Zarakolu'nun Tutukluluğu İçin İtiraz
Belge Yayınları sahibi, Türkiye Yayıncılar Birliği (TYB) Yayımlama Özgürlüğü Komitesi başkanı, Özgür Gündem ve Günlük Evrensel gazetelerinin yazarı Ragıp Zarakolu, 31 Ekim 2011'den beri Kandıra Cezaevi'nde tutuluyor.
Zarakolu'nun avukatı Sennur Baybuğa, 5 Nisan'da Özel Yetkili İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunduğu dilekçede Zarakolu'nun tutukluluğunun hukuka aykırı olduğunu savundu; tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilmesini istedi.
Özel yetkili mahkemenin bugün hem tutukluluğuna itirazı değerlendirmesi hem de gazetecinin de yargılandığı Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) ile ilgili yeni davanın duruşma tarihini belirlemesi bekleniyor. Daha önce mahkeme, yargılamaya Temmuz başında başlanacağını bildirmiş ancak tam bir tarih vermemişti.
Sabah gazetesinden Nazlı Ilıcak, Zarakolu ve Ersanlı ile ilgili kararın hakimlere bırakılmasını ifade etmekle birlikte, "En iyisi, mümkün olduğu kadar çok kişiyi tutuksuz yargılamak ve hâkimin vereceği kararı sabırla beklemek" diyordu.
Radikal'den Oral Çalışlar, "...Büşra Ersanlı ve Ragıp Zarakolu'na kadar yaygınlaşan tutuklamalar, hükümetteki birçok isim (İdris Naim Şahin gibi bazı kişiler hariç) tarafından da 'hükümete yakın' olarak bilinen yazarlar tarafından da eleştiriliyor" tespitinde bulunmuştu.
Milliyet'ten Hasan Cemal da, iddianamenin yazıldığı henüz duyulduğunda kaleme aldığı yazısında, "...Bu devlet kafası, daha hâlâ, Hrant Dink'in katiliyle Türk bayrağını yan yana getirip, 'Vatan toprağı kutsaldır, kaderine terk edilemez' yazısının altında boy boy fotoğraf çektiren bir polisi terfi ettirebiliyorsa (*), bu ülkeye barış ve istikrar nasıl gelecek? Söyler misiniz, nasıl gelecek? Büşra Ersanlı'ya 22 yıla kadar, Ragıp Zarakolu'na 15 yıla kadar ağır hapis cezası isteyen KCK iddianameleriyle Türkiye'de barış ve istikrar kapısı açılabilir mi?" diye yazmıştı.
Başbakan Erdoğan ise, G-20 zirvesi için 4 Kasım 2011'de Fransa'ya giderken gazetecilere yaptığı açıkalamada şöyle demişti: "KCK İmralı'ya dayanıyor mu, dayanmıyor mu? Buna bakmadan sahip çıkılması üzücü. Diyorlar ki, ders vermek suç mu? O dershanenin kapısında teröristin ismi yazılı. Devrimden söz ediliyor. Devrim silahla yapılır".
Delil: Açılışa katılmak!
Mahkeme, 19 Mart'ta kaleme alınan 2401 sayfalık iddianamesini 3 Nisan'da kabul etti. Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Adnan Çimen'in hazırladığı iddianamede, 147'si tutuklu 193 sanık yer alıyor. Sanıklardan 51'i "terör örgütü yöneticiliği" iddiasıyla, 142'si ise örgüte üye olmak/yardım etmek suçlamalarıyla yargılanacak.
İddianamede Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Büşra Ersanlı, örgüt yöneticiliği ile suçlanırken, Belge Yayınları'nın sahibi Ragıp Zarakolu örgüte yardım ve yataklık yapmakla suçlanıyor.
Ersanlı'nın 15-22,5 yıl arasında, Zarakolu'nun ise "örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçundan 7,5-15 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması isteniyor.
Çevirmen Ayşe Berktay (Hacımirzaoğlu) da "örgüt üyeliği", "örgüt propagandası" ve Toplantı Gösteri Yürüyüşleri Yasası'na muhalefetten yargılanıyor.
İddianamede yayıncı Zarakolu 129. sırada sanık olarak yer alıyor. Deliller arasında, Barış ve Demokrasi Partisi Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak ile birlikte katıldığı Siyaset Akademisi açılışları var.
"Masum görünüyor ama..."
Zarakolu'nun verdiği derslerle ilgili, "yalnızca eğitim faaliyeti olarak görülemez" denilen iddianamede, sınıflarda ve koridorlarda örgütün militanlarına ilişkin fotoğraflar ve Abdullah Öcalan'ın posterleri bulunduğu ifade ediliyor.
Ayrıca iddianamede şu iddialara yer veriliyor: "Gizli tanık ve şüphelilerin ifadelerinde derslerin örgütün ideolojik eğitimi şeklinde verildiği, eğitim programının Kuzey Irak'ta bulunan kamplardan farklı olmadığı, derslerde Öcalan'ın haftalık görüşme notlarının ve örgüt yöneticilerinden Karayılan'ın notlarının okunduğu beyanı karşısında, şüpheli Zarakolu gibi araştırmacı bir şahsın yapılan yasadışı faaliyetlerden haberdar olmadığının düşünülemez.
"Yapılan faaliyet her ne kadar ders vermek gibi insani ve masum bir faaliyet olarak gözükse de, bu eylemin terör örgütünün eleman ve lojistik ihtiyacını karşılıyor " deniliyor. (EÖ/HK)