8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde, toplumsal cinsiyet eşitliği için verilen mücadele dünya çapında her yıl daha fazla yankı buluyor. Türkiye’de de kadın örgütleri, her yıl güçlü bir şekilde bir araya gelerek kadın haklarını savunmaya devam ediyor. Ancak bu mücadelede, genellikle göz ardı edilen bir grup var: herkesin ötekisi Roman kadınlar.
Toplum en alt katmanına itilen ve ötekileştirilen bu kadınlar, uzun yıllardır ekonomik zorluklar, toplumsal dışlanma ve ayrımcılıkla mücadele ediyor. Ancak sesleri çoğu zaman duyulmuyor. Bugün, 8 Mart’ı kutlarken, bu görünmeyen emekçi kadınların eğitim, barınma, istihdam ve eşitlik taleplerine daha fazla dikkat çekmeli ve ses vermeliyiz.
Roman kadınların ağır yaşam mücadelesi
Romanlar, Türkiye’de sosyal dışlanma ve derin yoksulluk yaşayan dezavantajlı grupların başında yer alır. Ülkemizdeki Roman nüfusunun, çeşitli kaynaklara göre 2 ila 5 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. Türkiye’deki başlıca Roman grupları Rom, Dom ve Lomlar olup, kültürel yapıları ve yaşam tarzları nedeniyle Abdallar da bu gruplar arasında sayılır. Bu grupların yaşam biçimleri, geleneksel meslekleri ve karşılaştıkları ötekileştirme benzerlik gösterse de, kültürel anlamda birbirlerinden ayrılırlar.
Roman topluluklarında (Rom, Dom, Lom ve Abdal) kadınların toplumsal konumu; kültürel, toplumsal ve ekonomik etmenlerle şekillenir. Geleneksel yapının daha baskın olduğu Domlar ve Lomlar gibi gruplarda kadınlar genellikle daha az görünürken, Roman topluluklarında kadınlar sosyal yaşamda daha fazla yer alır. Ancak genel olarak tüm Roman topluluklarında kadınların yükü ağırdır. Hem kadın olmanın getirdiği zorluklar, hem Roman olmanın getirdiği dışlanma, hem de yoksulluğun yarattığı sınıfsal eşitsizlikler nedeniyle en büyük yükü kadınlar taşır.
Evi çekip çeviren, çocuğa bakan, evde ekmek olmadığında çiçeğe gidip kağıt toplayan da kadınlardır. Tarlada çalışan, temizlik işlerine giden de kadınlardır. Çocuğu için okulla görüşmeye giden, yardım talep eden, alışverişi yapan, çocuğu hastaneye götüren de odur. Yani, sokağa çıkan ve topluma karışan çoğunlukla kadındır. Bu nedenle de ayrımcılığa en çok kadınlar maruz kalır. Kendi toplumu içinde de kısıtlanan, sınırlarla karşılaşan yine kadındır. Sokağa hangi saatlerde çıkacağına, nereye gidip gidemeyeceğine başkaları karar verir. Kısacası, sokakta yaşadığı ötekileştirme, kendi mahallesinde de kısıtlamalar ve kurallarla devam eder. Roman kadın, ayrımcılık ve toplumsal baskılar arasında sıkışıp kalmıştır.
Roman kadınların yaşadığı bu sorunları genç bir kadın olan Nezaket şu sözlerle ifade eder:
> “Roman kadın olmak gerçekten çok zor. Bizde kadınlar çalışır, erkeklere bakar. Roman kadın olmak, evi geçindirmek, çocuklara bakmak, evi temizlemek... Her şeyi sen yaparsın.”
> “Otobüste çiçek satan kadınların yanına kimse oturmak istemez. Kıyafetinden, ten renginden Roman olduğunu anlıyorlar. Pistir, bir şey çalar gözüyle bakıyorlar. Bizi restorana, taksiye almıyorlar. Hastanede küçümseyerek bakıyorlar.”
Toplumsal cinsiyet rolleri ve ataerkil yapı Roman toplulukları içinde de baskındır. Kadınlar, ev ekonomisinde önemli bir rol üstlense de, kamusal alanda ve aile içindeki güç dinamiklerinde son sözü söyleyen hep erkektir. Bu ataerkil yapı, kadınların yaşamındaki zorlukları daha da derinleştirir. Bu toplumsal rollerle ilgili Gizem ve Ezgi şunları söylüyor:
> “Kadın olmak zor: dışarıda çalışıyorsun, evde çalışıyorsun, dışarı çıkmana izin verilmez.”
> “Roman kadın olmanın bir avantajı olduğunu düşünmüyorum. Roman kadınların kendi kültürlerinde de bir değeri yok.”
Eğitim ve istihdamdaki eşitsizlikler
Zorluklar, sadece ev içindeki güç dinamikleriyle sınırlı kalmaz; aynı zamanda eğitimdeki eşitsizliklerle de daha belirgin hale gelir. Kız çocukları, küçük yaşlardan itibaren evin sorumluluğu ve kardeşlere bakma yüküyle karşılaşır. Bu sorumluluklar çoğu zaman, onların okuldan alınmalarına ve eğitim hakkından mahrum kalmalarına yol açar. Nezaket ve Cansu da ev içinde kendilerinden beklenen sorumlulukları yerine getirmek için hayallerinden vazgeçmek zorunda kalmış;
> “5. sınıfta okula ara verdim. Kardeşim doğmuştu, annem de çalıştığı için kardeşine ben baktım.”
