SODEV ve MAZLUMDER'den Mehmet Tursun'a Ödül

Polis kurşunuyla hayatını kaybeden Baran Tursun'un babası Mehmet Tursun'un başlattığı mücadele insan hakları için çaba gösteren iki kuruluşça ödüllendirildi. Mehmet Tursun, Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) tarafından "2008 İnsan Hakları, Demokrasi, Barış ve Dayanışma" ödülüne, Mazlumlar ve İnsan Hakları İçin Dayanışma Derneği (MAZLUM DER) tarafından da "2008 Bireysel Hak arama" ödülüne değer bulundu.

Baba Tursun, SODEV'in ödülünü 19 Aralık'ta İstanbul'da, MAZLUM DER'in verdiği ödülüyse 20 Aralık'ta Ankara'da alacak.

"Mücadeleyi seçtim"

Tursun şöyle diyor:

"Bir baba olarak iki yolum vardı: Birincisi, ağlamak, sürünmek, 'olan oldu' demek, 'giden geri gelmez' demek gibi kaderci yaklaşım sergilemek ve teslim olmaktı.

"İkincisi, oğlumu uğurlarken, tabutunu öperek, sonsuza dek mücadele etmek, başarmak, mutlaka varmam gereken çok önemli bir hedef haline geldi. Mücadeleyi mahkeme salonlarıyla sınırlı tutmamak ise, ikinci yolumdu. Bizler ikinci yolu seçtik." 

Diğer ailelerle görüştü 

Tursun oğlu Baran Tursun'un ölümü ardından hukuk mücadelesi başlattı. Polis Vazife ve Salahiyetleri Yasası'ndaki (PVSK) değişikliklerin geri alınmasını talep etti. Polis şiddetine maruz kalanlar ve aileleriyle görüşüp ortak hareket etmeye çağırdı.

301'lik oldu 

Polisin dur ihtarına uymadığı iddiasıyla aracının içinde vurularak öldürülen Baran Tursun'un babası, polis Oral Emre Atar'ın ilk duruşmada tahliye edilmesi üzerine, "Mahkemede figüran olmak istemiyoruz. Adalete güvenmiyoruz" sözleriyle karara tepki göstermişti.

Aile üyelerine Ceza Yasası'nın (TCK) 301. maddesinden açılan dava Adalet Bakanlığı'na gönderilmiş, ancak Bakanlık yargılamaya izin vermemişti.

Oğlunun ölümünün üzerinden bir yıl geçti 

Başından aldığı kurşunla ölen Baran Tursun 24 Kasım'ı 25 Kasım'a bağlayan gece, İzmir Emniyeti'nin açıklamasına göre, polis ekiplerinin takibinden arabasıyla kaçarken vurulmuştu.

Emniyet açıklamalarında Tursun'un "dur ihtarı"na uymadığını bildirse de, Tursun'un  arabadaki iki arkadaşı Emre Ökçelik ve Atilla Doğan kendilerine dur ihtarı yapılmadığını söylüyordu. Telsiz kayıtları da Baran Tursun'un arkadaşlarını doğruluyordu. (EZÖ)