Haberin İngilizcesi için tıklayın
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Savunucuları Özel Raportörü Mary Lawlor, Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) insan hakları savunucularına karşı kullanılmasından kaynaklı hak ihlalleriyle ilgili Türkiye'ye mektup gönderdi.
MA'nın haberine göre, Lawlor 27 Temmuz'da gönderdiği mektupta, müvekkilleri ile yaptıkları görüşmeler ve katıldıkları etkinlikler gerekçe gösterilerek haklarında "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçlamasıyla dava açılan İnsan Hakları Derneği (İHD) üyesi Avukat Sevda Özbingöl Çelik ile Diyarbakır Barosu eski başkanı Avukat Cihan Aydın'la ilgili açıklama istedi.
Mektupta, Çelik ve Aydın hakkında açılan dava ve soruşturmaların, TMK'nin nasıl kullanıldığına dair iyi bir örnek olduğunu aktaran Lawlor, insan hakları savunucularının ve avukatların mesleklerini icra ettikleri için hedef haline getirildiğini ve terörle mücadele yasasının insan hakları savunucularının kendi işlerini yapmasını engellemek için kullanıldığını ifade etti.
TIKLAYIN - "Hak savunucularını tutuklamak için yasaları kötüye kullanmayı bırakın"
Görüş ve hücre cezasına COVID-19 savunması
Türkiye BM Temsilciliği aracılığıyla Lawlor'ın mektubuna 24 Eylül'de cevap verdi.
Av. Çelik'in kendi mesleğini icra ettiğinden dolayı değil "terör adına faaliyet" yürüttüğü için kovuşturmaya tabu tutulduğu iddia edilen cevap metninde Çelik'le ilgili gizli tanık ifadelerinin de olduğunu, söz konusu ifadelerde Çelik'in örgüt bağlantısı olduğunu anlaşıldığı savunuldu.
Çelik'in tutuklu bulunduğu süreçte 3 ay boyunca avukat ve ailesiyle görüştürülmemesi ve tek kişilik hücrede tutulmasını COVID-19 kapsamında alınan tedbirlere bağlayan Türkiye, her duruşma sonrası Çelik'in tek kişilik hücrede tutulmamasıyla ilgiliyse şöyle dedi:
"Mahkemeye gidiyordu. Hastalık bulaşmasın diye, tedbir amaçlı hücreye konuldu."
"Aydın hakkındaki suçlamalar düşürüldü"
Türkiye verdiği yanıtta Cihan Aydın için "PKK ile ilişkili kişi ve kurumların avukatlığını yapıyor" ifadesini kullandı.
Aydın'la ilgili gizli tanık ifadeleri olmasına rağmen, örgüt hiyerarşisindeki yerine dair yeterli delil bulunamadığı için hakkındaki suçlamaların düşürüldüğünü belirten Türkiye, Aydın hakkında hali hazırla yürütülen bir soruşturma ve kavuşturmanın da olmadığını savundu. (KÖ)