Çeşitli demokratik kurum ve platformların temsil edildiği Demokrasi için Birlik (DİB), meclis toplantısı sonrasında sonuç bildirgesini açıklandı.
Demokrasi güçlerinin ortak mücadeleyi büyütmesi çağrısıyla sonuçlanan toplantıda, Türkiye’nin içinde bulunduğu durum son aylarda yaşanan gelişmelerle özetlendi:
“Çoklu baro sistemine geçiş, Ayasofya’nın camiye döndürülmesi ve İstanbul Sözleşmesi’nin tek taraflı feshedilmek istenmesi, adım adım fiili gerici, dinci bir hukuk ve yönetim sisteminin inşa edilmeye çalışıldığı, Cumhuriyetin ilerici kazanımlarının ve laikliğin açıkça hedef alındığını gösteriyor.”
Metinde mevcut duruma karşı atılması gereken somut adımlar da sıralanarak, “Bütün demokrasi ve halk güçlerini bu adımlar etrafında ortaklaşarak, yerellerde halk toplantıları, buluşmaları ya da farklı demokratik eylem biçimleriyle toplumsal mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz” denildi.
"Demokrasi ve Halk Güçleri Ortak Mücadeleyi Büyütmeli, Büyütüyor!'' başlıklı sonuç bildirgesinde şu ifadeler yer aldı:
“Emekçilerin yaşam hakkı, ‘çarkların dönmesi’ için, sermayenin zorbaca uygulamalarına zemin hazırlanarak çiğnenirken, kıdem tazminatı başta olmak üzere emek haklarına yönelik saldırılar artıyor, emekçiler güvencesizliğe mahkûm ediliyor.
“Yoksulluk ve işsizlik olağanüstü ölçülerde arttı. ‘Normalleşme’ adı altında toplum, sermayenin çıkarları için ismi konulmamış bir kitle bağışıklığı uygulamasına terk edildi.
“Salgının yarattığı ekonomik ve toplumsal tahribata çözümü olmayan iktidar, salgını fırsata çevirerek yolsuzluğu, kent ve doğa yağmasını sürdürürken toplumsal muhalefetin ana iletişim kanalı olan sosyal medyayı zapturapt altına almaya çalışıyor.
“Çatlayan ve toplumsal tabanı zayıflamaya başlayan tek adam rejiminin, iktidarını tahkim etmek için izlediği saldırgan, İhvancı ve yayılmacı politika Suriye, Libya ve Doğu Akdeniz’de açmaza sürüklenirken, ülkenin kaynakları savaş ve savaştan palazlanan yandaş sermayeye aktarılıyor.
“Toplumsal itirazları bütün baskılara rağmen susturamayan iktidar, siyasi partiler yasasında değişikliklerle kendi kazanacağı bir seçimi garantiye alma peşinde.
“Bu koşullarda, halkta adil bir seçim olabilecekmiş gibi beklenti yaratmak, toplumsal muhalefetin enerjisini her gün bir yenisi ortaya çıkan seçim ittifaklarının deli gömleğine hapsetmek, yanlış olmanın ötesinde gerçek dışı da.
“Meclis içi ana muhalefetin odaklandığı olası bir seçimin halkın iradesini yansıtmayacağı bir yana, tek adam rejiminin ardındaki bütün yolsuzluk ve hukuksuzluk yüküyle seçimle iktidarı bırakmak istemeyeceği çok açık. Kaldı ki, örgütlü bir müdahale olmadığında milletvekillikleri düşürülerek ve hukuk dışı kayyım atamalarıyla halk iradesi çiğneniyor.
“Öncelikle adil ve demokratik bir seçimin yapılabileceği ortamın sağlanması için meclisteki ve meclis dışındaki muhalefetin, güç birliğiyle halkın örgütlü, aktif yurttaşlar olarak siyasi duruma müdahale edebilmesinin yollarını açması gerekiyor.
“Tek adam rejimine karşı yargı bağımsızlığı, ifade ve örgütlenme özgürlüğü, erkler ayrılığı, katılımcılık ve yerel demokrasiyle zenginleştirilmiş bir parlamenter sistem etrafında en geniş birliğin sağlanması için adım atmak hayati önemde.
“Ama asıl ihtiyaç, artan işsizlik ve yoksulluğa karşı demokrasi güçlerinin, iktidarın can simidi gibi sarıldığı savaşçı politikalara karşı barışı da öne çıkaran halkçı bir seçenek etrafında ortak bir mücadele hattı oluşturabilmesi.
“Bu hat, eğitim, sağlık gibi temel hizmetlerin ve stratejik sektörlerin kamulaştırılmasına, daha adil bir gelir dağılımı ve vergi sistemine, halkın her düzeyde söz ve karar sahibi olmasına dayanmalı.
“Mahallelere, sokaklara, işyerlerine dayanan örgütlenme ve katılım mekanizmaları ve dayanışma ağları bu ortak mücadele hattının can damarları olmalı. Muhalif yerel yönetimlerin, iktidarı halkla paylaşması, yerel örgütlenme tarzını halkın katılımına ve denetimine açacak biçimde yenilemesi gerekiyor.
“Halkın bilinçli, aktif yurttaşlar olarak demokrasi mücadelesine katılmasını sağlayacak organlar ve modeller oluşturma görevi, halkçı bir seçenek etrafında ortak bir mücadele hattı yaratabilmenin biricik yolu olarak demokrasi güçlerinin tam önünde duruyor.
“Koronavirüs salgınının ilk günlerinde Demokrasi için Birlik olarak, salgın koşullarında halkın dayanışmaya, salgınla ve krizle mücadeleye karar alıcı ve denetleyici olarak katılmasını sağlamak için, yerel yönetimlerin eşgüdümünde, tabipler birliğinin, demokratik kitle örgütlerinin, sendikaların, meslek odalarının ve dayanışma ağlarının katılacağı alternatif bir koordinasyon merkezi önermiştik.
“Bütün yakıcılığını sürdüren bu ihtiyacın karşılanması için muhalif yerel yönetimler adım atmalı.”
Metinde halkın katılımına dayalı ortak bir mücadele hattının hayat bulabilmesi için öne çıkarılması gereken temel başlıklar şu şekilde sıralandı:
(TP)