İrlanda Dünya Kadınlar Günü'nü (IWD), İrlanda'nın anayasal referansları güncelleme önerileri çerçevesinde kadın haklarını ilerletmeye yönelik iki referandum düzenleyerek kutlarken, Birleşmiş Milletler, "kadın sünneti" mağduru 200 milyonu aşkın kadının uğradıkları kötülüğe dikkat çekti.
İrlanda aile değişikliği ve bakım değişikliği adı verilen iki anayasa değişikliğini onaylayarak 1937'den kalma Anayasanın 41. Maddesinin metninde kadınlar lehine iki değişkilik gerçekleştirmeyi hedefliyor.
Oylamada yanıt beklenen birinci soru, ailenin tanımının yalnızca evliliğe dayalı aileleri değil birlikte yaşayan çiftler ve çocuklarının "kalıcı birliktelikler"ini de kapsayacak şekilde genişletme önerisini kapsıyor.
İkinci soruysa Anayasanın artık eskide kalmış olan annenin "evdeki görevleri"ne atıfta bulunan dilinin değiştirilmesiyle ilgili.
Her iki oylamanın sonucunun da Cumartesi günü belli olması bekleniyor.
Anayasa oylamasında sorulacak soruları formüle eden merkez sağ-yeşil koalisyonunun Başbakanı Leo Varadkar, her iki oylamada da durumun "başabaş" göründüğünü itiraf etti.
DW'nin haberine göre Cuma günü yayınlanan Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) raporuna göre, dünya çapında 230 milyondan fazla kadın ve kız çocuğu kadın sünneti mağduru oldu.
BM son sekiz yılda yaklaşık 30 milyon kişinin, UNICEF'in "tıbbi olmayan nedenlerle kadın dış cinsel organının kısmen veya tamamen çıkarılması" olarak tanımladığı uygulamaya maruz kaldığını tahmin ediyor.
UNICEF İcra Direktörü Catherine Russell, "Ayrıca, daha fazla sayıda kız çocuğunun daha küçük yaşlarda, çoğu beşinci yaşlarına girmeden önce bu uygulamaya maruz bırakılmasına yönelik kaygı verici bir eğilim gözlüyoruz. Bu da müdahale penceresini daha daraltıyor" dedi.
UNICEF yalnızca Afrika'da yaklaşık 144 milyon kadın ve kız çocuğunun kadın sünnetine maruz kaldığını, bunu 80 milyonla Asya ve 6 milyonla Orta Doğu'nun takip etmekte olduğunu saptıyor. Uygulamanın en yaygın olduğu ülke Somali. Burada 15-49 yaş arası kadın nüfusunun yüzde 99'u kadın sünnetine uğratılmış durumda.
Bununla birlikte rapor, Burkina Faso'da bu konuda ilerleme kaydedildiğini ve 15 ile 49 yaş arasında kadın sünnetine maruz kalan kadınların oranının son otuz yılda yüzde 80'den yüzde 30'a düşürüldüğünü ortaya koydu.
8 Mart'ta bazı Afgan kadınlar, çok seyrek gerçekleştirebildikleri küçük protestolarla Dünya Kadınlar Günü'nü kutladılar.
Taliban, 2021'de iktidara döndüğünden bu yana BM'nin "cinsiyet ayrımcılığı" olarak tanımladığı mutaasıp İslami yorumlarla kadınların erkek akrabaları olmadan seyahat etmelerini belirli işlerde çalışmalarını orta ve yüksek öğrenime gitmelerini yasakladı.
Buna karşın Mor Cumartesiler grubu eylemcileri birçok ilde bir avuç da olsalar kadınların 8 Mart'ta bir araya gelerek kısıtlamaların kaldırılması çağrısında bulunduklarını duyurdu.
Jopanya'da evlenmeden önceki soyadlarını kullanmak isteyen altı çift, 8 Mart vesilesiyle hükümete karşı dava açtı.
Çiftlerin avukatlarının verdiği bilgiye göre, Japon yasaları uyarınca evli çiftler kocalarının veya karılarının adını seçmek zorundalar ancak uygulamada çiftlerin yüzde 95'i erkeğin adını almak zorunda bırakılmış durumda.
(AEK)