Televizyoncu Taner Özbay, Diyarbakırların genelde 29 Mart Yerel Seçimleri'nde Kürt Sorunu'nu gözeterek oy vereceğini, bu haliyle Demokratik Toplum Partisi (DTP) adayı Osman Baydemir'in favori olduğunu söyledi.
"Diyelim ki, insanların çoğu belediye hizmetlerinden dolayısıyla da DTP'den memnun değil. İşin içerisinde Kürt meselesi olduğu için, iktidar da bunu halkı memnun edecek kadar bir yaklaşım sergilemediği için bakışlar yine Kürt meselesinde olacak. Sandığa giden insanların büyük kısmı bunu gözeterek oy verecek. Bu duygusal zemin Diyarbakır'da çok hakim."
17 yıllık muhasebecilik yapan Özbay, altı yıldır Yerel TV 21 televizyonunda program yapımcılığı görevini üstleniyor; son üç yıldır da Genel Yayın yönetmeni ve program sunuculuğu yapıyor.
Kentte seçim hazırlıkları çerçevesinde dün akşam Baydemir'i programına davet eden Özbay, "Seçimin genel havası DTP lehine..AKP'nin pek şansı yok gibi gözüküyor. Ama seçime 10 gün kaldı. İktidar Kürt meselesine dönük etkili radikal çıkışlar yaparsa, belki farklılık yaşabilir" dedi. Özbay, yerel seçime dair gözlemlerini bianet ile paylaştı.
Seçim nasıl gidiyor?
Diyarbakır'da Baydemir'in karşısında, daha önce iki dönem Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı yapmış, 22 Temmuz Seçimlerinde milletvekili seçilmiş, aslında Diyarbakır'ı ve Büyükşehir Belediyesi'ni iyi bilen bir Kutbettin Arzu var.
AKP ve adayı Arzu, "biz kazanırsak, Diyarbakır'ın çehresini değiştireceğiz, kentin on yıldır görmediği hizmetler getireceğiz" mesajı veriyorlar ve DTP'lileri kimlik siyaseti yapmakla suçluyorlar.
DTP, projelerini sunuyor ama seçimleri daha çok Kürtlerin iradelerini ortaya koyma seçimi olarak algılıyor ve ona göre siyasi argümanlar üretiyor. DTP'nin ürettiği siyaset, bir hizmet siyasetinden ziyade bir kimlik siyasi olarak algılanıyor. Böyle çok net bir algı var...Aslında AKP'nin de, DTP'nin de kendi somut projeleri var.
Baydemir, "hafif raylı sistemi getireceğim" diyor; ulaşım master planı kapsamında değişik köprülü kavşak düzenlemelerine girişmek ve katlı otopark gibi 50 kadar projeden söz ediyor. Bunlar ilgi çeken projeler...
AKP'ninse, Kırklar Dağı'nın düzenleyerek bir ışık kulesi dikme projesi var. Burayı yeşillendirilmiş bir mesire alanı haline getirmeyi amaçlıyor. Dicle Vadisi projesiyle Dicle Nehri'ni ıslah edip, yeşillendirip halka açmak istiyorlar. Sosyal mekanları artıracaklarını söylüyorlar.
Bir yerel seçimden söz etmemiz gerekirdi. Ancak hizmetlerin ve adayların öne çıktığı bir seçim görüntüsü yok. Kürt meselesi odaklı gidiyor. Çok hassas ve insanları politize olmuş bir bölgede yaşıyoruz. İnsanları kandırmak çok zor.
Sonuç ne olur?
Sokaktaki insanlara da işimiz gereği çok soruyorum. Genel hava DTP lehinde. AKP'nin pek şansı yok gibi gözüküyor. Ama seçime 10 gün kaldı, iktidar Kürt meselesinde radikal ve etkili çıkışlar yaparsa, belki bir farklılık olur. Aslında AKP'nin şansı vardı. Diyarbakır'ı kazanmaya yakındı ama şansını iki nedenle kaybetti: Birincisi, Yüksekova'da "Ya sev ya terket" şeklinde algılanan çıkışları çok olumsuz bir etki bıraktı bölgede...Bir diğeri de, yerelde iyi aday seçemediler. Bir milletvekilini belediye başkan adayı olarak göstermeleri şansı azalttı.
