İstanbul Tabip Odası seçimlerinin kazananı: Demokratik Katılım Grubu

31 bin üye sayısıyla Türkiye'nin en büyük Tabipler Birliği olan İstanbul Tabip Odası seçimleri Çapa Fen Lisesi'nde yapıldı. Demokratik Katılım Grubu, oyların yüzde 87'isini aldı. Dr. Nergis Erdoğan, grubun adayıydı.

Demokratik Katılım Grubu'nun, oyların neredeyse yüzde 90'ını almasını Polat şöyle yorumladı: "Esasen iki grup yarıştı ve bizim karşımızda, tam anlamıyla karşımızda, Milliyetçi Hekimler Derneği'nin desteklediği Türk Hekimler Birliği vardı. Bizim grubumuzda sağlık politikalarına bakış açısı, bunlara yönelik demokratik çözüm önerileri üretmeye çalışan adaylar yer alıyor. Daha çok ihtiyaçlar çerçevesinde adaylarımızı belirledik."

Mevcut başarı tesadüf değil

"Biz bir buçuk aydır sahada yürüttüğümüz çalışmayla her hastaneye, her muayenehaneye girmeye çalıştık. İstanbul'u bölge bölge paylaştık. Broşürlerimizi bastık ve her hekimle temasa geçecek şekilde çalıştık. Çalışmalarımızın sonunda çok büyük bir kısmı ile de temasta bulunabildik. Göz teması kurabildiğimiz her hekimi oy kullanmaya davet ettik. Dolayısıyla mevcut başarımız tesadüf değil."

İstanbul Tabip Odası seçimlerinde oy kullanan hekimlerin %87'si Demokratik Katılım Grubu dedi.

Bu topraklarda; çağdaş, laik ve demokratik bir ülkede iyi hekimlik mücadelesi kazandı! pic.twitter.com/AInlXSNh4x

— Demokratik Katılım Grubu (@DkgTabip) April 17, 2022

2002'den beri değişmeyen gelenek

DKG'nin 2002'den itibaren İstanbul Tabip Odası seçimlerini kazanmasına yönelik ise Polat şunları ekledi: "DKG 2002 yılında sağlıkta dönüşüme, neoliberal politikaların sağlık sisteminde ne tür yıkımlara neden olacağına dair ne söylediyse, bugün görüyoruz ki hepsi gerçekleşti. Bu yıkımlar birey olarak hekim için de geçerli, tüm sağlık sistemi için de. DKG her şeyin dışında halk sağlığını önceleyen bir yapı. Ürettiği değerler, görüşler ve yaptığı işler de Türkiye'nin demokratik yapısını güçlendirmeye yönelik."

Hayatın kendisi politik

DKG'nin "fazla politik" addedilmesine dair yapılan yorumlara ise Polat şöyle yanıt verdi:

"Hayatın kendisi politik. Memleketin nasıl yönetildiğinden bağımsız bir sağlık sistemi düşünebilir misiniz? Biz 2002'den beri sağlığın özelleştirilmesini ve bunun halk sağlığı açısından yaratacağı sonuçları tüm boyutlarıyla ele alıyor ve gündeme getirmeye çalışıyoruz. Neoliberal politikalar tüm bunları dayatırken biz sadece hekim hakları için mi çabalıyoruz diyelim? Ki zaten ekimi o sistemden çıkarıp, her şeyin dışında kalan bir nesne olarak da konumlandıramazsınız. DKG tüm bu politik bilinç, istikrar ve örgütlülükle kazanıyor."(TY/KU)