Terör Tırmanıyor, Barışçılara Kulak Verin
"İsrail hükümetine oy veren Yahudi barışseverler, Birleşmiş Milletler'in (BM) duruma acilen müdahale etmesi, işgalin bir an önce sonlanması ve barışçıl ilişkilerin kurulması için çok hızlı adımlar atılması gerektiğini vurguluyorlar. Bu sese kulak vermemiz çok önemli..."
Askeri tarihçi Tanju Akad, saldırıyı "İsrail'in uyguladığı güç politikasının bir sonucu ve göstergesi" olarak yorumluyor; İsrail'in Filistinlileri sindirmek için gücünü "düşman"larının liderlerine yöneltebileceğini belirtiyor.
Yazar Fikret Başkaya ise, Şeyh Yasin'in öldürülmesini "İsrail'in terörü tırmandırarak kendisine yeni bir mevzi kazanma girişimi" olarak nitelendiriyor. Başkaya'ya göre Filistin sorunu BM'nin bugünkü tavrıyla çözülemez. Tek çözüm yolu ise, Arap halklarının Filistin'i kendi sorunu olarak görüp harekete geçmesi.
Altınay, Akad ve Başkaya'nın bianet'e açıklamaları şöyle:
Altınay: İsrail'deki barış yanlıların sesini duymalıyız
* İsrail'deki barış örgütü Gush Salom'dan mektup geldi. Onların geldiği çağrı şu: Şunu diyorlar: Bu korkunç bir hareket, uluslar arası topluluk hemen müdahale etmek durumunda İsrail'e. Artık çok geç olmadan, hepimiz bir cehennemin dibinde kaybolmadan müdahale edin diyorlar.
* Yapılması gereken, BM'nin duruma acilen müdahale etmesi, işgalin bir an önce sonlanması ve barışçıl ilişkilerin kurulması için de çok hızlı bir takım adımlar atılması, uzun yol haritaları değil.
* Oradaki barış hareketi çok net, işgalin sona ermesi gerektiğini, herkesi öldürenin işgal olduğunu düşünüyorlar, tavizsiz bir şekilde atılması gereken ilk adımın işgalin sona ermesi, 1967 sınırlarına dönmek, yeşil hattın Filistin tarafında kalan toprakları onlara iade etmek olarak alıyor.
* Onlar, intihar eylemlerinden sonra da benzer çağrılarda bulunuyorlar. Her türlü şiddet kullanımına karşılar. Bu şiddet sarmalının arkasında işgal olduğunu, işgal hızlı bir şekilde sonlanmadığı sürece sarmalın devam edeceğini söylüyorlar.
Akad: İsrail güç politikası uyguluyor
* Bu, Şaron'un uyguladığı güç politikalarının hem bir sonucu hem de göstergesi. İsrail güç politikası uyguluyor, Amerika Birleşik Devletleri'nden (ABD) destek görüyor.
* Saldırı, Ortadoğu'yu ve dünyayı barışa yaklaştırmayacak. Irak'ta, Filistin'de ve Kıbrıs'ta barış olmayacak. Kıbrıs'ta Rumlar, Filistin'de İsrailliler, Irak'ta çatışan gruplar taviz vermeyecekler.
* Şeyh Yasin'in öldürülmesi, Büyük Ortadoğu Projesi'ni de olumsuz etkileyecek. Çatışmalar, iki taraftan birinin gücü tükeninceye kadar devam eder. Ancak Filistin'de iki tarafın da birbirini yok etme gücü yok. Filistinliler İsrail'i yenemezler, İsrail'de tüm dünyanın gözleri önünde Filistinlileri yeryüzünden silemezler. Bu bir yıpratma savaşı olarak sürecek.
* İsrail kurulduğundan beri savaş içinde yaşıyor ve karşı tarafı sindirmek için çok şey yapabilir. "Düşmanlarının" siyasi ya da askeri liderlerinin yok edilmesi, bu sindirme stratejisinin bir parçası olabilir.
* ABD İsrail'in güç politikalarına göz yumuyor. Rusya, Avrupa ve Çin ABD ile iyi geçiniyor. Dünyada ABD'ye muhalefeti neredeyse sadece Müslümanlar yapıyor. ABD'ye muhalefet çerçevesinde, Üçüncü Dünyacılık, Sosyalist Blok ve Latin Amerika'daki hareketler bitti. ABD'yle şiddetle mücadele eden bir tek Müslüman aleminin bir bölümü kaldı. Fakat bu da, Ortadoğu'yu çatışmaların odağı haline getiriyor.
Başkaya: İsrail'in yeni bir mevzi kazanma hamlesi
* Bu vahşet örneği, İsrail devletinin 1948'den beri sürdürdüğü, 1967'den bu yana sıradanlaşmış terörist eylemlerinden bir tanesi. İsrail devleti, bir Ortadoğu devleti değil, emperyalizmin Ortadoğu'daki uzantısı.
* Hep Ortadoğu Barışı deniyor. Ama problem şu: Bir siyonist devlet kolonyalist bir saldırı gerçekleştiriyor, bunun üzerinden bir barış görüşmesi başlatılıyor. Sonra bir hamle daha yapıyor, görüşmeler bu devletin kazandığı mevzilerden itibaren sürüyor.
* Şeyh Yasin'in öldürülmesi de İsrail'in terörü tırmandırıp yeni bir mevzi kazanma girişimi olarak değerlendirilebilir.
* Filistin sorunu, BM'nin bugünkü tavrıyla çözülemez. Geriye kalan tek çözüm yolu, Arap halklarının Filistin'i kendi sorunları olarak görmeleridir. Emperyalizm bölgeden atılmadan, Filistin sorununa çözüm bulunamaz. (BB/YS)