Haberin İngilizcesi için tıklayın
Cumhuriyet davasında avukatların tutuklanmasıyla başlayan ve Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi önünde aylarca süren “Adalet Nöbeti” bir kez daha dava konusu oldu.
Adalet Nöbeti’ni organize eden avukatlardan Kemal Aytaç’a 4 Mayıs 2017’de “adliye içerisinde bekleyen avukatlara yönelik konuşma yaptığı” gerekçesiyle, Türk Ceza Kanunu’nun 28/1. Maddesinden dava açıldı.
Aytaç’a “Kanuna Aykırı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Düzenleme, Yönetme, Bunların Hareketlerine Katılma” suçlamasıyla açılan davanın ilk duruşması 16 Nisan 2020’de, saat 09.46’da İstanbul 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
Daha önce de ÇHD’li avukatlar adliye önünde açıklama yapmak isterken darp edilmiş, aralarında Aytaç’ın da olduğu avukatlara dava açılmıştı.
“Tutuklu şüphelileri desteklemek amacıyla …”
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mustafa Dağlı’nın hazırladığı iddianamede, “Kemal Aytaç’ın Adalet Nöbeti adı altında Cumhuriyet Gazetesine yönelik yürütülen soruşturmanın tutuklu şüphelilerini desteklemek amacıyla İstanbul Adalet Sarayı C Blok -3.katta yer alan Fuaye alanına gelerek toplantı düzenlediği” ileri sürüldü.
Burada 100-150 avukata yönelik konuşma yaptığı iddia edilen Aytaç’ın eylemlerinin güvenlik görevlilerince tutanağa yansıdığı ifade edildi. Tutanak, dosyanın delilleri arasında bulunuyor.
“Adalet beklentimizi açıklamak amacındaydım”
Avukat Kemal Aytaç ise savunmasında suçlamaları kabul etmedi:
“Adliye fuaye alanında adliyenin işleyişine engel olmayacak şekilde saat 11:30 sularında Adalet Nöbeti adıyla Cumhuriyet Gazetesinin üç avukatı için, tutuklu olmalarını içimize sindiremediğimizden, bir an önce tahliye edilmeleri için rutin, herhangi bir yazılı içerik olmayan sadece adalet beklentimizi açıklamak amacıyla sözlü bir beyanda bulundum.
“Bu beyanımda Adalet Nöbeti esnasında adliyenin çalışmasını engellemeyecek şekilde avukat arkadaşlarıma cübbeli olarak beklemeleri gerektiği yönünde uyarı mahiyetinde sözler sarf ettim.”
“Herhangi bir suçun oluşmadığı ortada”
Aytaç, her Perşembe olduğu gibi o gün de basın açıklamasının adliye dışındaki alanda yapıldığını ifade etti:
“Basın açıklamalarını ise adliye içindeki nöbet sonrası adliye binasının dışına çıkarak basın açıklamasını yapıyoruz. Bina dışında yapılan basın açıklamasını gerek adliye yöneticileri, gerekse kolluk görevlileri tarafından takip edilen kamera ve görüntü altına alınan açıklamalardır. Bunlar da kollukta mevcuttur.
“Adliye binası içinde kesinlikle basın açıklaması yapmadık. Ben de basın bildirisi okumadım. Tutanakta da zaten böyle bir iddia yok. Kesinlikle izinsiz toplantı ve yürüyüş yapmak ya da adliyenin içinde adliyenin işleyişini engelleyecek bir davranışım ve arkadaşlarımın davranışı eylemi olmamıştır.
“Tutanak içeriği, soruşturma dosyası ve bilirkişi raporunu incelediğim kadarıyla, herhangi bir suçun oluşmadığı ortadadır.” (AS)