“Bize Ait Bir Oda” sergisi, 9 Mayıs – 4 Haziran 2017 tarihleri arasında Ark Kültür’de izleyici ile buluşuyor. Yirmi üç sanatçıyı bir araya getiren sergide resim, desen, video, fotoğraf, heykel, enstalasyon, illüstrasyon ve performans gibi farklı disiplinlerden çalışmalar yer alıyor.
Doğurganlık, annelik ve dişil döngüleri kadın bakış açısı ile ele alan sergi, bu konular üzerine ön yargıları ve klişeleri sorgulayarak kadınlık hallerini izleyici ile beraber yeniden kurgulamayı ve deneyim paylaşımını hedefliyor.
Sergide yer alan sanatçılar alfabetik sıra ile Ada Tuncer, Arzu Arbak , Arzu Yayıntaş, Ecem Yerman, Ece Eldek, Elif Varol Ergen, Fatoş Irwen, Gizem Aksu, Gökçe Deniz Balkan, Güneş Terkol, Işıl Eğrikavuk, Merve Çanakçı, Nancy Atakan, Neriman Polat, Nurcan Gündoğan, Oda Projesi, Özgül Arslan, Seçil Yersel, Sena Başöz, Sevil Tunaboylu, Sezgi Abalı ve Yasemin Nur.
Bize Ait Bir Oda sergisi 4 Haziran 2017 tarihine kadar Pazartesi ve Salı günleri hariç 11:00 – 19:00 saatleri arasında ücretsiz olarak Ark Kültür’de ziyaret edilebilir.
Serginin Facebook sayfası için tıklayın.
Çeşitli deneyimleri görünür kılmayı hedefliyor
“Bize Ait Bir Oda” sergisi, Arzu Yayıntaş ve Güneş Terkol’un 2015’ten beri annelik ve doğurganlık üzerine yaptığı atölyelerin bir devamı niteliğinde. İktidar sahiplerinin ve medyanın anneliği tek tipleştiren, çocuk bakımını basite indirgeyen, anne olmanın bir tercih meselesi olduğunu görmezden gelen yaklaşımlarına ve anneliği kadının üzerinde bir baskı mekanizması olarak kullanılmasına bir tepki olarak başlayan atölyeler, bu sergide kavramsal olarak daha da genişleyerek dişil döngüleri de kapsamına aldı.
Sergi küratörü Arzu Yayıntaş, konsept geliştirme ve sergi tasarımında Güneş Terkol ve Sevil Tunaboylu ile birlikte çalıştı. Üçlü, doğurganlık ve dişil döngüler üzerine (Kadının kendi doğumu, regl, doğum yapmak, düşük, kürtaj, biyolojik saat, menopoz) yedi başlıkta hazırladıkları soruları paylaşarak bu konularda çalışmak isteyen sanatçılara açık çağrı yaptı.
Bu çağrıya cevap olarak bazı sanatçılar sergi için yeni bir iş yapmayı önerirken, bazıları ise daha önce ürettikleri ama daha önce sergileme şansı bulamadıkları eserlerini arşivlerinden çıkardılar. Sorular yoluyla yapılan sergi çağrısıyla bu konularda çalışmak isteyen sanatçıların işbirliğine ve katılımına açık bir yaklaşım benimsenerek, klasik otoriter sergi küratörlüğü anlayışından farklı, daha eşitlikçi ve kapsayıcı bir tutum ile sergi mekanı ortak bir alan olarak kurgulandı.
Sergi, iktidarın tek tipleştiren söyleminin aksine annelik ve kadınlık deneyimlerinin çok çeşitli olduğunu ve her kadının doğurganlık ve dişil döngüler üzerine paylaşacak çok şeyi olduğuna işaret etmeyi, bu deneyimleri çoğaltarak görünür kılmayı ve kadın dayanışmasını güçlendirmeyi hedefliyor.
Farklı disiplinlerin ve yaklaşımların biraya getirildiği sergi kapsamında atölyeler, konuşmalar ve performanslar da gerçekleşecek. Bu etkinliklerin duyurusu için serginin Facebook sayfasını takip edebilirsiniz. (ÇT)