Diyarbakır’da sabahın erken saatlerinde önceden haberleştiğim gazeteci arkadaşlarımla Seyrantepe’den Bağcılar Mahallesi’nde kutlamanın yapılacağı Newroz Parkı’nda doğru yol alıyoruz. Yol boyunca bizi, bugün verilecek mesajlardan çok havanın yağmurlu olması tedirgin ediyordu. Ancak daha önce burada çok yağışlı Newroz görmüş kişilerin Diyarbakır halkının yağmura rağmen alana geleceğini söylemesi aklıma geldi ve “Bu halk nereler görmedi ki, yağmur yağacak diye gelmeyecek mi yani?” diye düşündüm. Hatta bir sene Diyarbakır’da Newroz’a izin verilmemişti, halk polis barikatlarını yıkarak alana girmişti.
Tabii bu düşünceler kafamda dönerken, geceden başlayan yağmur, biz Newroz alanına ulaşana kadar devam etti. Alanın dolmaya başlamasıyla kesilen yağmur, neredeyse bitime kadar yağmadı. Her ne kadar Newroz baharın müjdecisi olsa da değişen mevsimlerle artık, Newroz gününde yağmur da kar da görür olduk ama bunların hiçbiri Kürtlerin kutlamasına gölge düşürmedi. Newroz’a özellikle gençlerin ilgisi dikkat çekiciydi.
Her yıl Newroz’un finali Diyarbakır’da
Dünya halklarının ortak bayramı olan Newroz’un Kürtler için ayrı bir önemi var. Her yıl milyonlarca yurttaş, alanları doldurarak Newroz’u kutluyor. Birçok halk daha sembolik bir kutlama yaparken bu durum Kürtlerde günlerce meydanlarda süren bir geleneğe dönmüş durumda.
Aynı zamanda yaşadığı coğrafyalarda inkâr ve baskıyla karşılaşan Kürtler için Newroz’un anlamı barış, kardeşlik ve özgürlük anlamında direniş simgesi olarak da görülür. Bu bakımdan Newroz meydanlarından verilen mesajlar hep merak edilir. Bu bağlamda da herkesin gözü özelikle Diyarbakır’da gerçekleştirilen Newroz programında oluyor.
Bu yıl da 21 Mart’ın bir hafta öncesinden Newroz çeşitli yerlerde kutlanmaya başladı ve Diyarbakır’da final yapıldı.
Halk, alanı doldurmaktan geri durmadı
Newroz’un kutlama alanı Bağlar’da, 150 bin nüfuslu Bağcılar Mahallesi’nin orta yerinde. Bu alanın etrafında 136 bin metrekarelik alanda toplam uzunluğu 10 kilometreyi bulan polis bariyerleri kuruldu. Bu da neredeyse mahallenin tamamına yakınının çevrilmesi anlamına geliyordu. 7 bin 500 polisin görev aldığı alana gelenler altı ana giriş kapısında ve üç kademeli arama noktasından geçerek içeri alındı.
Son iki yıldır sahne önüne kurulan polis barikatlarının yıkılmaması için yerden dört metre yükseklikte tel örgüler yapılması dikkat çekti. Bu şekilde her yıl ilerleyen saatlerde alanın dolmasıyla beraber kitlenin arkadan basıncıyla barikatlar artık yıkılamıyor. Ancak gazeteciler için kitleyi çekmek işkenceye dönüşüyor. Bütün bu zorlu durumlara rağmen halk alanı doldurmaktan geri durdurmadı tabii.
Kemal Kurkut’un vurulduğu yere karanfil bırakıldı
Bu yılki Newroz’u önemli kılan bir gelişme de Kürt siyasetçi Leyla Zana’nın sekiz yıl sonra tekrar sahaya çıkacak olmasıydı. Zana, Abdullah Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan ile el ele tutuşarak, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’la da birlikte kontrol noktasından geçti. Ardından Evrim Alataş Caddesi üzerinde 2017 yılında Diyarbakır Newroz’unda polis kurşunuyla hayatını kaybeden Kemal Kurkut’un vurulduğu yere karanfil bırakıldı ve “Kemal Kurkut’u unutmayacağız” denildi.
