*Fotoğraf: Ahmed Akacha, Pexels
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Diyarbakır Barosu İnsan Hakları Merkezi Mülteci Hakları Komisyonu, Diyarbakır Çınar İlçe Jandarma Komutanlığı’nda gözetim altında tutulan mültecilerle yaptığı görüşme sonrası hazırladığı raporu bugün açıkladı.
Komisyondan avukatlar, 21-24 Eylül arasında mültecilerin yanı sıra kurumlarla da görüştü. Raporda, ulusal ve uluslararası mevzuata göre sınırdışı uygulamasının neden yanlış olduğu ifade edildi:
“Görüştüğümüz göçmenlerden çoğu, ailelerinin Taliban tarafından öldürüldüğünü ve Afganistan’a geri gönderilmeleri durumunda kendilerinin de öldürülme veya insanlık dışı muamelelere maruz kalacaklarını belirtmişlerdir.
“Cenevre Sözleşmesi’nin 33. Maddesi, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 14. Maddesi, Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunun “Geri gönderme yasağı” başlığıyla düzenlenen 4. Maddesi, “Sınır dışı etme kararı alınmayacaklar” başlığıyla düzenlenen 55. Maddesi, her türlü özgürlüğü tehdit altında olanların sınır dışı edilemeyeceklerini ve geri gönderilemeyeceklerini net bir şekilde düzenlemektedir.
“Ulusal ve uluslararası mevzuat hükümleri bu konuda açık bir şekilde düzenlenmişken 15’i çocuk, 2’si görme engelli olmak üzere toplam 39 göçmenin sınır dışı edilmek üzere Van’a gönderilmeleri defacto uygulamalarının olduğunu göstermektedir.”
Ne olmuştu?
Raporda, gözetim altında tutulan mültecilerle ilgili şu bilgiler verildi:
“Diyarbakır İli Çınar İlçe Jandarma Komutanlığı’nda 19-25 Eylül 2021 tarihleri arasında 39 Afganistan ve Pakistanlı göçmen gözetim altında tutuldu. Gözetim altında tutulan göçmenler 12–30 yaş arasındaki erkek bireylerden oluşuyor. 15’ i çocuk, 2 kişi ise görme engelli.
“Göçmenler 19 Eylül’de yakalanmış olup, aynı gün Diyarbakır İli Çınar İlçesi Bayır konak Jandarma Karakolunda tutulmuş, 20 Eylül’de Çınar İlçe Jandarma Komutanlığı’na getirilmişlerdir. 25 Eylül’de ise Çınar İlçe Jandarma Komutanlığı’ndan çıkarılarak sınırdışı işlemleri için Van’a götürülmüşlerdir.”
Hukuki destek için avukat görevlendirilmedi
“Göçmenlerin yakalandıkları tarih itibariyle ifadeleri alınmamış, herhangi bir tebligat yapılmamış, verilecek olan kararlara itiraz başta olmak üzere uluslararası koruma statüsüne başvurma hakları konusunda bilgi verilmemiş, hukuki destek sunulması için avukat görevlendirilmesi yapılmamıştır.
“Göçmenler arasından 1 kişide COVID-19 vakası tespit edilmiştir. Bu kişi ayrı tutulmuş aralarında çocukların da olduğu diğer 38 göçmen bir arada kalmaya devam etmiştir.
Battaniye verilmedi, günde bir öğün yemek
“Göçmenlere yeterli battaniye ve hijyen malzemeleri verilmemiş, yakalandıkları ilk 2 gün, günde 1 öğün yemek verilmiş, besin ihtiyaçları yeterli düzeyde karşılanmamıştır.
“Göçmenlerin detaylı sağlık muayeneleri yapılmamış, herhangi bir sağlık kuruluşuna götürülmemişlerdir.”
İşkence izleri görüldü
“İran askerleri ve kaçakçıları tarafından işkence ve kötü muameleye maruz kaldıklarını beyan etmeleri üzerine bazı göçmenlerin vücudunun farklı yerlerinde morartılar, kızarıklıklar ve yaralar olduğu gözlemlenmiştir.
“Göçmenler, kendi ülkelerinden çıkarken İstanbul’a götürülmeleri için 1000-1500 dolar karşılığında kaçakçılarla anlaştıklarını, yaklaşık 2 ay önce ülkelerinden kaçtıklarını, yaklaşık 1 ay önce Türkiye-İran sınırında hiçbir işlem yapılmadan sınır dışı edildiklerini, sınır dışı edildikten sonra İran askerleri ve oradaki insan kaçakçıları tarafından işkence ve kötü muameleye maruz kaldıklarını, daha sonra tekrar İran üzerinden Türkiye’ye girdikleri, ülkelerinden çıktıktan sonraki tüm yolu yürüyerek geldiklerini, dağlık yollardan geldiklerini ve bu esnadan düşenlerin, yaralananların ve ölenlerin olduğunu, son olarak Diyarbakır İli Çınar İlçesinde askerler tarafından yakalandıkları ifade etmişlerdir.”
“Çocukların barınma ve sağlık ihtiyacı karşılanmalı”
Rapordaki çözüm önerileri şöyle sıralandı:
- Göçmenlerin; aralarında çocuk, engelli ve geri gönderilmeleri halinde öldürülme tehlikesi olanların olması nedeniyle sınırdışı işlemlerinin ivedilikle durdurulması,
- Göçmenlerin sınır dışı işlemlerinin durdurulması akabinde uluslararası koruma statülerine başvurularının alınması,
- Uluslararası koruma statülerine dair başvuruları alınırken aralarında çocukların olması nedeniyle öncelikle çocuğun üstün yararı ilkesinin benimsenmesi ve ivedilikle barınma, sağlık ve temel ihtiyaçlarının; başta Göç İdaresi Genel Müdürlüğü ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olmak üzere ilgili tüm kurumlarca sağlanması,
- Göçmenlerin hukuka erişim hakkının sağlanması açısından gerekli alt yapının oluşturulmasına dair çalışmalara ivedilikle başlanması,
- Göçmenlerin ülkelerine geri dönüşleri için ancak ülkelerindeki barış ortamının sağlanması gerektiği, bunun için Birleşmiş Milletler başta olmak üzere Uluslararası Örgütlerin rol alması öneriliyor.
(AS)