"FETÖ" medya yapılanmasında yer aldıkları iddiasıyla aralarında gazeteci Murat Aksoy ve müzisyen Atilla Taş'ın aralarında yer aldığı 18'i tutuklu 28 medya çalışanının “örgüt üyeliği” ve “darbe teşebbüsü” suçlamasıyla yargılandığı davada bugün mahkemenin kararını açıklaması bekleniyor.
Sabah iki saat gecikmeyle başlayan davanın bugünkü (8 Mart) duruşması İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor.
Duruşmada eski Aksiyon dergisi çalışanı Ufuk Şanlı, Rotahaber sahibi Ünal Tanık ile avukatları esas hakkında savunma yaptı.
Şanlı: Aksiyon'da Ahmet Davutoğlu da yazı yazıyordu
Savcının iddianamede, 22 sene önce mezun olduğu okulda eğitim görmesini dahi delil olarak sunduğunu vurgulayan Şanlı, Aksiyon'da çalıştığı dönemde Nihal Bengisu Karaca ve Ahmet Davutoğlu'nun da dergide yazılar yazdığını hatırlattı, “Ankara ofisi AKP milletvekillerinin uğrak yeriydi” dedi.
“Algı operasyonu yaptığım iddia edilen Aksiyon dergisi tarafından tazminatsız işten çıkarılarak mağdur edildim” diyen Şanlı dönemin Ekonomi Bakanı Ali Babacan’ın elinden yılın ekonomi gazetecisi ödülünü aldığını belirterek ByLock kullanıcısı olduğunda dair iddialara ilişkinse şunları söyledi:
“ByLock tespit raporunda bahsi geçen programı indirdiğim ancak hiçbir iletişim kurmadığım belirtilmiştir. Emniyetin raporunda 8 bağlantı var deniyor. BTK’nin raporunda ise 1258 kez bağlandığım iddia edilmiş. Geriye kalan 1250 bağlantı nedir? Ön emniyet raporunda ise bağlanmadığım bir programla iletişim kurarak bilişim tarihinde bir ilke imza attığım ifade edilmiş. Bağımsız bilirkişiye yaptırdığım rapora göre sadece 90 bağlantı uyumlu. 73 tanesi 1-3 saniye arası, 17 kayıt ise aynı saniyede girişlerdir.”
Şanlı’nın avukatı Barış Topuk da “Müvekkilim 17 yıl sonra örgüt faaliyetinden yargılanacağını bilseydi 1999’da Aksiyon dergisinde çalışmazdı. O dönemde Aksiyon’da yazanlar arasında Ahmet Davutoğlu, Fehmi Koru, Ayşe Böhürler gibi pek çok tanınan isim yer alıyor” dedi.
Topuk “Ufuk Şanlı'nın üyeliği ile suçlandığı örgüt darbe girişiminde bulunurken Şanlı bütün gece darbeye karşı paylaşımlar yapmıştı” diyerek Şanlı'nın örgütsel iletişim içinde olmasının mümkün olmadığını söyledi.
Topuk, ByLock raporunu hazırlayan bilirkişinin davada tanık olarak dinlenmesini, bu kabul edilmediği takdirde bir bilirkişi heyeti oluşturulmasını talep etti.
Ünal Tanık: Ben gazetecilikten başka bir şey yapmadım
Duruşmada esas hakkında savunma yapan Ünal Tanık, iddianamede şüpheli olarak gösterilen fotoğraflarda AKP Sözcüsü Yasin Aktay var. Davet edildiğim bir toplantıda neden davet eden suçlu değil?” diye sordu.
Ünal Tanık şöyle devam etti:
“Bilirkişi sosyal medyada Taha Ün ile bir yazışmamı delil olarak almış. Bilgi yanlışlığını kontrol ettiğim bir yazışma. Bu sanki bir ast-üst ilişkisi olarak ele alınmış.
“Taha Ün’ün nikahı Cumhurbaşkanı tarafından kıyılmıştı. Eşi de Emine Erdoğan ile çalışıyordu. Rotahaber’de Fuat Avni’yi haberleştirmemizin iki nedeni vardı: Haberlerde çok tartışılıyordu ve siteye çok tıklama getiriyordu. Fuat Avni tarafından DM ile yapılan yazma teklifini, sitenin popülerliğini artıracağı düşüncesiyle kabul ettim. 6-7 yazı sonra yolları ayırdık.
“Haber 7’de Ersoy Dede, Hüseyin Yayman, Cem Küçük gibi isimlerin yazı yazmalarını ilk ben teşvik ettim. Rotahaber’de ilk kez yazanlar arasında Halime Kökçe, Meryem Gayberi, Yaşar Taşkın Koç, gibi isimler vardı.Bugün hepsi başka mecralarda bulunan bu isimlerle aramda örgütsel bağ kurulmuyor, kavgalı ayrılan Ahmet Memiş ile kuruluyor.
