Fotoğraf: Dilek Şen
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atanan Prof. Dr. Melih Bulu'yu protesto eylemleri sırasında düzenlenen sergide Kabe fotoğrafının yer almasına ilişkin soruşturmada gözaltına alınan öğrencilerden 2'si dün 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve alenen aşağılama' suçundan tutuklandı. 2 öğrenciye ise ev hapsi verildi.
Atanmış rektör Melih Bulu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş tarafından hedef gösterilen ve tutuklanan öğrencilerin avukatı Levent Pişkin, tutuklama kararı ve son birkaç gündür yaşanan gelişmeleri bianet’e değerlendirdi.
TIKLAYIN-Erbaş, Soylu ve Bulu hedef gösterdi, iki öğrenci tutuklandı
"Yargıtay, AYM ve AİHM kararları açık"
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) ifade özgürlüğü kararlarına atıfta bulunan Pişkin, söz konusu olayın tek başına ifade özgürlüğü meselesi olarak ele alınamayacağını söyledi ve ekledi: “Burada 'dini değerlere' bir hakaret olduğu varsayılsa bile bu bir sanat sergisi ve sanat ifade ediliyor.
"Yargıtay, AYM ve AİHM kıstasları yeterince açık. Sanat eserlerinde ifade özgürlüğü herhangi bir beyanattan daha geniş bir çerçevede değerlendirilmeli. Kaldı ki, burada eser sahibi değil soruşturulan bir suçun olduğunu kabul etsek bile, burada soruşturulan sergiyi düzenleyen öğrenciler. Fakat her şeyin ötesinde bu değerlendirmeler hukuku bağlayan değerlendirmeler.”
TIKLAYIN-"Akademik özerklikten vazgeçemeyiz"
"Soruşturma hukuki değil"
Soruşturmanın hukuki olmadığına vurgu yapan Pişkin, şöyle devam etti: “Hukuki olmayan, aslında hukuken yok hükmünde olan bir soruşturma ve hukuki bir değerlendirme yapılamaz. Bu tamamen siyasi amaçlarla yapılmış bir şov, bir gösteri. Hukuken yok diyorum çünkü ne yakalama ne gözaltı ne el koyma kararı vardı dosyada. Daha ötesi suça konu edilen eser yok. Usulen doğmamış, bulunmamış bir soruşturmadan insanların hürriyetinin tahdit etmek bunun adı, başka bir şey değil.
"Suçun oluşma şartları yok"
“Ayrıca 216/1'den (halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmesi) değerlendirme yapmaya kalksak yine elimizde kalıyor, tutacak kulp yok. Savcılık ve karakol 216/3'ten (halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama) ifadelere başvurdu, sorgu aşamasında bir anda sevk maddesi olarak 216/1 önümüze kondu. 216/1'in oluşma şartları var mı peki, o da yok. Her şeyin ötesinde burada kasıt yok ortada, manevi unsur eksik.
TIKLAYIN-"Tüm bileşenlerimizle karşısındayız Melih Bulu'nun"
"Sorumlular geniş kitlelere yayanlardır"
“Maddi unsurlarına baktığımızda ise kanun açık: Bir grubun diğer grup aleyhine kışkırtılması aşağılanmasını söylüyor. Daha önemlisi, kamu güvenliğini bozacak somut bir tehlikenin ortaya çıkmasını temel şart olarak görüyor. Bu da yok, en azından hükümet olaya müdahale edene kadar yoktu.
"Küçük bir kampüste bir kaç yüz insanın gördüğü bir eser milyonlar tarafından görüldü bu tutum sayesinde, o zaman bir suç varsa, illa bir suçlu arayacaksak suçun sorumluları bunu kamuoyunun geniş kesimlerine yayanlardır, bu öğrenciler değil.”
ESERİN TANITIM YAZISINDA NE DENİYOR?Soruşturmaya konu edilen eserin sergideki tanıtım yazısında, anonim olan eser sahibinin şu ifadeleri yer alıyor: "Bu eserde bu figürü toplumsal mizojininin en büyük motivasyonu olan kurgulanmış dinin merkezine girerek Anadolu kadınlarının bu gizli ve derin mücadelesini bir adım daha cesurlaştırmak istedim. Şahmaran'ın arkasındaki yeşil ise asıl cenneti sembolize etmekte. Şayet kadın ve hayvan özgürlüğü merkezi bir konuma gelirse çok aranılan cennet imgesi bizzat dünyanın kendisi olacaktır..." Öğrencilerin ifadesi:Tutuklanan öğrencilerden D. D. savcılık sorgusunda söz konusun suçlamalara ilişkin şunları söyledi: Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü 4. sınıf öğrencisiyim. Boğaziçi Üniversite rektörlük atamasını protesto eylemleri kapsamında okulumuzda çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Soruşturma konusu olan ve bana sormuş olduğunuz üzerinde Şahmeran figürünün yer aldığı Kabe resmine ilişkin eser, bu etkinlikler kapsamında gönderilmiştir. İfademde de belirttiğim üzere 300 eser arasında suçlama konusu olan eser de bizlerin müşterek olarak kulanmış olduğu BOUNSERGİ@gmail.com adresine gönderilmiş bir eserdir. "Eseri panoya asıp asmadığımı hatırlamıyorum çünkü ben ve arkadaşlarım yüzlerce eserin asılması ve bu şekilde yayınlanması konusunda çalıştık. Suçlamaları kabul etmiyorum." Ev hapsi verilen S. N. B. de ifadesinde şöyle dedi:"Boğaziçi Üniversitesi'nin önünde düzenlenen serginin amacı çeşitli konularda kendini ifade etme şansı dileyen herkesle iletişim kurmak ve onlara bir alan açabilmektir. Bu sergi herhangi bir kurum ya da kuruluşa bağlı olmadan düzenlendi. Soruşturmaya konu olan resim, üniversitede düzenlenen sergide yer alan 300 resimden sadece biri. "Eseri yapıp sergiye gönderen sanatçıyı da tanımam. Tamamen anonimdir. Yerde olma sebebi de sergiye gelen eser sayısının fazla olmasından ve yeterli asılacak yer bulunmamasından dolayı, vinil baskı olduğu için de yerde olmasından zarar göremeyeceği için içeriğine bakılmadan yerde sergilenmiştir. "Eserler sergi üyeleri tarafından hiçbir ayrım ve yorum katılmaksızın sergilenmiştir. Bu sebeple eserin ifade etmiş olduğu düşünce bu üyelerden bağımsızdır. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. |
(RT)