"Pankart Davasının Takipçisiyiz"

"Cihan Kırmızıgül hakkında kabul edilebilir hiçbir delil olmadan 11 yıl 3 ay hapis cezası verildiğine şahit olmuştuk. Dün de 'Parasız eğitim' pankartı açan Berna Yılmaz ile Ferhat Tüzer'e 8 yıl 5 ay 20 gün, parasız eğitim yazılı broşür dağıtan Utku Aykar'a da 2 yıl 2 ay 20 gün hapis cezası verildi."

Adalet için Hukukçular, "pankart davası"nın hapis cezasıyla sonuçlanmasının ardından yaptıkları açıklamada, özel yetkili mahkemelerin, "muhalifleri bertaraf etme aracı" olarak kullanıldığını ifade etti.

"'Parasız Eğitim İstiyoruz' pankartı açan iki üniversite öğrencisi Yılmaz ve Tüzer, meşru bir hakkı kullandıkları için, parasız eğitim hakkını pankartla dile getirdikleri için İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 8,5 yıl hapis cezasına çarptırıldılar."

"Özel yetkili yargı, verdiği bu kararla, bir hukuk kurumu olmadığını, iktidarın elinde adeta bir silah işlevine dönüştüğünü bir kez daha göstermiş oldu. Asli görevi adaleti sağlamak olarak kodlanan yargı kurumları, muhalifleri cezalandırma aracı olarak kullanıldığı ölçüde hukuktan ve meşru bir mahkemeden söz etmek mümkün değil."

"Hukuk önünde eşitlik yok"

Dernek, "özel yetkili yargının, Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nin (DGM) devamı olarak tam da bu işlevi gördüğünü" açıkladı.

"1000 operasyonun sorumlusu" Mehmet Ağar'ın iki yıl hapis cezası aldığını hatırlatan dernek, boynuna puşi takan, pankart açan üniversite öğrencilerinin yıllarca hapse mahkum edildiğini söyledi.

"Muhaliflerin infazı, özel yetkili yargının 'özel cezaevleri' olan yüksek güvenlikli cezaevlerinde çektirilirken, Ağar'lar için haritadan en konforlu cezaevi seçiliyorsa, kimse hukuk önünde herkesin eşit olduğunu savunamaz."

"Tüm bu uygulamalar, iktidarın kendine boyun eğmeyen kesimleri düşman olarak görüp, özel yetkili mahkemeler, Terörle Mücadele Kanunu (TMK) ve Yüksek Güvenlikli Cezaevleri üçlüsü ile hukuku kullanarak giriştiği mücadelenin bir göstergesi. Öğrenciler, gazeteciler, aydınlar, boyun eğmeyen tüm kesimler farklı bir hukuk sistemine tabi kılınarak, 'düşman ceza hukuku' anlayışı Türkiye'de tüm kurumlarıyla beraber işletiliyor."

Adalet İçin Hukukçular, Yılmaz ve Tüzer'e verilen hapis cezalarının, tüm muhalif kesimlere yönelik yapılan saldırılardan biri olarak gördüklerini açıkladı ve dava sürecinin takipçisi olacaklarını belirtti. (AS)