Öldürmeyi Reddetmek Suç Değildir!

Militarizmin geçmiş yıllarda türkiyeli barışsever, demokrat, özgürlükçü ve hümanist insanlarının önüne bir set olarak çıkartılan Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 155. maddesi bugün yeni kanunda 318. madde olarak önümüze çıkartılmaktadır. Öz aynıdır.

TCK 318, militarizmin yaşam, özgürlük ve barış kültürüne karşı totaliter, ölü-sevici ve anti-demokratik yüzüdür. 318, düşünce ve ifade özgürlüğü önünde çiddi bir engel olarak durmaktadır. Kanımca yalnızca düşünce ve ifade özgürlüğü önünde engel değildir; sivilleşme ve barışın tesis edilmesi önünde de çok ciddi bir engel olarak durmaktadır.

Davalar sürüyor 

Vicdani retçiler ağır bir işkence altındadırlar. Destekçileri üzerinde de TCK 318 bir tehdit olarak varlığını koruyor. Aynı madde vicdani retçilere yazıları ile destek veren yazarlar üzerinde de önemli bir baskı aracı. Bu durum düşünce ve ifade hürriyetini ortadan kaldırmakta. Geçmiş yıllarda bir çok kişi halkı askerlikten soğuttukları iddiası ile koruşturmalara uğradı, yargılandı ve ceza aldı.

Nitekim bugün de aynı suçlamalar ile yargılanmakta olan insanlar var. Bir vicdani retçi ile yaptığı röportajdan ötürü “halkı askerlikten soğuttuğu” iddiası ile Birgün muhabiri Gökhan Gencay yargılanmaktadır. Gündem gazetesinde yaptığı haberlerden dolayı defalarça yargı önüne çıkartılan gazeteci Birgül Özbarış 21 yıla varan hapis istemi ile yargılanmaktadır.

Ben Çorlu Askeri Cezaevinde yatttığımda uğradığım işkenceli durumun sona ermesi, özgürlüğüm ve vicdani reddin bir hak olarak tanınması için Ankara Yüksel caddesinde 18 Nisan 2007 tarihinde yapılan etkinlikte basın açıklamasını okuduğu için sevgili Serpil Köksal ve aynı etkinlikte “asker olma” parkartını tuttukları gerekçesi ile Murat Düşen ve İbrahim Kızartıcı iki yıla kadar hapis cezası istemi ile yargılanmaktadırlar. Arkadaşımız Doğan Özkan 2005 yılında İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul şubesi adına okuduğu bir basın açıklaması nedeni ile altı ay hapis cezasına çarptırıldı. İsrail'in Lübnan kuşatmasını protesto etmek ve İsrailli vicdani retçilerle dayanışmak için İsrail'in İstanbul büyükelçiliği önünde istanbullu savaş karşıtları olarak yaptığımız basın açıklaması nedeni ile yargılanıyorum.

Bugün kamuoyunun tartışmakta olduğu TCK'nın 301. maddesi fikir hürriyetinin ve türkiyenin demokratikleşmesi için ne kadar engel teşkil ediyorsa 318. maddede aynı şekilde Türkiye'nin barışı ve demokratikleşmesi önünde ciddi bir engeldir.

318 kalksın, sözleşmeler uygulansın

Kampanyamızın amacını dört başlıkta toplayabilirim:

• Avrupa Konseyi'ne üye devletlerden vicdani ret hakkını tanımayan tek ülke Türkiye'dir. Türkiye sözleşmeleri kabul etmesine ve imzalamasına rağmen sözleşmelere aykırı davranıyor. Bu aykırı tutumundan ötürü Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Osman Murat Ülke'nin başvurusu üzerine 24 Ocak 2006 yılında aldığı kararla Türkiye hükümetini mahkum etti ve vicdani retçilerin yaşadığı işkenceli durumu “sivil-medeni ölüm” olarak tanımladı. Türk hükümeti mahkeme kararını uygulamamakta direniyor. Bakanlar konseyinin uyarısı üzerine Türkiye hükümeti Haziran 2007'de mahkeme kararının gereğini yerine getireceğini taahhüt etti. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesine verilen taahhüdün yenine getirilmesini;
• Vicdani retçilerin yaşadığı “sivil ölüm”ün kalkmasını ve Uluslararası Sivil Medeni Haklar Sözleşmesinin 18. maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 9. maddesinin uygulanmasını;
• Türkiye'nin barışı, demokratikleşmesi ve fikir hürriyetinin önünde engel olan 318. maddenin kaldırılmasını;
• Vicdani retçiler üzerinde var olan şkenceli durum yetmezmiş gibi vicdani retçilerle dayanışma içinde olan barışsever demokrat kişiler cezalandırma tehdidi altındadırlar. Aynı şekilde sayfalarında vicdani ret eylemi ve tutumunu haber yapan yorum yazan kişiler üzerinde de 318 ciddi bir tehdit olarak varlığını sürdürüyor. Şahsım ve bu kampanyanın yürütücüsü olan kurum ve kişiler yapılan etkinlikleri ve eylemleri demokratik eylem ve etkinlik olarak görüyoruz.

Bu amaçlarla başlattığımız imza kampanyasına herkesin desteklemesini ve imzalarıyla bizimle dayanışmalarını istiyorum.(HS/EÜ)

* Halil Savda, vicdani retçi, "318’e Karşı Çalışma Gurubu" üyesi