Dink'in cenazesi Adli Tıp Kurumu'na kaldırıldı. Sinir krizi geçiren Eşi Rakel ve kızı Sera hastaneye kaldırıldılar.
İstanbul Emniyeti, basına saldırganın 18-19 yaşlarında, kot montlu, beyaz şapkalı bir erkek olduğu bilgisini verdi.
Başbakan Erdoğan, cinayetin aydınlatılması için İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'yu ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek'i görevlendirdiğini, bakanların İstanbul'a doğru yola çıktığını açıkladı.
CNN Türk televizyonunda canlı yayına katılan gazeteci Taha Akyol, savcıyla görüştüğünü, Dink'in başına iki kurşun isabet ettiğini öğrendiğini söyledi.
Üstü örtülü tehdit
Agos gazetesi yazarı Aydın Engin, NTV televizyonunun yayınına telefonla katıldığında, Dink'in İstanbul Valiliği'nde iki kişi tarafından "başın her şeyin gelebileceği" söylenerek üstü örtülü olarak tehdit edildiği bilgisini verdi.
bianet'in görüştüğü Avukat Fethiye Çetin, Dink'in davası nedeniyle bilinçli olarak hedef gösterildiğini, suç unsuru olmamasına rağmen "Türk düşmanı" olarak yansıtıldığını söyledi. Çetin "Başına böyle bir şey geleceğinden hep korkuyordu, hep tehditler alıyordu; korktuğumuz başımıza geldi" dedi.
Gazeteci Tuğrul Eryılmaz bianet'e, "Çok üzüldüm. İşin korkunç yanı, dün beni aradı ve çok uzun bir yazı gönderdi. Yazısında 'Neden ben? Neden bunlar benim başıma geliyor, neden bu cezaları alıyorum?' sorularını konu ediyordu. Meslektaşım, Türkiye'nin bir azınlık gazetesinin kurucusu, değerli bir insan. Neden Hrant Dink? Bu nasıl bir canavarlık? Nasıl bir milliyetçilik? Nereye gidiyoruz?" diye konuştu.
CNN Türk'e konuşan gazeteci Taha Akyol ve Derya Sazak hemfikir; "Bu kurşun Türkiye'ye sıkılmıştır" dediler.
Akyol, saldırının Türkiye'ye karşı çok büyük bir haksızlık olduğunu söylerken Sazak, "Toplumda barış ve demokrasi süreçleri yeşermeye başladığı sıralarda hep bu tür saldırılar yaşıyoruz" dedi.
Yine CNN Türk'e konuşan Ermeni İş Konseyi Başkanı Kaan Soysal "Türkiye açısından çok üzücü. İçişleri Bakanı'nın bizzat ilgilenip suçluları adalete teslim edeceğine inanıyorum. Geçen hafta Ermenistan'daydım. Genel olarak bir korku havası hakimdi orada. Dink'in öldürülmesinin ardından Ermenistan'dan gelen telefonlar bir şok durumunu yansıtıyordu. Herkes şaşkın. Diasporanın da yaşayacağı büyük sıkıntılar var. Cinayeti nasıl açıklayacağız? Türkiye'ye sorulan sorulara nasıl cevap vereceğiz? Tam da olumlu bir hava esmeye başlamıştı. Demek ki bu sorunlara çözüm arayışında yanlış var" dedi.
Yazar Perihan Mağden, NTV'de telefonla katıldığı yayında "Hakiki bir yurtseveri kaybettik. Çünkü onun başka bir ülkeye yerleşmesi kolaydı. Yurdunu sevdiği için içerden düşündüklerini söylüyordu. Ermeni cemaatinde bile yalnızdı. Onu kurban ettik. Elini taşın altına koyarak bu memleketi sevdiği için konuşan bir insanı kaybettik. Aylarca linç provaları yapıldı mahkeme önlerine. Herkesin davasına sahip çıkmaya çalışan gerçek bir vatanseverdi. Umarım sevimli gibi gösterilmeye çalışılan neo-milliyetçiliğin ne kadar tehlikeli olduğunu bu suikasta kör bakanlara gösterir" diye konuştu.
Dink'in avukatı Erdal Doğan ise NTV'ye verdiği görüşte Dink'in sürekli tehdit mesajları aldığını doğruladı ve "Tehidtler nedeniyle o kadar gergindi ki sokakta yürüyemez duruma gelmişti. Ölüm riskinden bahsediyordu. Üzücü olan bu riskin gerçekleşmesi. Soruşturmanın sağlıklı yürüyeceğinden emin değilim. Türkiye'de kalmayı yeğliyordu. Dostları yurtdışına çıkmasını telkin ediyordu. AİHM'den çıkacak kararla umutlanacağını aktarıyordu" dedi.
1954'te Malatya'da doğan Agos Gazetesi genel yayın yönetmeni Hırant Dink, Sivas'ın Gürün ilçesinden gelen bir baba ile Sivas'ın Kangal ilçesinden gelen bir annenin oğluydu. Anne ve babası 1961'de İstanbul'a taşındıktan sonra boşanınca Hrant ve iki kardeşi Gedikpaşa'daki Ermeni yetimhanesi'ne yerleştirilirdi.
Dink gençliğinde Türkiye'de gelişmekte olan sol siyasetten etkilendi. Türkiye Komünist Partisi / Marksist-Leninist çevresinde politikaya katıldı. Lise öğreniminden sonra İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nde Zooloji eğitimi alır. Bir süre sonra yetimhanede birlikte büyüdükleri Rakel ile evlendi.
Kardeşleriyle birlikte açtığı yayınevinde çalışmanın yanısra, eşi Rakel'le birlikte, kendileri gibi Anadolu'dan gelen kimsesiz ve yoksul çocukların yetiştiği Tuzla Ermeni Çocuk Kampı'nı yönetmeye başladı. Açılışından 21 yıl sonra kampa devlet el koydu.
Bazı cemaat gazetelerinde kitap eleştirileri ile başlayan yazı hayatı, basında çıkan yalan haberlere gönderdiği düzeltmeler ile sürdü. Patrikhane'ye, 'Ermeni toplumu çok kapalı yaşıyor, kendimizi iyi anlatırsak önyargılar kırılır' diyerek Türkçe bir gazete çıkarma önerisi 5 Nisan 1996 tarihinde ilk sayısı yayınlanan Agos gazetesi'yle gerçekleşti. Gazetenin yayın yönetmenliğini ve başyazarlığını üstlendi. Agos dışında Zaman gazetesi'nde yazılar yazdı. Yazılarında Türkiye'deki her etnik toplumun ortak ve barış içerisinde yaşaması gerektiğinin altını çizen Dink, aynı zamanda Ermeni cemaatinin patrikhane dışında sivil bir merkezi olması gerektiğini söylüyordu.
Ermeni Diasporasına 1915 olaylarını soykırım bağlamı dışında değerlendirmeleri çağrısında bulunan Dink, buna karşın TCK 301. Madde'yi ihlalden hüküm giydi.
Dink, İstanbul, Osmanbey'de Halaskargazi Caddesi üzerinde bulunan gazetenin çıkışında 19 Ocak 2007 günü öğlen saatlerinde kimliği belirsiz kişi ya da kişilerin silahla saldırısına uğradı ve hayatını kaybetti. (TK)