Hala bir şans var mı?Ergenekon sürecinde bekletilen dosyaların olabileceği dile getiriliyor. Ne bileyim, bazı insanlar, derin devletin DTP ile, PKK ile olan bağlantıları bir şekilde deşifre edileceği inancıyla, burada örgütün dolayısıyla DTP'nin prestij kaybetmesi biçiminde bir beklenti içerisindeler. Belki böyle bir şey olursa bir psikolojik etki yapabilir. Yoksa açıkçası çok zor görüyorum.
TRT Şeş açılımı ikna etmedi mi?
DTP'liler, açılımları samimiyetsiz buluyorlar. Biraz daha ortada olan insanlar, "bekleyelim, görelim, iyidir, bu birçok şeyin önünün açılmasına, bir takım yasakların kalkmasına vesile olacaktır" diye düşünüyorlar. Ben de öyle düşünenlerden biriyim.
"Eksiktir, yerel seçimden sonra bir başkası bunları değiştirebilir" şeklinde istismara dair kuşkular yok değil...Bunda haklılık payı da var. Ayrıca, çelişki de var: Devlet hem kendi televizyonunda Kürtçe yayın yapıyor, hem de Kürtçe tebrik kartı gönderen, bilboardlarda Kürtçe mesaj yazan kent idarecilerini yargılıyor. Fakat elimizin tersiyle itmemeliyiz.
İyimser bakmak lazım, bu da bir kazanım. Burada kötü olan hükümet bunu DTP ve PKK'ye rağmen bunları yapmak istiyor. DTP ve PKK de, "Bana rağmen bir şey yapamazsınız, ben de varım" diyor.
Yerel medyanın rolü ne?
Yerel TV21, Gün TV, Can TV, Söz TV ve ART televizyonlarının yayınlarında genelde çok taraflılık görmüyorum. Her yayın kuruluşunun bir yayın politikası var elbette.
AKP, yerel basının tamamına projelerini anlatmak için reklamlar veriyor. DTP'nin gazetelere reklam verdiğine tanık olmadım; uzun bir süre bilboardları kullandı. Seçim yasakları gündeme gelince AKP de kısmen bilbordlara çıktı.
Baydemir'in de söylediği gibi, bilboardlarda AKP adayından ziyade Başbakan Erdoğan'ı görüyoruz. Baydemir'in "Başbakanla yarışmak güzel bir şey" sözü önemliydi, "DTP'li belediyelerin kaydetmesi noktasında olmayacak bir olasılık" kayda değer bir sözdü.
Kürt Sorunu nasıl çözülür?
Hükümet ve devlet ile, aldığı oylarla Kürtleri temsil ettiğini söyleyebileceğimiz DTP arasında diyalog kanallarının açılması lazım. DTP'yi es geçerek bir şeyler yapmak istiyorlar. DTP de böyle yapıldığı için Kürtlerin selameti açısından yararlı olsa bile muhalif bir tutum sergiliyor. Bu da sorunun çözümünü öteliyor.
Eğri oturum doğru konuşalım, Kürtçe TV bütün olumsuzluklarına rağmen olumlu bir girişim. DTP'li arkadaşlarımızın buna özel sohbetlerde olumlu bakacaklarından eminim, ama kurumsal olarak böyle bir tavır göstermelerinde haklılar bence...
CHP ve diğer partiler?
Emaresi yok, esamisi bile okunmuyor. CHP burada milletvekili bile çıkaramamış bir parti. Deniz Baykal olduğu müddetçe durum değişmez. Baykal'ın Kürt meselesine bakışı buna zarar veriyor; sosyal demokrat bir pozisyonu benimsemediği müddetçe hiçbir şansı yok. (EÖ)