştu.
(AÖ)