Doğan, Fırtına ve Örnek'e 20 Yıl

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri'de görülen 250'si tutuklu 365 sanıklı ''Balyoz Planı'' davasının 108'inci duruşmasında mahkeme heyeti kararını hükme bağladı.

Davanın bir numaralı sanığı emekli 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan ile Emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek ve Emekli Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Halil İbrahim Fırtına'ya darbe girişiminde bulundukları iddiasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Ardından eksik teşebbüste bulundukları gerekçesiyle cezaları 20 yıl hapis cezasına düşürüldü.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İstanbul milletvekili emekli Korgeneral Engin Alan, emekli Orgeneral Ergun Saygun, Yüksek Askeri Şura (YAŞ) üyesi Orgeneral Bilgin Balan, emekli Korgeneral Nejat Bek, emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık, emekli Albay Cemal Temizöz, emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri ve Koramiral Deniz Cora'nın da aralarında bulunduğu 78 kişiye 18 yıl hapis cezası verildi.

Emekli Albay Dursun Çiçek, Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok, Albay Ali Türkşen, emekli Albay Erdal Akyazan ve HAVELSAN Genel Müdürü Ömer Faruk Ağa Yarman'ın aralarında bulunduğu 216 sanığa da 16'şar yıl hapis cezası verildi.

Tutuksuz yargılanan 35 sanık için beraat kararı verildi. Emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün dosyası duruşmalara katılamadığı gerekçesiyle ayrıldı.

Sanık avukatlarından Hüseyin Ersöz, twitter'dan yaptığı açıklamada hükmün açıklanmasının ardından duruşma salonunda fenalaşanlar olduğunu, sanık yakınlarının yuh çektiğini belirtirken, sanıkların ise mahkeme heyetinin salondan ayrılmasının ardından toplu halde marş okuduklarını ifade etti.

365 sanıklı davada 330 sanık en üst sınırda ceza aldı. Üst sınırda ceza almalarının nedeni duruşmalarda iyi hal göstermemeleri olarak gerekçelendirildi.

Haber kanallarında yer alan bilgilere göre, kararın açıklanmasının ardından sanık yakınlarından çok sayıda bayılan oldu ve duruşmanın görüldüğü salona çok sayıda ambulans geldi.

Sanık yakınlarının bazılarının duruşma çıkışında "Mustafa Kemal'in askerleriyiz", "Yaşasın Atatürk cumhuriyeti" şeklinde slogan atması dikkat çekti.

Özgündüz: Savunma hakkı ihlal edildi

Cumhuriyet Halk  Partisi (CHP) milletvekili aynı zamanda avukat Ali Özgündüz, "Hukuk katliamı yaşanmıştır" diyerek, hukukun temel ilkesi "savunma hakkı"nın ihlal edildiğini söyledi.

"Beş yıldan fazla ceza gerektiren suçlarda avukat olmadan hüküm kurulamaz. Mahkeme avukatlar olmadan son savunmayı alıp en az 13 yıl olmak üzere hapis cezası verdi. Savunma hakkı ihlal edildi. Hukuk zulüm aracı oldu."

Ülgen: Verilen cezalar değil, hukukun aldığı yara önemli

Sanık avukatlarından Celal Ülgen ise sanıkların ceza almalarının değil, Türkiye'deki hukuk sisteminin aldığı yaranın önemli olduğunu söyledi.

"Bizi ezebilirler, askerlerden intikam alabilirler ama bu nereye kadar böyle gidecek? Böyle giderse fazla gidemeyecekler bence."

"Bu sanıklardan birçoğu yaşları nedeniyle cezaevinden bir daha çıkamayacaklar. Bu ülkede kime bu kadar çok terör uygulandı?"

Şen: Neden Özkök tanık olarak dinlenmedi?

Avukat Salim Şen ise dava süresince tanıkların dinlenmemesine dikkat çekti.

