Fotoğraf: Pixabay
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu ve Marmara Tutuklu ve Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHAY-DER), “Marmara Bölgesi Hapishaneleri Covid-19 Salgın Raporu”nu kamuoyu ile paylaştı.
Raporda, coronavirüsün mahpuslar arasında paniğe yol açtığı, hijyen kurallarına uyulmadığı, mahpuslara dezenfektan verilmediği vurgulanıyor.
TIKLAYIN - Raporun tamamını okuyun
"Sağlıklı beslenme koşulları yok"
Rapordan öne çıkanlar şöyle:
*Mahpusların aileleri ile görüştürülmemeleri, ziyaretlerin ertelenmesi, mahpusları salgın hastalıktan korumadığı gibi; böyle bir süreç mahpuslar için tecrit, aileleri içinse ciddi endişeye sebep oluyor.
*Her ne kadar hapishanelerin iç kısımlarında görevli olan infaz koruma memurlarına yönelik karantina uygulaması getirilmiş ve memurların da dış dünya ile ilişkileri sınırlandırılmışsa da alınan tedbirlerin mahpusların yaşam ve sağlık haklarını güvence altına almaya yeterli olmadığı açıkça görülmektedir. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada da 79 infaz koruma memurunun coronavirüs testinin pozitif çıktığı belirtilmiştir. Yine revirlerde görevli olduğu için hapishanelere giden doktorlar arasında coronavirüs testi pozitif olanlar olduğu biliniyor.
*Tarsus T Tipi Hapishanesinde, Buca Kapalı Hapishanesinde, Konya E Tipi Hapishanesinde, Silivri 7 Nolu L Tipi Hapishanesinde onlarca mahpus coronavirüse yakalanmıştır. Salgın hapishanelerde hızla yayılmaktadır. Uzun süre dış dünya ile teması kesilmiş olan mahpusların zayıf bağışıklık sistemleri ise mahpusları virüslere daha açık hale getirmektedir. Bu nedenle mahpusların virüs yayılırken hapishanelerde tutulmaları sağlık ve yaşam hakkının ihlali noktasında geri dönülemez zararlar vereceği endişesi her geçen gün artıyor.
*Sağlıklı beslenme koşullarının sağlanamaması, temizlik ve hijyen malzemelerinin yeteri kadar temin edilememesi, bazı hapishanelerde yaşanan su sıkıntısı ve özellikle tedavisi devam eden hasta mahpusların tedavi süreçlerinin durdurulması, ziyaretlerin askıya alınması, avukat görüşlerinin kısıtlanması ve bazı hapishanelerde kargo ve mektupların verilmemesi/gönderilmemesi mahpus ailelerinin ve kamuoyunun endişelerini daha da arttırmaktadır. Alınmış olan bu tedbirlerin amaca uygun tedbirler olmadığı açıkça ortada.
Çözüm: Ayrımsız tahliye
*Devletin, vatandaşlarına karşı hiçbir ayrım gözetmeksizin yaşam haklarına ilişkin negatif ve pozitif yükümlülüğü bulunmaktadır. Hali hazırda, mahpusların yaşam haklarına ilişkin pozitif yükümlülükler yerine getirilerek mahpusların yaşam ve sağlık hakları için gerekli tedbirlerin alınması gerekiyor.
*Yapılan değişikliklerde siyasi mahpusların bağışık tutulması eşitlik ilkesi ve ayrımcılık yasağını ihlal ettiği gibi düşman ceza hukukunun infaz sistemine de tezahürü anlamına gelmektedir. Bu uygulamaya bir an önce son verilerek; tutukluların tahliyeleri sağlanmalı.
*“Suçun vasıf ve mahiyeti’’ şeklinde matbu tutuk devam gerekçelerine son verilerek, kanunun tutuklamadan beklenen menfaati sağlayacağı amacıyla düzenlenen CMK 109. Maddede yer alan adli kontrol hükümleri sadece görünüşte kalmamalı, yaşam hakkını tehdit eden Covid -19 virüs salgının bulunduğu bu süreçte etkin bir şekilde uygulanmalı.
*Ceza yargılamalarında kişilerin masumiyet karinesine ihlal eden tutum ve önyargılar aşılarak “toplum tehlikesi’’ şeklinde özellikle siyasi mahpuslar hakkında tahliye kararlarının önüne geçen ifadelerden vazgeçilerek, yargılamalar konusunda mülkilik ilkesi kadar, her bir yargılanan kişinin yaşam haklarının da devletin teminatı altında olduğu göz önünde bulundurularak mahpusların adli kontrolle de olsa tahliyeleri sağlanmalı.
CPT tavsiyesi
*Tutuklu veya hükümlü ayrımı yapılmaksızın kronik hastalıkları bulunan mahpusların, virüs salgınına bağışık sistemlerinin zayıflığı sebebiyle daha açık olmaları sebebiyle, hastalıklarının ağırlığına bakılmaksızın acilen tahliyeleri sağlanmalıdır. Zira Dünya Sağlık Örgütünün verilerine göre Covit-19 virüsünün ölüm tehdidi altında bulunan kişiler özellikle kronik hastalığı olan kişilerdir. 50 yaş ve üzeri mahpuslar da Covit-19 virüsüne ilişkin ağır risk gruplarından olması sebebiyle tahliyeleri acil olan risk gruplarından.
*Tüm yukarıda belirtilen risk grupları açısından elzem olmak üzere hükümlülerin cezalarının konutta infazının sağlanması gerekmektedir. Bu noktada yasal düzenlemeler en acil şekilde yerine getirilmeli.
*Zira bu konuda yakın zaman Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi (CPT), COVID-19 salgını bağlamında, özgürlük tahdidine alternatif teşkil edebilecek uygulamalar sunmalarını ve “COVİD-19 taraması yaparak” en korunmasız durumdaki mahpusların “yoğun bakıma erişimini sağlayacak yollar” açmalarını tavsiye etti.
*Bu noktada hiçbir ayrım yapılmaksızın Anayasada yer alan temel haklardan olan eşitlik maddesinin uygulanması ve tüm mahpusların sağlık ve yaşam hakkı teminat altına alınarak, hapishanelerden tahliyeleri gerekmekte ve bu tedbirlerin aciliyetinin gereği yerine getirilmeli. (EMK)