Bunun için mahkeme, Danimarka'dan yanıt almak için Adalet Bakanlığı'na yeniden yazı yazılmasına karar vererek, gelecek duruşma için 20 Kasım'ı gün olarak verdi.
Duruşmada, tutuksuz sanık olarak yargılanan belediye başkanları katılmazken onları avukatları Muharrem Erbaş ve Sezgin Tanrıkulu temsil etti. Avukatlar, yargılamayla sanıklar değil Roj TV yargılanıyormuş gibi bir prosedür izlendiğini savundular.
54'ü Demokratik Toplum Partili (DTP), ikisi de Sosyaldemokrat Halk Partili (SHP) olmak üzere 56 belediye başkanının "Terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek" ile suçlandığı davada esas hakkındaki mütalaasını sunan duruşma savcısı, 53 belediye başkanına 7,5 yıl ile 15 yıl arasında değişen hapis cezaları; üçü için de beraat istemişti.
Roj TV'nin kapatılmaması için 30 Aralık 2005'te Rasmussen'e mektup gönderdikleri gerekçesiyle haklarında dava açılan belediye başkanları, "terör örgütünün görsel propaganda aracından mahrum kalmasını engellemeye çalışarak örgüte yardım etmek" ile suçlanıyor. Sanıklar, Ceza Yasası'nın (TCK) 314/3 ve 220/7 maddeleri uyarınca yargılanıyorlar.
Konuyla ilgili 2 Ocak 2006'da inceleme başlatan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, altı ay süren soruşturma sürecinden sonra hazırladığı iddianamede, Roj TV'nin "örgüt propagandası" yaptığına yer vermişti.
İddianamede, "mektup yasal ve demokratik bir talebin dile getirilmesi anlamında kalele alınmasına karşın, Roj TV'nin örgüt görüşleri doğrultusunda Türkiye'ye yönelik tehditleri içeren yayınlarını göz ardı ediyor" deniyor. (EÖ)