Anayasa Mahkemesi (AYM) Kazakistan vatandaşı Y.K.’nin geri gönderme merkezindeki bir odada el ve ayakları kelepçeli ve zincirli bir şekilde tutulmasını eziyet yasağının ihlali saydı ve başvurucuya 30 bin TL tazminat ödenmesine hükmetti.
2011’de Türkiye'ye gelen Y.K. Kazakistan Cumhuriyeti’nin iadesi talebi üzerine başlayan hukuki süreçte 16 Ekim 2018’de ülkesine iade edildi.
2 Kasım 2015’te İstanbul'da gözaltına alınan Y.K. hakkında 4 Kasım 2015’te sınır dışı etme ve idari gözetim kararları alınarak İstanbul Geri Gönderme Merkezine (GGM) gönderildi.
Avukatıyla görüştürülmedi
Y.K. 5 Kasım 2015’te sınır dışı edilme kararma karşı iptal davası açtı. Bunun üzerine Aşkale GGM'ye transfer edilen Y.K. 26 Kasım’da avukatı Abdulhalim Yılmaz’la görüşmek istedi fakat avukat Aşkale GGM'ye alınmadı.
Yılmaz bu konuyla ilgi olarak aynı gün düzenlediği iki ayrı tutanakta Aşkale GGM ve Erzurum İl Göç idaresi Müdürlüğü (ÎGM) yetkililerinin görüşme izninin yazılı talepten bir hafta sonra çıkabileceğini söyleyerek görüşme izni vermediklerini, böylece müvekkili hakkındaki idari karar ve davalarla ilgili bilgi alamadığını kayıt altına aldı.
Kötü muameleye maruz bırakıldı
Daha sonra ise Aşkale Cumhuriyet Başsavcılığına giderek suç duyurusunda bulundu. Yılmaz suç duyurusu dilekçesinde Y.K.'nin ailesi ve avukatıyla iletişiminin engellendiği, Kazakistan Cumhuriyeti yetkilileri ile görüştürülerek Kazakistan'a geri dönmesi konusunda bu kişilerin tehdit ve baskılarına maruz bırakıldığını, GGM'nin bodrum katındaki soğuk bir odada elleri ve ayaklarından zincirlenmiş bir şekilde tutulduğunu aktardı.
Aynı dilekçede Yılmaz, Cumhuriyet Başsavcılığından işkence ve kötü muamele iddialarının araştırılması ve kötü muamelenin durdurulmasını, Y.K.’nin tutulduğu odanın fotoğraflarının çekilmesini, güvenlik kamerası kayıtlarının muhafaza altına alınmasını, başvurucunun ruhsal ve bedensel durumu hakkında tıbbi rapor temin edilmesini ve sorumlular hakkında ceza soruşturması açılması talep etti.
İfadesi avukatı olmadan alındı
Aşkale Cumhuriyet Başsavcılığı’nın açtığı ve iki bölüme ayrılan soruşturmada Y.K.’nin avukatı Yılmaz hazır bulunmaksızın 10 Aralık 2015’de ifadesi alındı. Y.K. ifadesinde Aşkale GGM'de kötü muamele görmediğini, el ve ayaklarından zincirlenmediğini, Kazakistan’a dönmesi için baskıya uğramadığını söyledi.
Bunun üzerine Aşkale Cumhuriyet Başsavcılığı işkence ve kötü muamele iddialarıyla ilgili olarak 21 Aralık’ta kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verdi.
Başsavcılığın kararı üzerine Abdulhalim Yılmaz karara itiraz ederek Y.K'nin ifadesinin avukatı olmadan alındığını ve GGM’de kalan yüzlerce kişi olmasına rağmen tanık dinlenmediği belirtti.
Mahkeme soruşturmanın genişletilmesine karar verdi
Yılmaz itiraz dilekçesine başvurucunun el yazısıyla yazdığı 28 Aralık 2015 tarihli mektubu da ekledi. Y.K. bu mektupta Aşkale GGM’nin zemin katındaki bir hücreye konulduğunu, el ve ayaklan kelepçe ve zincirle birbirine bağlı bir şekilde ısıtması olmayan bu odada uzun süre tutulduğunu, yemek yerken dahi zincirlerin açılmadığını yazdı.
Y.K. mektubunda hücrede zincirli bir şekilde kalırken üçüncü gün Kazakistan Konsolosu'nun gelerek Kazakistan'a gitmesi için kendisine baskı yaptığını yazdı.
Y.K ayrıca mektubunda avukatının şikayetinin ardından odadan çıkarıldığını ve savcıya ifade vermeden önce kendisiyle görüşen GGM Müdürü'nün işkence yaptığını ve bu nedenle de yalan ifade verdiğini belirtti.
İtirazı inceleyen Erzurum 2. Sulh Ceza Hâkimliği 10 Şubat 2016’da soruşturmanın genişletilmesine karar vererek dosyayı yeniden Aşkale Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdi.
Mahkemenin kararının ardından Y.K’nin bir kez daha ifadesi alındı. Y.K. ifadesinde GGM’de işkenceye uğradığını söyledi.
