*Görsel: unsplash
"Ateşli Silahlar Ve Bıçaklar İle Diğer Aletler Hakkında Yönetmelik"te değişikliğe gidildi. Resmi Gazete’de yayınlanmasıyla yürürlüğe giren yeni yönetmeliğe göre, Cumhurbaşkanlığına bağlı kurum ve kuruluşların en üst yöneticileri de silah ruhsatı alabilecek.
Ayrıca, Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Başkanı, üyeleri ve bu görevde bulunmuş olan kişiler ile büyükşehir belediyesi genel sekreteri, il özel idaresi genel sekreteri ve yine bu görevde bulunmuş olanlarında silah taşıyabilecek olmasının yanı sıra, yönetmelikte, demirbaş tabanca verilmesine ilişkin olan bölümde yer alan "subay", "astsubay" ve "uzman jandarma çavuşlar" ibaresine, "uzman erbaş" da eklendi.
DW'den Burcu Karakaş'ın haberine göre, yeni yönetmelikte silah taşıma yetkisi verilenler şöyle:
Bireysel silahlanmayla mücadele eden Umut Vakfı’ndan Dr. Ayhan Akcan, yapılan değişiklikle silah taşıma ruhsatı öncelikli meslek gruplarının genişletildiğini söylüyor:
"Eskiden 57'ye yakın silah taşıma ruhsatı olan meslek grubu vardı, bu daha da günümüze uyarlanmış ve genişletilmiş. Gümrük muhafaza, infaz koruma memurları, cumhurbaşkanlığı çalışanları gibi tartışma konusu olan alanlar vardı, onlar da kapsama dahil edilmiş. Yapılan değişiklikte en önemli noktalardan biri, ateşli silahla işlenen suçlardan mahkum olanların infazın üzerinden beş yıl geçtikten sonra ruhsat başvurusu yapabilecek olması. Beş yıl sonra bu kişilerin tekrar ruhsat alabilecek olması tabii sakıncalı."
Yeni yönetmelikte ayrıca, hakkında tedbir kararı bulunan şiddet faili erkeklere silah ruhsatı verilmesine ve yenilemesine ilişkin işlemlerinin bekletilmesi ve silahlarının tedbir kararı kalkıncaya kadar emanette tutulması da yer alıyor. Mor Dayanışma’dan avukat Sezen Ezer, değişikliği şöyle değerlendiriyor:
"Değişiklik gerekli olsa da yeterli değil. Söz konusu madde, olumlu bir gelişme olarak değerlendirilemez. Şiddet gören kadın, 6284 Sayılı Kanun kapsamındaki tedbirlerde failin silah aldığı, silah kullandığı ya da mesleği gereği silah bulundurması gerektiği durumlarda silahının kolluk kuvvetine teslimini isteyebiliyordu. Bu maddenin eklenmesi zaten gerekliydi ama kadınlar açısından tehdit oluşturmasını engelleyecek ne yazık ki bir düzenleme değil.
"Maddede silahın emanette tutulması "tedbir süresince" deniliyor. Buradaki ilk sıkıntımız zaten kadınların tedbir almadaki zorluğu. Yani yargı sürecinde tedbir almadaki sıkıntıyı göz önünde bulundurduğumuz zaman, kanunun işlemesi birinci sorunumuz. İkincisi de, bir kez tedbir verildikten sonra ikinci kez o tedbirin uzatılması sırasında da kadınların yaşadığı sıkıntılar devam ediyor."
Dr. Ayhan Akcan’a göre, yapılan değişiklikler olumlu olmamakla beraber bireysel silahlanma açısından da tehlike oluşturuyor:
"Silah ruhsatının kapsamı daha da genişletilmiş ve kolaylaştırılmış. Keşke Türkiye'de sadece polis ve jandarma dışında kimsede silah olmasa. Taşıma ruhsatını arttırdığınızda maalesef silahla ilgili suçlarda artış oluyor. Bireysel silahlanmanın önüne geçecek bir düzenleme olması ve buna ilişkin tedbirler alınması gerekiyor. Yeni yönetmelikte cinayet, yaralama, gasp gibi olaylarda caydırıcı olan hiçbir madde yok. Bunu da vurgulamakta fayda var."
(SO)