* Fotoğraflar: Anadolu Ajansı.
"Ali, 20'li yaşlarının ortasında bir erkek. Plastik geri dönüşümü işinde çalışmaya 13 yaşındayken, Adana'da başlamış. Bir geri dönüşüm tesisinde, günde 13 saat çalışarak plastikleri tasnif ediyor, parçalıyor ve eriterek minik topaklar haline getiriyormuş. Ali, geri dönüşüm tesisindeki hava kirliliğine bağlı olduğunu düşündüğü bir sebepten dolayı nefes almakta güçlük çekmeye başlayınca, beş yıl önce işinden ayrılmış. Bu durumu 'güçlü bir gaz kokusu vardı' sözleriyle açıklıyor."
Ali'nin öyküsü, plastik geri dönüşümünün insan sağlığına zararları konusundaki tek örnek değil. Plastik geri dönüşümü genellikle olumlu, çevre dostu bir uygulama olarak bilinse de, insan hakları ve çevre açısından önemli bir tehdit teşkil edebiliyor. Çünkü plastik ürünler ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen zehirli ve kimyasal katkı maddeleri içeriyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü bugün yayımladığı bir raporda, Türkiye'de plastik geri dönüşümünün insan sağlığına ciddi zararlar verdiğini ve çevreyi olumsuz anlamda etkilediğini belirtti.
Raporda, aralarında İstanbul ve Adana'daki plastik geri dönüşüm tesislerinde daha önce çalışmış veya hâlâ çalışmakta olan 26 kişi ile bu tesislerin yakınında yaşayan 21 kişinin de bulunduğu toplam 64 kişiyle görüşüldü.
Adana ve İstanbul, plastik geri dönüşümünün Avrupa Birliği'nin (AB) plastik atıkları için önemli bir varış noktası.
Çalışanların dağılımı başta çocuklar, mülteciler ve kayıt dışı göçmenler olmak üzere, Türkiye'deki en kırılgan gruplarda yoğunlaşıyor.
Adana ve İstanbul'daki geri dönüşüm tesislerinde çalışan işçiler ve bu tesislerin yakınlarında yaşayan insanlar solunum sorunlarından, şiddetli baş ağrılarından ve cilt rahatsızlıklarından mustarip.
İşçilerin herhangi bir koruyucu ekipmanları yok ve meslek hastalıkları konusunda sağlık hizmetlerine erişimleri ya çok kısıtlı ya da hiç yok.
Raporun hazırlık aşamasında ziyaret edilen tesislerin çoğu, Türkiye'deki yasalara ve çevre yönetmeliklerine aykırı olarak tehlikeli derecede insanların yaşam alanlarına yakın konumlarda yer alıyor.
"'Sanki Bizi Zehirliyorlar': Türkiye'de Plastik Geri Dönüşümünün Sağlık Üzerindeki Etkileri" başlıklı 89 sayfalık raporda öne çıkan bulgular şöyle:
İnsan Hakları İzleme Örgütü, Türkiye'deki ilgili bakanlıklar ve belediyelerle araştırma bulgularını paylaşmak ve plastik geri dönüşüm tesislerinde çalışanların sağlık durumuna dair bilgi almak için pek çok başvuruda bulundu.
Bu başvuruların bir kısmına ya eksik yanıt verildi ya da hiç yanıt verilmedi. Örneğin, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün başvurusuna istinaden, 2018'den bu yana atık bertaraf ve geri dönüşüm tesislerinde binlerce denetim gerçekleştirildiğini ve tesislere para cezası uygulaması ile ruhsatsız tesislerin faaliyetlerinin durdurulduğunu iletti.
Ancak bu veriler genel atık sektörüne ilişkindi. Plastik geri dönüşüm sektörü ile ilgili veriler paylaşılmadı. İnsan Hakları İzleme Örgütü raporunun bulguları, bu alanda sağlık hakkının yaygın ihlallerini ele almak için daha kararlı adımlara ihtiyaç olduğunu gösteriyor.
→ Ek bilgi: Türkiye Avrupa'nın çöplüğü mü?Birçok Küresel Kuzey ülkesi plastik atıklarını geri dönüştürmek için onlarca yıldır Çin'e ihraç ediyordu. Ancak Çin hükümetinin plastik atık ithalatını 2018 yılında yasaklamasıyla birlikte, ihracatçı ülkeler atıkları için yeni varış noktaları aramak zorunda kaldılar. Türkiye, Çin hükümetinin getirdiği yasaktan beri AB'nin plastik atık ihraç ettiği kilit önemdeki hedef ülkelerden biri haline geldi. 2020 yılında yaklaşık 450 bin ton ithalatla AB'nin en büyük plastik alıcısı oldu. AB'den yapılan plastik atık ithalatında son dönemde yaşanan artış, Türkiye'de plastik geri dönüşüm sektörünün büyümesine de neden oldu. |