Haberin İngilizcesi için tıklayın
İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), 26 Haziran İşkence Görenlerle Dayanışma Günü’nde İstanbul, Diyarbakır ve Ankara’da basın açıklaması yaptı.
Barolar ve tabip odalarının destek verdiği açıklamada, işkencenin insanlık suçu olduğu hatırlatıldı ve son dönemki iddialara dair şu soruşturma önlemlerinin alınması gerektiği ifade edildi:
* İşkence ve kötü muamele yapıldığı iddia edilen mekanların delil toplanması için derhal kapatılması,
* Şüphelilerin gözaltında tutulduğu yerlerin kamera kayıtlarının gecikmeksizin toplanması,
* İşkence ve kötü muamele mağduru olduğunu iddia eden kişilerin ifadelerinin alınarak, özellikle işkence ve kötü muamelenin gerçekleştiği ifade edilen yerlerin, bu ifadeler ışığında incelenmesi,
* Alıkonulma mekanlarında bulunan kolluk amir ve çalışanlarının ifadelerinin alınması,
* Gerekli durumlarda sorumluluğu bulunabilecek kişilerin açığa alınması,
* İşkence ve kötü muameleye uğradığını iddia eden kişilerin İstanbul Protokolüne uygun alternatif bir sağlık raporu alabilmeleri için il tabip odaları ile koordineli çalışılması,
* Yapılan tüm çalışmalarla ilgili olarak başta mağdurlar ve yakınları olmak üzere kamuoyunun yeterli bir şekilde aydınlatılması.
1997 yılında Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, “İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ya da Onur Kırıcı Muamele ya da Cezaya Karşı Sözleşme”nin taşıdığı önem nedeniyle 26 Haziran’ı işkence görenlerle dayanışma günü olarak ilan etmişti.
“Kamuoyuna da açıklama yapılmadı”
Açıklamada, özellikle 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrasında ilan edilen OHAL ile işkence ve kötü muamele vakalarında artış yaşandığına değinildi:
“18 Mayıs 2019 tarihinde Urfa’nın Halfeti ilçesine bağlı Dergili mahallesinde 51 kişinin gözaltına alınması ile başlayan süreç mutlak işkence yasağı ihlallerinin hangi boyutlara ulaştığının özel bir örneğini oluşturuyor.
“Kurumlarımızın inceleme ve gözlemlerinin yanı sıra, konu ile ilgili Urfa Barosu tarafından oluşturulan heyetin cezaevinde yaptığı birebir görüşme, adli raporlar, ayrıntılı anlatımlar, gözlem ve incelemelere dayalı olarak gözaltına alınan şahısların işkence ve diğer kötü muamele uygulamalarına maruz kaldıklarının doğrulandığına yer verdikleri rapor konuyu açıklıkla ortaya koyuyor.
“İlerleyen günlerde Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlar Soruşturma Bürosunda gözaltında tutulan, KHK ile ihraç edilmiş Dışişleri Bakanlığı personeli olduğu ifade edilen ve yaklaşık 100 kişi olduğu söylenen diplomatlarla ilgili olarak, şüphelilere işkence ve kötü muamele yapıldığına dair iddialar kamuoyuna ve basına yansıdı.
“Gözaltında tutulan bu kişilere hukuki yardımda bulunan müdafilerce de Ankara Barosu merkez ve kurullarına şüphelilere kötü muamelede bulunulduğu ve işkence yapıldığı şikayetlerinde bulunuldu.
“Ayrıca 2018 yılında gözaltına alınan Ayten Öztürk, dava dosyasında vermiş olduğu bilgilerde 5,5 ay kayıtsız olarak gözaltında tutularak kendisine işkence yapıldığını ifade etti.
“Urfa ve Ankara illerinde işkence ve kötü muamele yapıldığına dair kuvvetli deliller ortaya çıkmasına rağmen, iddiaların ciddiyetiyle orantılı bir inceleme yapılmadığı gibi kamuoyu da konuyla ilgili aydınlatılmadı.” (AS)