Turhan Günay'ın Savunması: Dört İletişim Kaydı İçin 267 Gündür Tutukluyum

Çizer: Zeynep Özatalay

11'i Cumhuriyet gazetesi çalışanı ve yöneticisi, biri Twitter kullanıcısı 12 kişinin tutuklu bulunduğu 19 sanıklı Cumhuriyet davasının ilk duruşmasının 3. gününde Cumhuriyet Kitap eki Genel Yayın Yönetmeni Turhan Günay savunma yaptı.

 TIKLAYIN -  Cumhuriyet Davası 3. Gün

Turhan Günay'ın savunmasını paylaşıyoruz:

"Ben Cumhuriyet'te ne yaptım?"

"Benden önceki arkadaşlarımın söylediklerinin hepsine katılıyorum. Ben de aynı şeyleri söylemeyi planlamış ve savunma hazırlamıştım.

Cumhuriyet yaşam boyu siyasi yönetimlerin baskısıyla karşılaşmış, onlarca kez yatılmış bir yayın. 1927-44-45-57-58-59 yıllarında kısa süreyle kapatılmış, yöneticileri yargılanmış.

Cumhuriyet’in en çok baskıya uğradığı, kapatıldığı ve soruşturma altında tutulduğu dönemler tek parti ve DP dönemi.

Nadir Nadi ile başlayan eleştirel bakış İlhan Selçuk döneminde de devam etmiştir.

Ben Cumhuriyet'te ne yaptım?

1985 başında geldim, şu anda izleyiciler arasında olan sevgili dostum Hasan Cemal ve Oktay Gönensin vardı yazıişlerinde. Dürüst gazeteciliğin yapılabildiği tek gazeteydi.

Bu düşüncem devam etti. 33 yıl devam etti, siyasi ek çıkarmak için gelmiştim Pazar Dergi’ye dönüştü.

1988’de sadece Almanya’da yayınlanan gazeteyi hazırlamayı başladım, 1997’nin başında İlhan Selçuk’un izniyle Cumhuriyet Kitap’ı yayınlıyorum.

1995’te de çocuk kitapları sayfasını açtım. 19 gazete Cumhuriyet Kitap Eki’ni örnek alarak kitap eki başlattı.

"786 davam oldu, neredeyse hepsi beraatle sonuçlandı"

"Başımdan geçen üç davadan bahsetmek istiyorum.

1968’de gazeteciliğe başladım 1978’de gazetecilik davamla karşılaştım. Gırgır’ın yazıişleri mdüürydüm, Oğuz Aral ile çalıştım.

"Dergilerden birindeki karikatürle ilgili dava açıldı. Dava nedeni baskı aşamasında oluşan teknik bir hataydı. Gerekçesi saçmasapandı. Bunu savcıya anlattım ama dava açtı. Ben bu davaya girmedim. Çünkü mahkeme kapısına gittiğimde duruşma listesine baktığımda gazeteciliğin efsane isimleri vardı; İlhan Selçuk, Uğur Mumcu, Çetin Altan..

Uğur Mumcu Cumhurbaşkanına hakaretten yargılanıyordu, ben müstehcenlik.

Bir diğer davam da saçma sapan bir nedendendi.

Sıkıyönetim Komutanlığı’nca yargılandım. Sıkıyönetim Komutanı odasına çağırdı. Çizdiğim çiçeği göstererek “Ne bu” dedi. Dedim ki “çiçek”.

“Siz komünizm propagandası yapıyorsunuz” dedi. Meğersem o gün 1 Mayıs diyeymiş.

Müstehcenlik diye nitelediğim ilk davamın ardından 40 yıl geçti. Neredeyse hepsi beraatle sonuçlanmış 786 davam oldu. Bu 787. davam.

"Dört iletişim kaydı"

"İddianamede Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi olduğum yazıyor. Hiçbir zaman Cumhuriyet Vakfı Yöneticisi olmadım.

Sadece bir süreliğine Yenigün Haber Ajansı’nda Cumhuriyet Kitapları sorumlusu olarak görev yaptım.

Hakkında FETÖ’den soruşturma bulunan dört kişiyle iletişimim olduğunu belirtilmiş. Görevim gereği tüm kitap fuarlarını izlerim. Bunlardan biri kitap fuarı için arandığım telefonlar.

İkincisi Mustafa Koç diye biri Kayseri’den aramış. Hayatımda hiç Kayseri’ye gitmedim. Arkadaş beni davet etti, gitmeyi istedim ama gidemedim. O konuşma da bundan ibaret.

Bir de Ali Çolak ile görüşmem var. Ali Çolak Zaman’da çalışan biri. Bir kitap yazmış bizi aramış.

Dördüncüsü bir akademisyen. Kitapları var büyük ihtimalle bir kitap için aramıştır.

Sadece bu dört  iletişim kaydı ve Vakıf yöneticisi gösterildiğim için 267 gündür tutukluyum." (EA/BK)