DBP Eş Genel Başkanı Yüksek: AKP, Kayyuma Rağmen İstediği Sonucu Alamadı

Haberin Kürtçesi için tıklayın

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, Anayasa değişikliği referandumu sonucuna dair açıklama yayınladı.

AKP’nin Kürtlerin yoğun yaşadığı ilde istediği sonucu alamadığını söyleyen Yüksek, Türkiye genelinde çıkan tabloda da muhalefetin gücüne dikkat çekti.

Anayasa değişikliğine dair referandumun Anadolu Ajansı’nın açıkladığı resmi olmayan sonuçlarına göre , “Evet” oylarının oranı yüzde 51,18, “Hayır” oylarının oranı yüzde 48,82 oldu

DBP’li belediyelerin bulunduğu ve kayyum atanan Diyarbakır, Mardin, Batman, Şırnak, Siirt, Hakkari, Van, Ağrı, Dersim “Hayır” oyunun önde çıktığı illerden oldu.

"AKP'nin ve Erdoğan'ın meşruiyeti kalmadlı"

Kamuran Yüksek, 83 belediye eş başkanlarının, 10 bine yakın üye ve yöneticilerinin tutuklu, 85 belediyeye kayyum atanmış olduğunu, kentlerin yıkıldığını ve insanların hayatını kaybettiğini hatırlattı. Buna rağmen AKP’nin “özellikle kayyum atanan belediyelerde istediği sonucu alamadığını” söyledi.

“AKP ve Erdoğan Referandumu sandıkta ve halk nezdinde kazanamadığı halde baskı, hile ve YSK’ya dayatmalar ile  kağıt üzerinde kazanmaya çalışmıştır. Bu haliyle referandum sonucunun, Erdoğan ve AKP’nin ne Türkiye’de ne de uluslararası alanda hiçbir meşruiyeti kalmamıştır.

“Bu durum Erdoğan ve AKP için sonun başlangıcı demektir. Kürt halkı bu sonuçla AKP ve Erdoğan’a ‘Öldürmekle, yakıp yıkmakla tutuklamakla bizi yıldıramazsın, sana biat etmeyiz’ cevabını vermiştir.”

Yüksek, Türkiye geneli açısından da yeni bir siyasi tablo ortaya çıktığını belirtti.

“AKP’nin hükümranlığı sona ermiştir. Muhalefetin, demokrasi cephesini örerek AKP faşizmini durdurabileceği bir kez daha ortaya çıkmıştır. Toplum artık AKP’yi desteklememekte, siyaset toplum muhalefetini örüp temsil edebilmeli, beklentisini karşılamalıdır. AKP Kürdistan, Ege, Marmara ve Akdeniz bölgelerinde ve başkentte kaybetmiş, orta Anadolu ve Karadeniz’e sıkışıp kalmıştır. Buna göre toplum aynı zamanda tekçi, merkeziyetçi bir sistem değil yerinden yönetim esasına dayalı bir sistem istediğini ortaya koymaktadır.” (BK)