Uzun görev süreleri, yeterice dinlenmeden yapılan uçuşlar, vücudun biyolojik saatini hesaba katmayan planlamalar, bir uçağın uçmasını sağlayanlar üzerinde "biriken yorgunluğa" neden oluyor.
Uyku kaybı anlamına gelen bu durum dikkat dağılması, hata ve kaza risklerini barındırıyor.
Bu çalışma koşullarına zemin oluşturan düzenlemeyse, SHT 6A-50 adlı bir yönetmelik: Dört kez göden geçirilmiş "Uçucu Ekip Uçuş Görev Süre ve Dinlenme Süreleri il Uygulama Esasları Talimatı". Türkiye Sivil Havacılık Sendikası (HAVA-İŞ) bu düzenlemenin değiştirilmesi için kampanya başlattı. Bütün bilgiler ve katkıda bulunma olanakları yorgunucmakistemiyoruz.biz adresinde.
Ancak kampanya herkesin desteğine açık. Çünkü uçuş güvenliği her şeyden önce yolcuların güvenliği demek. Aynı zamanda bir tüketici hakkı. HAVA-İŞ "Taksi şoförünüzün taksiyi kullanırken sarhoş olmasını ister misiniz?" diye soruyor. Zira, biriken yorgunluk alkolün araba sürücüleri üzerindeki etkisine denk bir etki yaratıyor.
Ölümlü havacılık kazalarının yüzde 15-20'sinde pilot yorgunluğundan kaynaklanan insan hatası var.
Pilotlar, kabin memurları, yükleme uzmanları, uçuş mühendisleri, kısaca "uçucu ekipler" olarak adlandırılan havacılık emekçileri, çalışma koşullarının uluslararası standartların gerisinde olduğunu söylüyor.
Örneğin AB düzenlemelerinde maksimum uçuş görev süresi 3 inişe kadar 13 saat. 3 iniş sonrası her iniş için yarım saat düşülüyor. Türkiye'deyse bu süre 1-4 iniş için 14 saat. Gece uçuşları için AB'de ayrıca süre indirimi varken, Türkiye'de gece tanımı yok.
Özetle günde en fazla 12 saat görev, en az 12 saat dinlenme süresi, "kendini uçuş için hazır hissetmeyen uçuş ekip üyesinin o uçuşu yapama zorunluluğu"nun uygulanmasını isteyen havacılık emekçilerinin talepleri şöyle: