Dün geceki Feminist Gece Yürüyüşü'nün ardından, yürüyüşe başka bir karma (kadın-erkek karma grup) siyasetin dahil olması üzerine İstanbul Feminist Kolektif ve İstanbul LGBTT Dayanışma Derneği açıklama yaptı.
Bu açıklamaların ardından Kaldıraç'ta yazılı bir basın açıklaması yaptı.
İFK:8 Mart'ta sosyalist erkek şiddeti kayda geçti
İstanbul Feminist Kolektif'in açıklaması şöyle:
"Feministler olarak 12 yıldır 8 Mart’ta patriyarkaya, erkek şiddetine, cinsiyetçiliğe, heteroseksizme, kapitalizme, militarizme ve savaşa karşı kadınlar ve translar olarak Taksim’de feminist gece yürüyüşünü düzenliyoruz. Aylar önce feministler olarak çağrısını yaptığımız ve örgütlenmesi için çalıştığımız yürüyüşümüze bu yıl da binlerce kadın katıldı. Galatasaray’da başlattığımız yürüyüşümüz büyük bir coşkuyla devam etti.
"AKP hükümeti geçen 1 Mayıs’tan bu yana Taksim’de yapılan eylemlere polis şiddetiyle müdahalede bulunuyor. Gezi direniş günlerinden beri toplumsal muhalefetin Taksim’deki eylemlerine gazla, suyla, copla saldırmaya devam ediyor. Bugün de Fransız konsolosluğu önünde Taksim’e girişi kestiklerini gördük.
"Feministler olarak polis barikatının önüne geldiğimizde biz gelene kadar eylemsiz biçimde barikat önünde duran kadınlı erkekli sosyalist gruplar (Kaldıraç, Mücadele birliği, Partizan, EKA) öncesinde yaptığımız uyarılara rağmen bize alanı açmadılar. Bu durum kimi sosyalist grupların bir politik hareket olarak feminizmin mücadelesini ve örgütlenmesini meşru görmeyen yaklaşımlarının en açık ifadesidir.
"Bu grupların eylemsiz olarak polis barikatı önünde beklerken, feminist kortejin gelmesiyle polise karşı eyleme geçmelerini siyasi etiğe uygun bulmadığımız gibi toplumsal hareketin devlet karşında dayanışmacı bir tutum sergilemesi fikrinden de tümüyle uzak buluyoruz. En kötüsü de bu grupların eylemimizi engellememeleri yönünde yaptığımız uyarılara hakaret ve fiziksel şiddet uygulayarak yanıt vermeleri oldu. Kaldıraç grubunun bayraklarının inmesini isteyen kadınlar ve LGBT bireylere, Kaldıraç grubundan erkekler fiziksel şiddet ile karşılık verdiler. 8 Mart’ta erkek devlet şiddetine karşı yürürken kimi sosyalist erkeklerin şiddetiyle karşılaşmamız tarihe bir kayıt olarak geçti.
"Daha kötüsü eylemimize müdahale eden bu grupların bizim eylem komitesi olarak bu durum nedeniyle eylemi sonlandırmak zorunda kalışımızın ardından bayraklarını toplayarak ve sessizce geri çekilmeleri oldu.
"8 Mart’ta bile alanları kadınlara bırakmayan, feminizmi meşru bir politik hareket olarak görmeyen, hiçbiri siyasi etiğe girmeyen tutum ve davranışlar sergileyen bu grupları kınıyoruz. Bu vesileyle erkek egemenliğine karşı haklı mücadelemizi her yerde sürdüreceğimizi bir kez duyuruyoruz."
İstanbul LGBTT: Transfobiktir
İstanbul LGBTT Dayanışma Derneği'nin açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
"Bu yıl yürüyüşe katılan bir trans kadına fiziksel şiddet uygulandı, bir erkek tarafından tekme atıldı.
"2014, 8 Mart'ta bir trans kadına, bir sol örgütün mensubu erkek tarafından atılan tekmenin tesadüf olmadığını biliyoruz.
"Bu tekmeyi atan bireyin örgütlü olduğu sol örgüt 'görünmeyen' savunmasında, yani özellikle sosyal medyada 'tekme atılan şahsın' bir kadın değil 'LGBT bireyi' olduğunu vurguluyor. Buradan da anlaşıldığı gibi, o tekmenin dinamiklerinde 'transfobi' vardır. Bu feminizme ve kadın dayanışmasına karşı olan faşist bir örgütlenmenin trans-trans olmayan ayırmadan tüm kadınlara attığı 'tekme'lerden farklıdır.
"Bu tekmeyi her sol örgütlenme kendi özelinde sorgulamalıdır. Kadına karşı şiddet genelinde, transfobik şiddet özelinde bu tekmenin öz eleştirisi kendine transfobi karşıtıyım diyen herkesçe verilmelidir. Bu yüzden bu tekme transfobiktir. Nokta!"
Derneğin açıklamasının tümünü buradan okuyabilirsiniz.