“Hukuk devletinin öngörülebilir olması gerekir. Bir dönem bazı haberlere yasaklama kararları gelirdi. Biz de uygulardık. Fuat Avni hakkında haber yapmak suçtuysa neden mahkeme yasak koymadı? Bugün suç olmayan yarın suç sayılırsa, devlet vatandaşlarına tuzak kuruyor gibi algılanmaz mı? Ben gazetecilikten başka bir şey yapmadım. Geçmişte bu yapıya yardım ettikten sonra “Allah’ım ben ne yaptım” diyenlerin hukuktan yararlandığı gibi ben de yararlanmak istiyorum.”
ÜnalTanık’ın avukatı Yusuf Taş da “Ünal Tanık AKP-cemaat kavgasında zor olanı seçip mesleğini yapmaya karar vermiştir” dedi. Taş “Hukukun ölçülebilirlik ve bilinebilirlik ilkelerinin tekrar yürürlüğe girmesi için Ünal Tanık’ın tahliyesine ve beraatine karar verilmesini talep ediyoruz” diye konuştu.
Davaya öğleden sonra devam Yetkin Yıldız ve Yakup Çetin'in esas hakkında savunmalarıyla devam edilecek.
Yargılananlar
Yargılananlar Millet, Cihan Haber Ajansı, Zaman, Meydan, Yeni Hayat, Bugün gazeteleri, Rotahaber ve Samanyolu Haber siteleri çalışanları, sahipleri ve yazarlarından oluşuyor.
Davada Said Sefa ve Bülent Ceyhan hakkında yakalama kararı bulunuyor. Murat Aksoy, Atilla Taş, Cihan Acar, Bünyamin Köseli, Davut Aydın, İbrahim Balta, Ali Akkuş ve Muhterem Tanık tutuksuz olarak, Bayram Kaya, Cemal Azmi Kalyoncu, Habip Güler, Hanım Büşra Erdal, Ufuk Şanlı, Cuma Ulus, Mutlu Çölgeçen, Ahmet Memiş, Ünal Tanık, Muhammet Sait Kuloğlu, Yetkin Yıldız, Yakup Çetin, Seyid Kılıç, Mustafa Erkan Acar, Hüseyin Aydın, Abdullah Kılıç, Oğuz Usluer ve Gökçe Fırat Çulhaoğlu tutuklu olarak yargılanıyor.
İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti ve duruşma savcısıMahkeme Başkanı: Taner Akıncı Üyeler: Avni Kavi ve Özlem Atuk Çıldır Savcı: Aydın Boztaş |
Ne olmuştu?
30 Ağustos’ta İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Fethullah Gülen cemaatine yönelik soruşturma kapsamında aralarında gazeteciler ve akademisyenlerin bulunduğu 35 kişi hakkında gözaltı kararı vermiş, 27'si tutuklanmıştı. Farklı zamanlarda tutuklanan gazeteci ve yazarlar 8 ay davanın başlamasını bekledi.
AA, gözaltı kararını "FETÖ'nün medya yapılanmasına operasyon” başlığıyla duyurmuştu.
Davanın 31 Mart'ta görülen duruşmasında Atilla Taş ve Murat Aksoy'un da aralarında bulunduğu 21 kişi tahliye edilmiş, duruşma savcısı 8'inin tahliyesine itiraz etmişti.
Duruşma savcısının itirazını aynı gün işleme koyan 26. Ağır Ceza Mahkemesi talebi kabul ederek Hanım Büşra Erdal, Ahmet Memiş, Bayram Kaya, Cemal Azmi Kalyoncu, Cuma Ulus, Habib Güler, Halil İbrahim Balta ve Muhammet Said Kuloğlu hakkında yeniden yakalama kararı çıkarmıştı ve söz konusu sekiz kişi tahliye olamadan cezaevinde kalmıştı.
Savcının tahliye talebinde bulunduğu ve mahkemenin de tahliye ettiği aralarında Atilla Taş ve Murat Aksoy'un da bulunduğu 13 kişi hakkında ise İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı aynı gün darbe soruşturması kapsamında gözaltı kararı vermiş, bu kişiler de cezaevinden çıktıktan sonra gözaltına alınarak emniyet müdürlüğüne götürülmüştü. Burada sorgulanan şüpheliler çıkarıldıkları sulh ceza hakimliği tarafından tutuklanarak yeniden cezaevine gönderilmişti.
21 kişi hakkında tahliye kararı veren 25. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı İbrahim Lorasdağı, hakimler Barış Cömert ve Necla Yeşilyurt Gülbiçim 3 Nisan 2017'de açığa alınmıştı.
Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan, 13 kişi hakkında 7 Haziran'da "darbe teşebbüsü" iddiasıyla ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle iddianame hazırlamıştı.
13 gazeteci için İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılmış, daha sonra dava 29 kişilik dosyayla birleştirilmişti. 22 Şubat 2018'deki duruşmada Emre Soncan'ın dosyası ayrılmış, sanık sayısı 28'e düşmüştü. (EA)