"Eğer darbe girişimleri teşebbüs aşamasında kaldıysa ve girişimlerin dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök tarafından engellendiğini söylüyorsanız, neden onu tanık olarak çağırmadınız? Neden bizim talep etmemize rağmen Özkök bu davada tanık olarak yer almadı?"

"Alakasız bir davaya Özkök tanık olarak çağrılıyor ve oradaki ifadeleri bu duruşmada tanık ifadesi olarak yer alıyor. Bu çok büyük ayıptır, yazıktır. Bu kararlardan fayda bulduklarını zannedenlere de yarın bu hukuk gerekecek."

Doğan: Emniyet-yargı delilleri örtbas etme derdinde

CNNTürk'e canlı bağlanan Çetin Doğan'ın kızı Pınar Doğan, karara hiç şaşırmadığını belirterek, şunları söyledi:

"Bu mahkemede yargılama söz konusu değildi. Verilecek kararı ilk birkaç ay içinde saptamıştık. Mahkeme sahtecilikleri ortaya koyan delilleri incelemeyi reddetti. Bu gerçek bir yargılama değildi."

"Cezanın müebbetten 20 yıla inmesinin hiçbir önemi yok. Bu sanıkların bir dakika bile ceza alması hukuki değil."

"Balyoz belgeleri denen CD'lerin sahte olduğu Türkiye'de, ABD'de, Almanya'da tespit edildi. Bu raporlara inanmıyorsanız kendi bilirkişinizi atayın dedik. Buna da hayır dediler."

"CD'lerin üstündeki el yazılarının bile sahte olduğunu tespit ettirdik. Ancak bunlara rağmen 'hayır' demekte inat ettiler."

"Mahkeme heyeti, sahte belgeler üreten çeteyle işbirliği yapıyor konuma düştü; tarihe böyle geçecekler. Burada üzülmesi gerekenler bu kararın altına imza atanlardır."

"Yargıtay aşaması hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Türkiye'den umudum yok, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvuracağız."

"Her şeyden önce emniyetin sahte belge üretenlerin peşine gitmesi gerekirken, hakim ve savcılarla birlikte bu çetenin yaptıklarını örtbas etme derdinde."

Tutuklu sanıklardan ortak açıklama

Sanık avukatlarından Hüseyin Ersöz, sanıklardan bazılarının kaleme aldığı ortak metni okudu.

"Toplu tutuklama ve yargılama ile işlenen hukuk cinayeti hukuk katliamına dönüştü. Katledilen cumhuriyet ve geleceğimizdir. Mahkeme kararı bizi hiç şaşırtmadı; siyasi olan davanın neticesinin de hukuki olması beklenmezdi.

Kararı tahmin ettiğimizi ve karardan korkmadığımızı söylemiştik; yanılmadık. Bu, delilleri toplamayan, savunmanın lehine olan delillerin kaybolmasına sessiz kalan, en önemli delilleri savunmaya vermeyen, yalan ve iftira ürünü delilleri tartışmayan, bilirkişi görevlendirmeyen, tanık çağırmayan, sanıkların taleplerini karşılamayan hukuku ve savunmayı yok sayan avukatsız bir mahkemedir.

Adalet ve özgürlüğün olmadığı bir ülke de demokrasi de olmaz. Toplum vicdanında sindirilmeyecek. Askerlik mesleğine son verilse, üniformalarımız alınsa da bu pusuyu kuran alçaklar ve destekçileri mutlaka hesap verecekler. Çıkar sağlayanlar utanç duyacak. Devletimiz komplocu bir çeteyle mücadelede başarılı olamadı.

Komşu için hak hukuk isteyen devlet kendi ordusuna karşı yapılan haksızlıkları engelleyemedi. Devletin TSK'ya karşı emperyalist güçlerle cumhuriyet düşmanlarının kurduğu komployu görmemesi kabul edilemez; eğer görüp sessiz kaldıysa bu daha da vahimdir.

Kimseye ihanet etmedik. İzleyeceğimiz yol başkomutanımız Mustafa Kemal Atatürk'ün yoludur. Vatan sağolsun." (EKN/NV)