Y.K.: Müdür sınır dışı etmekle tehdit etti
Y.K. ifadesinde şöyle konuştu:
"Geri Gönderme Merkezinden tanımadığım Tacikistanlı bir şahıs kaçma girişiminde bulundu ve duvarlar yüksek olduğu için kaçamayarak yakalandı. Bu olaydan sonra daha önce görmediğim iki görevli gelerek hana 'Gel gel' dediler. Bende zorluk çıkarmadan yanlarına gittim, akabinde beni nezaret kısmına aldılar.
"Görevliler ellerime ve ayaklarıma zincirle birbirine bağlanmış kelepçe taktılar. Kaldığım nezarette minder şeklinde bir yatak, yastık, battaniye, tuvalet ve lavabosu olan bir kısım bulanmaktaydı. Kaldığım oda çok soğuktu, herhangi bir ısıtma sistemi yoktu. Nezarette kaldığım ilk günün ertesinde bir görevli gelerek Kazakistan Konsolosluğundan bir yetkilinin geldiğini ve onunla görüşmek isteyip istemediğimi sordu. Bende görüşeceğimi söyledim. Kelepçeyi çıkarıp beni konsolosluk yetkilisiyle görüştürdüler.
"Daha sonra beni tekrar nezarete aldılar. 1 hafta kelepçeli şekilde orada kaldım, 1 haftanın sonunda beni misafirhane kısmına aldılar ve diğer şahıslarla birlikte orada kaldım. Müdür bey yanıma gelerek bana 'Düşündün mü?' dedi. Bende ne düşüneceğim ki dedim. Konsolosluk yetkilisinin bana eğer Kazakistan'a kendi isteğimle gidersem 12 yıl, sınır dışı olarak gidersem 25 yıl cezaevinde kalacağımı söylediğini söyleyip gitmek istemediğimi belirttim.
"Bunun üzerine bana iyice düşün diyerek beni tekrar nezaret kısmına koydurdu. 3 gün daha aynı nezarette kelepçeli bir şekilde, toplam 10 gün kadar nezarette kaldım. 10 günün sonunda savcılığa götürmek için nezaretten çıkarttıldım. Müdür bey bana 'Seni şimdi savcılığa götürecekler. Eğer benim söylediklerim dışında bir şey söylersen seni tekrar nezarete koyarım ve daha sonrada sınır dışı ederim' dedi. Bende savcılığa gittiğimde sınır dışı olmamak için Müdür beyin söylediği şekilde yalan ifade verdim.
"Nezarette kelepçeli kalmam dışında herhangi bir kötü muamele darp veya psikolojik bir baskıda bulunmadılar."
Başsavcılık yeniden kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi
Y.K.’nin Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesince tanzim edilen tıbbi raporunda da belirgin psikopatalojik bulgu saptanmadığı ve vücudunda harici yeni travmatik bir bulgu olmadığı saptandı.
Tanık ifadelerini dinleyen ve Aşkale GGM'de olay yeri incelemesi yapan Aşkale Cumhuriyet Başsavcılığı 14 Haziran 2016’da yeniden kavuşturmaya yer olmadığına karar verdi.
Karara tekrar itiraz eden avukat Yılmaz’ın dilekçesini inceleyen Erzurum 2. Sulh Ceza Hâkimliği 22 Haziran 2016’da itirazı kesin olarak reddetti.
Dosya AYM'ye taşındı
Yılmaz bunun üzerine dosyayı AYM’ye taşıdı.
2 Haziran 2020’de dosyayı görüşen AYM, GGM'lerin, sınır dışı edilmelerine karar verilen yabancıların barınma ve kontrol altında tutulmalarını sağlarken insan odaklı bir yaklaşımla çalışmaları gerektiğini belirtti.
“GGM’lerin burada tutulan kişilerin yaşam hakkının korunması, sosyal ve psikolojik açıdan güçlendirilmeleri temelinde hizmet vermeleri gerekir” dedi.
AYM somut olayda, tanık beyanları dikkate alındığında, ceza infaz kurumlarındaki müşahede odası şeklinde dizayn edilmiş olan ilgi odalarına alınan kişilerin el ve ayaklarına zincirli kelepçe takılması şeklinde bir uygulama olduğuna ve başvurucunun da bu uygulamaya maruz kaldığına yönelik makul bir şüphe oluştuğu ancak bu iddialara yönelik fiziksel kanıt bulunamadığını aktardı.
Yüksek mahkeme Y.K.’nin on gün tek kişilik ve ısıtması olmayan odada tutulduğuna dair makul şüphenin ötesinde kanıtlar bulunduğu kanaatine vardı ve eziyet yasağının maddi boyutunun sınırlı olarak yapıldığına karar verdi.
Anayasa Mahkemesi açıklanan bu gerekçelerle Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan eziyet yasağının maddi boyutunun ihlal edildiğine hükmetti.
Kararın bir örneğinin eziyet yasağının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden soruşturma yapılmak üzere Aşkale Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar veren AYM ayrıca Y.K.’ye 30 bin TL tazminat ödenmesine hükmetti. (HA)