Kaldıraç'tan açıklama
İFK’nın açıklamasının üzerine Kaldıraç’tan da bir açıklama geldi. Kaldıraç, feministlerin “başka kadınlar dışarı, provokatörler” kendilerine saldırdığını iddia etti. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“8 Mart 19.30’da Kaldıraç ve AKA-DER olarak İstiklal Caddesi’nden başlayarak gerçekleştirdiğimiz eylemimiz Taksim Meydanı girişindeki polis barikatının önünde devam etti. 19.00’da EKA’nın (Emekçi Kadınların) başlattığı eylem ile yürüyüşümüz polis barikatı önünde birleşti. Galatasaray’dan başlayan İFK’nın gece yürüyüşü ile de eylemlerimiz çakıştı.
"Kaldıraç, AKA-DER ve EKA’dan kadınlar polis barikatının önünde eylemlerini sürdürürken İFK’nın temsilcisi olduğunu söyleyen bir arkadaş, Taksim’de kendi eylemlerini örgütleme tasarrufu olan kurumlarımızı, önce ‘gece yürüyüşünü sabote etmekle’ suçlamış, ardından üç eylemin kitlesi birleşip polis barikatına müdahale başlatılmış, aynı kadın arkadaş devrimci kurumların flamalarını indirtmeye yönelmiştir. Üç eylem fiili olarak birleştiği andan itibaren Kaldıraç, AKA-DER ve EKA’dan kadınlar ön safta polise müdahale etmiştir.
“Eylemin bitimine yakın ise İFK'nın gece yürüyüşünün eylem komitesi tarafından eylemin katılımcılarına ‘Kaldıraç’ın eylemi provoke ve sabote ettiği’ açıklanmıştır. Polis barikatının önünde ‘polis dışarı’ sloganı atmak yerine ‘Kaldıraç dışarı’ sloganı attıranlar, eylemde kadına yönelik şiddet uyguladığımız yalanlarıyla açıklama yapanlar, bizce ne mücadele arkadaşlığından, ne de asıl hedefe konulması ve mücadele edilmesi gereken güçten haberdardırlar.”
Partizan'dan açıklama
Partizan'dan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Flamalı bir şekilde Taksim'de bulunmamızın nedeni feminist gece yürüyüşüne katılmak değildir. Aynı zamanda amacımız; burada eylemi düzenleyen kadınların inisiyatifini kırmak, eylemin formatını ihlal etmek ya da erkek arkadaşlarımız aracılığıyla kadınlar ve LGBTİ'ler yerine polisle karşı karşıya gelmek de değildir. Hele ki, gece yürüyüşüne katılan kadınları "barikata yüklenmek için güç olarak görüp bekleyerek kullanmak" gibi bir kaygımız hiç olmamıştır, olamaz da! Ancak tüm bu niyetimize karşın, yaşanan tablodaki hatalı tutumumuzu (flamasız bir eylemde flamalarımızla bulunmamız ve bir süre de olsa flamalarımızı indirmeyi kabul etmeyen tavrımız) kabul ediyor ve dün geceki yürüyüşü örgütleyen ve katılan tüm kurum ve kadınlara özeleştiri veriyoruz.
EKA’dan açıklama
Emekçi Kadınlar (EKA) ise Mücadele Birliği web sitesinde yayınlanan açıklamada, 18.55’te kendi eylemlerine başladıklarını, Fransız Konsolosluğu önünde polis barikatında Kaldıraç’la eylemlerinin ortaklaştığını söylerken şu ifadelere yer verdi:
“Bu arada ne yapacağını bilmediğimiz feminist kadınların yürüyüşe geçtiğini öğrendik. 20.15 civarı İFK geldi. Hep birlikte “yaşasın kadın dayanışması” sloganları atıldı. Hiçbir sorun yokken İFK hem kadın arkadaşlarımıza hem de dayanışma için gelen ve kenarda bekleyen erkek arkadaşlara hakaret etmeye, bağırıp çağırmaya başladı.
“(…)İFK’nın gerçekten amacı Taksim miydi yoksa devrimci kadınları orada görmenin öfkesiyle ne yapacağını bilmezlik miydi? (…) İFK ile gelen kadınların bir kısmı onlarla aynı şeyi düşünmüyordu. Bizimle birlikte harekete geçtiler ve orada kaldılar. EKA olarak biz zaten polisle tek başımızaydık ve İFK’nın (onlardan hemen sonra da KALDIRAÇ'ın çekilmesi) asıl olarak oradan çekilmesi Kadın Dayanışması’na ne kadar uygundur? Kadınların güçlü ve kitlesel karşı koyuşuyla Taksim’in yolu açılabilirdi.
“(…)Ne feministlere, ne de translara yönelik hiçbir fiili saldırımız asla olmamıştır. Bizimle birlikte gelen ve kenarda bekleyen hiçbir erkek arkadaşımızın da bir fiziksel şiddet olayıyla bağlantısı olmamıştır.” (EA/ÇT)