Haberin İngilizcesi için tıklayın
Türkiye’nin medya ve basın sektöründe 2009’dan sonraki ilk yaşanıyor. 13 yıl sonra ilk kez bir basın kuruluşunda gazeteciler grevde. Üstelik yabancı bir basın. BBC!
Bugün grevin 12. günü. BBC’nin İstanbul ofisinde çalışan 13 kişiden 12’si greve katılıyor. İşyerinde Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) örgütlü.
Biz de grevin 11. gününde (dün) BBC çalışanlarıyla buluştuk. İstanbul’da kar esaretinin yaşandığı, soğuğun iliklere kadar işlediği bir havada Taksim Gümüşsuyu’ndaki ofisin önünde kararlı bir mücadele vardı.
Bir süpermarketle ofisin binasının kapısının arasında kurulmuş bir ‘grev alanının’ hemen üzerinde “Bu iş yerinde grev vardır” yazılı pankart asılıydı.
Soğuğa ve kara rağmen gazetecilerin, dışarıdan yurttaşların greve desteği tamdı. Destek sadece Türkiye medyası ve yurttaşlarla sınırlı değildi. Dünya sendikalarının yanında BBC’nin Londra’daki çalışanlarının kalbi de Türkiye’de grev yapan meslektaşlarıyla beraber.
TIKLAYIN - Basında 13 yıl sonra bir ilk: BBC'ye grev pankartı asıldı
"Yaşam standartlarının düşmesi en önemli etken"
Grevdeki gazetecilerin demeç vermesi iş sözleşmeleri nedeniyle yasak olsa da TSG Genel Başkanı Gökhan Durmuş aktarıyor bize:
"En son 2009’da Sabah ve ATV grubunda çalışan gazeteciler greve çıkmıştı. Arkasından bir daha grev olmadı Türkiye’de. Bu nedenle BBC’nin grevi Türkiye medyasında bir ilk. Ayrıca yabancı medya kuruluşu açısından da Türkiye’de ilk grev diyebiliriz buna. Yıllardır sendikanın sektörde olmamasının bir sonucu böylesi süreçlerin yaşanmaması.
"Tamamen patronların hedefinde bir medya sektörüne dönüşmüştük. İsteyenin istediğine istediği oranda zam yaptığı bir düzen vardı. Ama artık son yıllarda gazetecilerin örgütlülüğü, örgütlenme eğilimleri artmaya başladı. BBC’nin grevi de bu süreçle birlikte başladı. Grevdeki en temel etken gazetecilerin yaşam standartlarının düşmesi.
"TGS’nin şu an 11 işyerinde sözleşmesi var. Bu işyerlerinde daha önce greve çıkmadık ama birçoğu o aşamalara gelip bitti. Ama BBC’de bu zemini yakalayamadık. BBC işvereni sanki sendika yokmuş, sanki çalışanlar pazarlığın bir unsuru, parçası değilmiş dayatması bugün bizi bu noktaya getirdi.
"Biz bunu veriyoruz, kabul ediyorsanız edin’ tutumu vardı. Ağustos’ta başladığımız bir süreçti. 14 Ocak’ta da resmi olarak grevi başlattık. Grevden bir hafta öncesine kadar masadaki teklif sadece yüzde 10’du. Grevden hemen önce yaptığımız görüşmede yüzde 20’ye çıktılar ancak bu BBC’deki arkadaşlarımızın ücretlerinde yıllardır süregelen erimeyi telafi edecek bir durumda değildi.
"BBC gazetecilere yüzde 20’lik teklifi verdiğinde resmi enflasyon, baskılanmış enflasyon yüzde 36 olarak açıklanmıştı Türkiye’de. Geçtiğimiz yılda da enflasyon yüzde 14’ken yüzde 7 zam almıştı arkadaşlarımız.
"Yani son bir yılda meslektaşlarımızın ücretleri enflasyon karşısında yüzde 50’den daha fazla eridi. Biz sadece bunu telafi etmek istiyoruz."
TL eridi, BBC yılı yüzde 50 karla kapattı
İşverenin yabancı bir kuruluş olmasının Türkiye’de bir şey değiştirmediğinden bahseden Durmuş, gazetecilere yönelik son yıllarda bir düşük ücret dayatması olduğundan bahseti.
Yabancı kuruluşların da bu şekilde davrandığını söyledi. BBC’nin İstanbul bürosunda çalışan 13 kişinin genel yapılanmaya oranla hiçbir şey ifade etmediğini belirten Durmuş sözlerine şöyle devam etti:
"BBC buradaki çalışanlarının haklı taleplerini çok rahatlıkla karşılayabilir. Hatta bu talepler BBC’ye herhangi bir mali yük getirmez. Çünkü BBC ülke bütçesini Sterlin üzerinden yapıyor. Ama meslektaşlarımıza TL olarak maaş ödüyor. Sadece geçtiğimiz yıl Sterlin, TL karşısında yüzde 50 değer kazandı. Yani BBC, burası için yıllık planladığı bütçenin yarısından azını harcayarak yılı kapattı. Bu yüzden biz BBC’ye ekstra mali yük getirecek bir talepte bulunmuyoruz. Sadece eşit ve adil davranılmasını istiyoruz. BBC Londra bürosundakilere nasıl davranıyorsa Türkiye bürosuna da öyle davransın istiyoruz."
"Talepler karşılanıncaya kadar bu grev sürecek"
Durmuş BBC’yle grevin birinci günü bir görüşme yaptıklarını ama işverenin yine aynı tavırları sürdürdüğünü sözlerine ekledi ve “Konuştuğumuz üzerinde anlaştığımız maddeleri 2 gün sora değiştirerek bize gönderdiler. Dolayısıyla süreç devam ediyor. Arkadaşlarımız haklı talepleri karşılanıncaya kadar bu grevi sürdürecekler” dedi.