Haberin İngilizcesi için tıklayın
Bugün üçüncü yılını dolduran Bakırköy direnişini sürdüren öğretmenlerden Nursel Tanrıverdi, eylemlerini mahkeme kararlarına rağmen yasaklayan Kaymakamlığı, İçişleri Başkanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı’na şikayet etti.
Şikayet dilekçesinde, KHK ile ihraç edildikten sonra “İşimi istiyorum” eylemi yaptığı Bakırköy meydanında maruz kaldıkları gözaltıların ardından açılan birçok soruşturmanın takipsizlikle sonuçlandığını, davaya dönüşenlerin de beraatla bittiğini ifade etti.
Son dönemdeki gözaltılara sebep olarak Bakırköy Kaymakamlığının yasaklama kararının gösterildiğini ifade eden Tanrıverdi, “Bu karar bana tebliğ edilmedi. Ayrıca bu kararın Anayasal hakkıma saldırı olduğu kanaatindeyim. Halka alanların yasaklanmasının izahı yoktur” diyerek Kaymakamlığı Bakanlığa şikayet etti, soruşturulmasını istedi.
7 Şubat 2017 tarihli, 686 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile görevlerinden ihraç edilen Nursel Tanrıverdi ile Selvi Polat 20 Şubat 2017’den bu yana “İşimizi istiyoruz” sloganıyla Bakırköy meydanında eylem yapıyor.
Mahkeme: Anayasal demokratik hak arama haklarını kullandılar
Avukatı Ferdi Yamar aracılığıyla ilettiği dilekçesinde, eylemlerini “demokratik hak” olarak tanımlayan ve yargılanıp beraat ettikleri yedi ayrı mahkeme kararı da örnek gösterildi.
Öğretmenler Nursel Tanrıverdi ile Selvi Polat, yargılandıkları 10’dan fazla davadan beraat ettiler.
Bu davalardan Bakırköy 27. Asliye Ceza Mahkemesi, Bakırköy 23. Asliye Ceza Mahkemesi, Bakırköy 31. Asliye Ceza Mahkemesi, Bakırköy 39. Asliye Ceza Mahkemesi, Bakırköy 14.Asliye Ceza Mahkemesi, Bakırköy 44.Asliye Ceza Mahkemesi ve Bakırköy 32.Asliye Ceza Mahkemesi beraat kararlarında Bakırköy meydanında yapılan eylemi “demokratik hak” olarak tanımladı ve barışçıl bir eylemin yasaklanamayacağını ifade etti.
Örneğin Bakırköy 27. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/455 Esas nolu dosyasındaki beraat kararında kamu düzeninin bozulmadığı ifadesi yer aldı:
“Sanıklar Bakırköy Meydanında olay günü toplandıkları, herhangi bir şekilde katılanların suç teşkil edecek eylemde bulundukları yönünde iddianın bulunmadığı, toplantının kamu düzenini bozduğu yönünde bir iddia ve tespitin bulunmadığı, hali ile üzerlerine atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.”
Bakırköy 23. Asliye Ceza Mahkemesi de 2018/528 esas nolu kararında “İki kişi olarak KHK ile görevlerine son verilmesinden sonra şiddete dayanmayan ve şiddeti çağrıştırmayan demokratik haklarının kullanılması kapsamında barışçıl gösteriden ibaret olup…” tanımlamasını yaptı.
Benzer şekilde Bakırköy 32.Asliye Ceza Mahkemesi de 2018/706 esas nolu kararında eylemle ilgili şunları yazdı:
“Bu toplantının kamu düzenini bozduğu yönünde bir iddia ve tespitin bulunmadığı, sanıkların anayasada kaynaklanan demokratik hak arama haklarını kullandıkları bu hakkın kullanımında açıklanan mevzuat içeriğine aykırı davranışları bulunmadığı kanaati ile beraatlarına karar verilmiştir.”
Adli ve idari işlem yapılmasını talep etti
Dilekçede, bu kararlardan da anlaşılacağı üzere öğretmenlerin eylemlerinin Bakırköy yargıçlarınca suç olarak görülmediği ve Anayasal bir hak olduğunun tescillendiği ifade edildi:
“Hakkımızda açılan tüm davalardan da beraat etmişken görevini kötüye kullanarak alanları halka yasaklayan, keyfi kararlar alan, demokratik hakların kullanılmasına engel olan, hukuk devleti ilkesini zedeleyen Bakırköy Kaymakamı görevin kötüye kullandığı sabittir.
“Yasaklamanın derhal kaldırılmasını, Bakırköy Kaymakamı hakkında adli ve idari işlem yapılmasını, Disiplin ve cezai soruşturmanın yapılmasını talep ederim.” (AS)