Kürt Kadınlarının Gündeminde Fuhuş Var

Demokratik Özgür Kadın Hareketi'nden (DÖKH), Zehra İpek, Kürt kadınlarının ilk kez yaşamın içinden kadınların sorunlarına değindiğini söylüyor. Hem de toplumca hep dışlanan, erkeklerin sürekli aşağılayıcı söz ve davranışına uğrayan; kimi kadınların da dışladıkları ve ötekileştirdikleri kadınları; yani Seks İşçileri'nin sorunlarını bu toplantıyla ele aldıklarını..

DÖKH'ün toplantısında seks işçisi kadınların sorunlarına çözüm üretme yolları arandı. İki gün süren "Tartışıyoruz: Nasıl Bakıyoruz, Nasıl Bakacağız" adlı toplantıdaki kadınlar, fuhuş sektörünü, bu çarkı döndüren toplumsal iktidar ilişkilerini, ataerkilliği ve çözüm yollarını ele aldılar.

İpek: Fuhuş yapan kadınları ötekileştirmeyelim

Toplantının açılışında kadın mücadelesi içindeki kadınların fuhuş yapan kadınlara ötekileştirmeden bakması gerektiğine belirten İpek, fuhuşla ilgili olarak tarihsel boyut, toplumsal iktidar ilişkileri, toplumsal cinsiyet rolleri, fuhuş, Türkiye'de Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerdeki fuhuş ve çözüm önerileri, şeklinde dört atölye oluşturduklarını ifade etti.

Fuhuşun bir boyutunun, yetmişlerde Türkiye de, bugün de Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde, devlet ve militarizm eliyle, diğer boyutunun ekonomik nedenlerden kaynaklandığını söyleyen İpek "Kendimize de bakıp kendi tabularımıza dokunmak gerekir" diye konuştu.

Irmak: Kapitalizmin kar pazarı; Savaş ve fuhuştur

Disk Genel-İş Konut İşçileri Sendikası Başkanı Nebile Irmak da toplantıda sendika olarak yaşadıkları bir deneyimi aktardı. Kapitalizmin kar hırsı nedeniyle hiçbir kural tanımadığını söyleyen Irmak şöyle konuştu:

"Kapitalizmin olağanüstü kar pazarı, savaş ve fuhuştur; kadın pazarıdır. Kara para aklamanın önemli yollarından bir olan kadın pazarı yoğun bir trafiğe sahiptir. Yoksulluk en önemli nedenlerin başında geliyor.

"Fuhuştan kurtulmak isteyen kadınlar ise tehdit ediliyor, borçlandırılıyor, takip ediliyorlar. Gelenek göreneklerin de etkisiyle bu çarka düşen kadınların kurtulma şansları kalmamaktadır. Ayrıca savaşın yaşandığı bölgede militarist güçler tarafından değişik bahanelerle kadınlar fuhşa sürüklenmektedir."

Sendikalaşma deneyimi

Irmak, Genelev patroniçesi olarak vergi rekortmeni olan Matild Manukyan'ın bu sektörü hatırı sayılır kar hanesi haline getirdiğini söyledi.

"Kadın etinden vergi alan devlet, kadınların sağlıkları, sosyal haklarıyla ilgili hiçbir düzenleme yapmamıştır. Resmi ve vesikalı çalışan bir sürü kadın ilerleyen yaşlarında haklarının olmaması nedeniyle mağduriyet yaşadılar. O kadınların bedenlerinden alınan vergiler savunmaya diyanet gibi yerlere ayrıldı."

Irmak, "fuhuş sektöründe çalışan kadınları 'sendikalaşabilir miyiz?' diye bir çalışma yaptık. İş kanuna göre bu kadınların sendikalı olması, sosyal güvencelerinin olması gerekiyordu. Sektördeki haksızlıların ortadan kaldırılmasına yönelik bu çalışmalarda kadınların çok ağır koşullarda çalıştıklarını gördük" diye konuştu.

"Biz sendika olarak bu sektörü ortadan kaldırmak için çalıştık. Ancak kadınlar aradaki patronun ortadan kalkmasını istediler. Hem çalışan hem de patron olmayı istedikleri için bir mücadele hattı tutturmada anlaşamadık."

438. madde kampanyası

Fuhuş yapan kadınların kendilerini sermaye olarak tanımladıklarını söyleyen Pazartesi dergisinden Handan Koç, bu konuda seks işçisi yada çalışanı denebileceğini ifade etti. Fuhuşun önlenebilmesi için köklü değişikliklere ihtiyaç olduğunu ifade eden Koç 438. maddenin ortadan kalması için yaptıkları kampanyayı aktardı.

"438. maddeye göre, fuhuş yapan bir kadın herhangi bir yerde tecavüze uğradığında tecavüzcüye ceza indirimi uygulanıyordu. Bu yasanın değişmesi için başlatılan kampanya başarı ulaştı ve yasa kaldırıldı. Başarıya ulaşmasında fuhuş yapan kadınlarda bu işe sahip çıkmaları etkili oldu."

Daha sonra yapılan okuma atölyelerindeyse, fuhuşun doğal bir kurum olmadığı, seks işçiliğinin bir alışveriş olduğu, erkeğe hizmet kurumu olduğu belirtildi.

Ayrıca,cinselliğin bir iktidar ilişkisi olduğu, sahip olan, kirleten ve tatmin olanın erkek, sahip olunanın,kirletilenin ve tatmin olmayanın ise kadın olduğu, aile kurumu ile fuhuş kurumunun eş güdümlü geliştirildiği, birbirinin nedeni-sonucu haline geldiği ifade edildi.

Fuhuşu organize eden güçler

Son dönemlerde yaygınlaşarak sektör haline geldiği,özellikle asker, polis, korucu ve çetelerin birlikte organize ettikleri bir sektör olduğu, genelev sayısının sınırlı olmasına rağmen evlerde bu işin yapıldığı ifade edildi.

Diyarbakır'da iki bine yakın evde fuhuş yapıldığının tahmin edildiği vurgulandı. Ayrıca aile içi şiddet, göç, yoksulluğunda kadınların fuhuş yapmasında etkili olduğu ifade edildi.

Bundan sonra fuhuşun kadınlarının gündeminde olması gerektiği, bu işi yapan ilk başta erkeklerin, gidilen yerlerin teşhir edilmesi, fuhuş yapan kadınların yapmayanlar tarafından ötekileştirilmemesi, ekonomik sorunların çözüm yollarının aranması, yine mağdur olan kadınların kalabileceği evlerin oluşturulması gibi çözüm önerileri tartışıldı.(MY/AD)