2017'de Diyarbakır Newroz'unda öldürülen Kemal Kurkut anıldı
Leyla Zana’ya özlem
Buradan Newroz alanındaki protokol bölümüne geçildi ve Zana’nın yapacağı konuşma merakla beklendi. Çünkü sekiz yıldır ortada görünmeyen Zana’ya Kürt halkının büyük bir özlemi vardı. Alanda konuştuğum kişiler de bunu doğruluyordu.
Kürt sorununda çözüm sürecinin bitmesinin ardından şehirlerde ilan edilen özyönetimlerle yeni bir çatışmalı döneme girilmesi karşısında Zana çaresiz kaldı ve bu durum kendi içine çekilmesine neden oldu. Ancak her seçim öncesi Kürtlere, “Kimi aday görmek istersiniz?” sorusuyla birlikte Zana’nın ismi de verilen cevaplar arasında ön plana çıktı. Bu bakımdan Zana’nın Kürtlerdeki yeri hep başka olmuştur.
Bunda da herhalde kimsenin rahatça Kürtçe konuşamadığı ‘90’lı yıllarda, seçilerek Meclis’e giren Zana’nın yemin sırasında Kürtçe konuşması ve sonrasında dik durması sevilen bir isim olmasına neden olmuştur. O gün bugündür Kürtler, kendileri için direnen ve dik duran vekillerini hep baş göz üstünde tutmuştur.
Zana’nın konuşmasında barış ve çözüm mesajları
Yerel seçim arifesinde, Newroz sahnesine çıkan Zana’nın vereceği mesajlar da merakla bekleniyordu. Sadece belediye başkanlarını seçmediklerini belirten Zana, “İktidardaki partiler bizim aklımızla dalga geçiyor. Diyorlar ki '100 yıldır Kürtleri yönettik. Kürtler bizden razı, ondan kaynaklı bize oy veriyorlar.' Bir yandan AKP, bir yandan CHP, bir yandan da MHP... Artık 'hayır' diyoruz. Biz bundan sonra irademizi sadece kendimiz için kullanacağız” dedi.
Abdullah Öcalan’ın 1993’teki barış ve çözüm çabalarına dikkat çeken Zana, “Bir kez daha bu yolun açılmasına hazır mısınız?” diye sordu. Kitle hep birlikte “Evet” yanıtı verdi. Zana, “Bu ülkeyi yönetenlere sesiniz ulaştı. Umut ediyorum ki seçimlerin ardından hep beraber barışın ve özgürlüğün yolunu açacağız” dedi.
Zana’nın Kürtlerin iradesi ve barış temelli mesajları alanda da karşılık buldu.
"Sayın Öcalan'ın 2013 yılındaki deklarasyonunun arkasındayız"
Halk, siyasetçilerin kendi yanlarında mücadele etmesini istiyor
Alanda coşku bir an olsun düşmezken, konuştuğum bazı kişiler, belediyelere atanan kayyımlara dikkat çekti. Seçimler sonrasında bir kez daha kayyım atanmamasını ve Kürt sorununun demokratik yollarla çözülerek barış içinde yaşamak istediklerini dile getiren yurttaşlar, “Artık yeter değil mi? Bu kadar zulüm, kan ne için? Biz her zaman kardeşlik istedik ama acıdan başka bir şey görmedik” dedi.
Tabii yurttaşlar, Zana’yı bu sorunların çözümü konusunda sahada daha çok görmek istiyor. “Bugün konuştum, seçim bitti, sonra şöyle böyle oldu, hadi sonra görüşürüz” diyerek sessizliğe bürünmesini istemiyor. Yurttaşlar ayrıca, kendi siyasetçilerinin halkla iç içe mücadele etmesi gerektiğini bir kez daha yinelediler.
(İY/VC)