“Sokaklarda camlar, yıkıntı, sirenler, yanıp sönen araba farları, çığlık atan insanlar, etrafta koşuşan başıboş çocuklar… Çok uzun sürdü...” 6 Şubat'ta Maraş merkezli depremin yaşandığı ilk dakikaları anlatıyor Renkli Hayaller Sahnesi ekibinden Ortak Sahne Genel Sanat Yönetmeni Mahmut Ünver.
“Bu yaşananlar yaşanmayabilirdi. Bu daha çok acı verdi” diye ekliyor.
Renkli Hayaller Sahnesi, Tiyatro Kooperatifi’nin depremzede çocuklar için hayata geçirdiği, 32 ekipten 123 sanatçının katıldığı bir girişim.
TOBB Kreatif Endüstriler Meclisi ile Netflix Türkiye’nin destekleri ve İhtiyaç Haritası iş birliğiyle yürütülen proje, 7 bin 500 çocuğa ulaştı.
2 aylık süreçte katılımcıların ve çocukların yaşadıkları bir belgesele dönüştü ve ilk gösterimi dün Atlas Sineması'nda yapıldı.
32 ekip, 123 sanatçı
Depremlerden etkilenen çocukların iyi olma haline katkı sağlamak amacıyla yola çıkan Renkli Hayaller Sahnesi projesiyle Maraş Avşar, Göksun, Elbistan, Afşin ve Hatay Antakya’daki çadır ve konteyner kentlerde tiyatro oyunları, atölyeler, konserler, film gösterimleri ve sokak performanslarından oluşan 200’ün üzerinde etkinlik çocuklarla buluştu.
2 ay süresince 32 ekipten 123 sanatçının katıldığı, 53 tiyatro oyunu, 32 atölye, 14 sokak performansı, 18 konser ve 84 film gösterimi yapıldı. Etkinliklerin, oyunların her biri çocuklarda ikincil travma yaratmaması için İstanbul Psikodrama Derneği'nin oluşturduğu uzman ekip tarafından önceden kontrol edildi.
Değişen hayatlar, travmalar
Dünkü gösterim öncesi konuşan Tiyatro Kooperatifi Yönetim Kurulu Üyesi Mert Fırat, "Depremin ilk gününden itibaren pek çok farklı kurum ve STK gibi Tiyatro Kooperatifi olarak da elimizden gelen her şeyi yapmaya çalıştık. Tiyatro Kooperatifi’ne dahil 70’in üzerinde özel tiyatro temsilcileriyle bir araya geldik, önce Sahneden Dayanışma kampanyamızı başlattık. Tiyatro temsilcilerinin görüşleriyle, çocukların iyi oluşu için bir proje gerçekleştirme kararı aldık. Çocukların değişen hayat şartlarını, yaşadıkları travmaları bire bir gördük. Renkli Hayaller Sahnesi böyle oluştu" dedi.
"Dikkatinizi oradan çekmeyin"
Mert Fırat şu an için her şeyin 6 Şubat'tan daha kötü olduğunu belirterek "Herkesin ilgi alakası daha fazlaydı ilk günler, bu ilgi giderek azaldı" dedi. İhtiyaç Haritası ekibinni bir yıl daha deprem bölgesinde sahada olacağını belirten Fırat, Renkli Hayaller Sahnesi için kaynak arayışının da devam ettiğinin altını çizdi.
İhtiyaç Haritası İcra Direktörü Evren Aydoğan da benzer kaygıları dile getirip ihtiyaçların devam ettiğini aktardı ve "Sizlerin de dikkatini oradan çekmemesini istiyoruz" dedi.
"Ütopyalarımızın tezahürü"
Ardından söz alan Tiyatro Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Yeşim Özsoy, Ankara Birlik Tiyatrosu'ndan yönetmen Gül Göker'in fikri ve öncülüğünde bir ekip kurduklarını belirterek şunları söyledi:
“Her fırsatta söylediğimiz gibi tiyatro, özellikle kriz anlarında her zaman toplumun yaralarını sarmakta ve iyileştirmekte çok önemli bir yere sahip. Buradan yola çıkarak bizler de kendi alanımızda ve kendi gücümüzle neler yapabiliriz sorusunun peşine düştük ve tiyatrolarımızın ortak katılımıyla ortaya Renkli Hayaller Sahnesi projesi çıktı. Bu proje ile öncelikli amacımız depremden psikolojik olarak en fazla etkilenen gruplar arasında yer alan çocukların iyi olma haline biraz da olsa olumlu bir katkıda bulunmaktı. Umuyorum ki bu zorlu süreçte, elimizden geldiğince yaratmaya çalıştığımız ütopyalarımızın tezahürü olan bu yolculuğumuz bizim için olduğu kadar sizin için de manalı olur.”
Renkli Hayaller Sahnesi projesinin hikâyesine ışık tutan belgeselin yönetmeni Kaan Cansever ise şunları söyledi:
"Gelen her sanatçıyla birebir konuştuk, röportajlar aldık, çocukları incitmeden onların duygularına odaklanmaya çalıştık. Yıkılmış bir şehri yeniden inşa ederken sanatın ne denli önemli olabileceğini yansıtmaya çalıştık. Bu belgesel sadece deprem bölgesinde yapılan bir çalışmayı anlatmıyor. Böyle zorlu bir alanda çocukların sanatçılarla, sanatçıların çocuklarla birbirine temas ettiğinde nasıl etkiler ortaya çıkabileceğini ve her temasın yeni bir umut olabileceğini anlatıyor.”(AÖ)