Haberin İngilizcesi için tıklayın
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), eski MİT yöneticisi Mehmet Eymür’ün işkence konusundaki itiraf niteliğindeki sözleriyle ilgili bir açıklama yaptı.
Mehmet Eymür ve silsile içindeki tüm sorumlular hakkında soruşturma başlatılması için yargıya başvuracağını duyurdu.
Konuyla yazılı bir açıklama yapan TİHV, Eymür’ün açıklamalarının başta işkence yasağı olmak üzere geçmişten bu yana Türkiye’de yaşanan ağır insan hakları ihlallerinin açık bir itirafı olduğunu dile getirdi.
TIKLAYIN - "Devlet 18 kişiyi para için öldürdü"
TIKLAYIN - Eski MİT yöneticisi Eymür işkence yaptığını "itiraf etti"
“İşkence mutlak olarak yasaktır”
Türkiye’nin de altına imza attığı ‘Birleşmiş Milletler (BM) İşkence ve Diğer Zalimane Gayriinsani veya Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşme’yi hatırlattı.
Bu anlaşmanın insanın sahip olduğu onur ve değeri korumak için işkenceyi mutlak olarak yasakladığını ve sözleşmeye göre harp hali dahil hiçbir durumun işkencenin uygulanmasına gerekçe gösterilemeyeceğini ifade eden TİHV açıklamada, “İnsanlık ailesinin ortak kazanımı olan ve modern insan hakları hukukunun en temel kurallarından birini oluşturan bu yasak, normlar hiyerarşisi açısından üstün kural, başka bir deyişle buyruk kural niteliğindedir. Dolayısıyla hiçbir koşulda istisnası olmaz” dedi.
"Tahribatın göstergesi"
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Hal bu kadar açık iken, Mehmet Eymür’ün doğrudan kendisi ve içinde yer aldığı yapılar ile ilgili itiraf/delil niteliğindeki bu açıklamaları, tek tek işkence görenler kadar tüm toplumun vicdanında da derin yaralar açmakta ve adalet duygusunu onarılmaz biçimde tahrip etmektedir.
"Bu itiraflar aynı zamanda, başta işkence ve diğer kötü muamele olmak üzere ağır insan hakları ihlallerinin sürekliliğini sağlayan en temel etken olan cezasızlık olgusunu bir kez daha en çıplak haliyle görünür kılmıştır. Hepsinden ötesi, bu denli pervasızca ve pişkince yapılan itiraflar, ülkemizde insan hakları değerlerinde yaşanan tahribatın ne denli büyük olduğunu da göstermektedir. “
“Hukuki girişimde bulunulacak”
“Bu vesileyle, asli var oluş nedeni işkencesiz bir ülke ve dünyaya ulaşmak olan TİHV olarak; tüm örtbas etme, korkutma, susturma çabalarına karşın, başlarına geleni kader olarak kabul etmeyip, yüksek sesle haykırabilmeleri için işkence görenlerin her koşulda yanında olmayı, maruz kaldıkları işkenceyi belgeleyip raporlamayı, fiziksel ve ruhsal onarım süreçlerine destek vermeyi, adalete erişimlerine yardımcı olmayı, yaşadıkları acıların bir daha asla tekrarlanmaması için cezasızlıkla mücadele etmeyi dün olduğu gibi bundan sonra da aynı kararlılıkla sürdüreceğimizi bir kez daha ifade etmek isteriz.
“Bu kapsamda, özellikle işkence suçlarında zaman aşımı söz konusu olmadığı için, başta işkence olmak üzere diğer ağır insan hakları ihlallerisuçları ile ilgili yapılan itirafları delil kabul ederek Mehmet Eymür ve silsile içindeki tüm sorumlular failler hakkında etkili ve bağımsız bir soruşturma sürecini başlatılmasına yönelik gerekli hukuki girişimlerde bulunduğumuzu kamuoyunun bilgisine sunarız.”
Mehmet Eymür hakkında1943 İstanbul doğumlu. MİT Kontrterör Dairesi eski başkanıydı. 9 Mart 1971'den sonra MİT'te Hiram Abas'la birlikte Ziverbey'de 1. Ordu Komutanı Orgeneral Faik Türün'ün emrinde çalıştı. Kızıldere ve Ulaş Bardakçı'nın öldürüldüğü operasyonlara katıldı. 1975'te Ankara MİT Bölge Dairesi Başkanlığı Takip Şube Müdürlüğü de yapan Eymür, 1980'de Bulgaristan'a gittikten sonra 1982'de Kenan Evren'in damadı Erkan Gürvit tarafından Çankaya Köşkü'ne çağırıldı. Türkiye'ye döndükten sonra Mardin MİT Bölge Müdürlüğü'ne getirildi. Daha sonra Ankara'da Kaçakçılık ve İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne tayin edildi. Başkan yardımcılığı görevine getirildikten sonra 1984'te Genelkurmay Başkanlığı'ndan alınan izinle "babalar operasyonu"nu başlattı. Alaattin Çakıcı'nın yakalanmasının ardından merkeze çağırıldı. Emeklilik kararına direnince MİT Yasası'nın 19. Maddesi işletildi ve Mesut Yılmaz'ın onayıyla Şeker Fabrikaları'na müşavir olarak atandı. Daha sonra emekliye ayrılarak Washington'a yerleşti. Eymür, 2000'de bir gazeteye verdiği demeçte, "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım konusunun MİT'le değil kendisiyle özdeşleştirilmesinden rahatsız olduğunu belirterek, "Teşkilatın elemanları arasında yüzlerce Yeşil var. Yeşil önce de vardı, yetkililer ne derse desinler, bundan sonra da olacaktır" dedi. Susurluk'ta ortaya çıkan çete-mafya-siyaset ilişkilerinde kilit bir isim olan Eymür'ün adı, Ergenekon soruşturmasında da geçiyordu. |
(HA)