* Fotoğraf: İslam Yakut - Edirne / AA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), bugün yaptığı yazılı açıklamada Türkiye-Yunanistan sınırındaki Yunanistan güvenlik güçleriyle kim oldukları belirlenemeyen silahlı kişilerin, mültecilere şiddet uyguladığını ifade etti.
Açıklamada, mültecileri zorla alıkoydukları, cinsel veya başka şekillerde tacize maruz bıraktıkları, eşyalarını gasp ettikleri ve giysilerini çıkarttıktan sonra Türkiye’ye zorla geri döndürdükleri belirtildi.
HRW, Yunanistan tarafından uygulanan sınır güvenliği önlemlerinin Avrupa Birliği’nin üst düzey yetkililerince övgüyle karşılandığını, Avrupa Sınır ve Sahil Güvenliği Kurumu (FRONTEX) aracılığıyla da desteklendiğini açıkladı.
Yunanistan, 1 Mart’ta, ülkeye düzensiz yollarla giren insanların iltica başvurusunda bulunmasını bir aylığına askıya almış ve mültecilerin mümkünse geldikleri, değilse transit geçtikleri ülkeye sınırdışı etmeye karar vermişti.
Edirne, Pazarkule Sınır Kapısı önünde mültecilerin zor koşullar altında bekleyişi ise sürüyor.
“AB’nin yardıma muhtaçları koruması gerekir”
İnsan Hakları İzleme Örgütü mülteci hakları araştırmacısı ve savunucusu Nadia Hardman, “Avrupa Birliği, Yunanistan’a, mültecileri koruması ve güvenli bir şekilde Avrupa Birliği ülkelerine yerleşmelerinin sağlanması için yardımcı olmak verine, Yunanistan güvenlik güçleri tarafından yürütülen hak ihlallerinin sunduğu kalkanın arkasına saklanıyor” dedi.
“Avrupa Birliği’nin mültecileri ve göçmenleri dövüp, soyup, elbiselerini çıkartıp, gerisin geriye nehre atan güçleri desteklemek yerine, yardıma muhtaç insanları koruması gerekir.”
Darp, taciz, hakaret…
HRW’den temsilciler, mültecilerin sınıra gitmeye başladığı 27 Şubat’tan sonra kara sınırından Yunanistan’a girmeye çalışmış 17’si erkek, 4’ü kadın, 21 mülteci ve göçmenle, 7-9 Mart tarihleri arasında, Türkiye’de görüştü.
Mülteciler, Türkiye-Yunanistan sınırındaki Pazarkule sınır kapısıyla, Pazarkule’nin güneyinde yer alan ve Türkiye ile Yunanistan arasında doğal bir sınır oluşturan Meriç nehrine gittiklerini anlattı. Görüşülenlerden sekizi sınır köylerine Türkiyeli polisler tarafından taşındıklarını, Yunanistan’a nereden geçebileceklerinin onlara yine polisler tarafından gösterildiğini ifade ettiler.
Yunanistan polisi ise mültecilere biber gazı ve plastik mermiyle müdahale etti.
İnsan Hakları İzleme Örgütü ile konuşan iki mülteci, Yunanistan güvenlik güçlerinin insanları geri itmek için gerçek mermiler kullandıklarını da belirttiler. Hastanede tedavi gördüğü sırada konuşan bu kişilerden biri, bacağından vurulmuş olduğunu söyledi. Türkiye de açılan ateşle en az üç mültecinin öldürüldüğünü açıklamıştı.
Görüşülenlerin tamamı, nehri botlarla veya yürüyerek geçtikten sonraki birkaç saat içinde gruptaki herkesin yollarının, farklı güvenlik birimlerinin resmî üniformalarını giymiş veya sivil giyimli silahlı kişilerce kesildiğini, sivil giyimliler arasında baştan aşağı siyah elbiseli, kar maskeli erkeklerin de bulunduğunu anlattılar.
Bu kişilerce resmî veya gayri resmî gözaltı merkezlerinde veya yol kenarlarında alıkonulduklarını ve Türkiye’ye geri itilmeden önce paralarının, cep telefonlarının ve bavullarının çalındığını söylediler.
Elektrik şokuyla taciz iddiası
Aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 17 kişi söz konusu erkeklerin onları elektrik şoku ile taciz ettiğini, ayaklarının tabanlarına metal veya tahta sopalarla vurduklarını, yumruk ve tekme attıklarını veya ayaklarıyla ezdiklerini anlattı.
HRW, sınır köylerinde yaşayan beş Türkiyeli ile de görüştü. Bu kişiler 28 Şubat ile 6 Mart tarihleri arasında, Yunanistan’dan yaralı ve yarı çıplak halde dönen büyük insan gruplarına yardım ettiklerini söylediler.
Eşi ve çocuklarıyla seyahat eden Suriyeli erkek, “[Yunanistan güvenlik güçleri] aramak bahanesiyle karımın göğüslerini ellediler” dedi ve devam etti: “Sonra da eşimin başörtüsünü açıp, pantolonunu çıkartmaya çalıştılar. Onları durdurmaya çalıştığımda beni yumruklarıyla, kalın plastik bir çubuk ve metal bir sopayla feci şekilde darp ettiler. 2 yaşındaki kızımın kafasına kalın plastik bir çubukla vurdular. Kızımın kafasındaki morluk hala duruyor.”
FRONTEX “Bilgimiz yok” dedi
HRW’nin bu uygulamalarla ilgili bilgi istediği FRONTEX 16 Mart’taki yanıtında talep edilen konuda bilgisinin bulunmadığını, bu bilgi öğrenildiği noktada sorulan soruya cevap verileceğini belirtti.
HRW açıklamasında, Yunanistan güvenlik güçlerinin faili oldukları her türlü hak ihlali ile mültecilerin sorgusuz sualsiz sınır dışı edilmeleri uygulamasının, Yunan Parlamentosunca soruşturulması gerektiği ifade edildi.
“Uygulama FRONTEX tarafından izlenmelidir. AB üyesi devletler, mültecileri acilen Yunanistan’dan AB üyesi diğer ülkelere yerleştirmeli ve iltica taleplerini adil bir şekilde değerlendirmelidirler.
“Yunanistan, iltica hakkını tanıyan ve insanları, zulme uğrayabilecekleri veya zarar görebilecekleri bir yere zorla geri gönderilmeye karşı koruyan geri göndermeme (non-refoulment) ilkesine yönelik teminatlar içeren Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uymakla yükümlü.”
“Avrupa Komisyonu, Yunanistan’ın Türkiye’den Yunanistan’a düzensiz yollardan giren insanlar için iltica prosedürlerini yeniden başlatmasını, mültecileri Türkiye’ye sorgusuz sualsiz geri döndürmeye son vermesini ısrarla talep etmelidir ve hak ihlallerinin faili olan görevlilerin yargılanması için yetkilileri sıkıştırmalıdır.
“Türkiye hiç kimseyi Yunanistan sınırını düzensiz yollardan geçmeleri için zorlamamalıdır.” (AS)