> “Üniversiteyi kazandım ama annemin sağlık sorunları nedeniyle, onunla ilgilenmem gerektiği için okulu bırakmak zorunda kaldım.”[1]
Ekonomik yetersizlikler, aile içindeki sorumluluklar ve toplumsal rollerin yanı sıra ayrımcılık, Roman kadınlarının eğitimden uzak kalmasına yol açmaktadır. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü tarafından 2023 yılında gerçekleştirilen Roman Nüfus Araştırması'na göre, Roman kadınlarının yüzde 52'si eğitimsiz veya ilkokul terk etmiştir. Aynı araştırmaya göre kadınların sadece yüzde 4'ü lise veya daha yüksek bir eğitim seviyesine sahiptir.
Eğitim düzeyinin düşük olması, Roman kadınlarının toplumsal ve ekonomik bağımsızlıklarını kazanmasını engeller. Eğitim fırsatlarının yetersizliği, meslek sahibi kadın sayısının da çok düşük olmasına yol açmaktadır. Yüksek işsizlik oranı ve sınırlı iş olanakları nedeniyle, kadınlar genellikle çiçekçilik, temizlikçilik, atık toplayıcılığı ve tarım işçiliği gibi güvencesiz ve geçici işlerde çalışır. Bu güvencesizlik ise sağlık hizmetlerinden yararlanamama ve sosyal güvenlik haklarının eksikliğini beraberinde getirir.
Roman toplulukları açısından bir diğer önemli sorun ise erken yaşta evliliklerdir. 15-16 yaşındaki bir çocuk, evliliğin yükünü taşımak zorunda kalır; bu da çocuk yaşta anneliği beraberinde getirir. Erken yaşta yapılan evlilikler, Roman kadınların ve kız çocuklarının eğitim, sağlık ve toplumsal statüleri üzerinde ciddi olumsuz etkiler yaratır.
Barınma koşulları, Roman kadınlar için bir diğer büyük sorundur. Çoğu mahalle, tek göz banyosu ve mutfağı olmayan baraka tarzı yapılardan oluşur. Suyu akmayan, elektriği kesik, damı akan o tek odalı yaşam alanlarında hayatta kalmaya çalışan yine Roman kadınlardır. Sobayı yakmak, suyu taşımak, olmayan mutfakta yemek pişirip bulaşıkları yıkamak da onların sorumluluğundadır. Dışarda çalışan kadın, evin ve barınma koşullarının zorluğuyla da tek başına mücadele etmek zorunda kalır.
Pandemi, ekonomik kriz, depremler ve derinleşen sorunlar
Yıllardır süregelen bu sorunlar, 2020 yılında başlayan Covid-19 pandemisi, ardından gelen ekonomik kriz ve 2023'te yaşanan büyük depremlerle daha da derinleşmiş, Roman kadınlar için yaşadıkları zorluklar daha da dayanılmaz hale gelmiştir. Pandemi dönemi, aylar süren sokağa çıkma yasaklarıyla birlikte toplumun büyük bir kısmını açlıkla yüzleştirmiştir ve Roman kadınların “virüs değil, açlık öldürecek” çığlığı yükselmeye başlamıştır. Deprem ise, etkilediği illerde yaşamları ve mahalleleri derinden sarsmış, yine en çok kadınların hayatlarını altüst etmiştir. Yaşanan felaketlerin yanı sıra, yardım süreçlerindeki eşitsizlikler ve maruz kaldıkları ayrımcılık, Roman (Dom ve Abdal) kadınların yaşamını daha da zorlaştırmıştır.
Görünmez duvarların ardındaki Roman kadınlar
Roman grupları, Türkiye’nin hemen her bölgesinde ayrıştırılmış ve damgalanmış mahallelerde yaşarlar. Bu mahalleler, dışarıdaki ayrımcılığa karşı güvenli bir alan oluşturur ve dayanışma da bu alanda gelişir. Ancak bu mahallelerde yaşamak aynı zamanda bir zorunluluktur, çünkü başka bir mahallede onlara ev verilmez. Roman kadınlar yalnızca çalışmak ya da başka zorunlu durumlar nedeniyle mahallelerinden dışarı çıkar. Bu nedenle, mahalle onlar için aynı zamanda tek sosyalleşme alanıdır. Roman kadınlar yaşadıkları sorunları dile getirebilecek başka bir mecra bulamazlar. Yaşadıkları şiddet de diğer sorunlar gibi genellikle orada, mahallede kalır. Ne başvurabilecekleri yeri bilirler, ne de neler yapabileceklerine dair bir bilgiye sahiptirler.
Mahalle dışında kadın hakları mücadelesi ve kadın örgütleri vardır; ancak ne onların sesi mahalleye ulaşır, ne de Roman kadının sesi dışarıya duyurulabilir. Görünmez duvarlar ayırır kadından kadına uzanacak sesleri. Roman kadın, iç içe geçmiş sorunların, korkuların ve baskıların yarattığı çığlığı ve gücü içinde taşır. Ne yazık ki bu çığlık, mahalle dışındaki dünyada neredeyse duyulmaz. Kimlikleri ve kültürleri yok sayılan Roman kadınların sesi, toplumun en alt katmanlarında kaybolur. Ne Roman olarak ne de kadın olarak sesleri bir yerlere ulaşmaz.
Roman kadınlar, uzun yıllar boyunca Roman sivil toplum hareketi içinde de hak ettikleri yerleri bulamamışlardır. 2000’li yılların başlarında Roman dernekleri ve sivil toplum kuruluşları içinde kadın çalışan bulmak neredeyse imkansızdır. Roman kadınlar adına, Roman erkeklerin konuştuğu ve sorunlarını yine onların dile getirdiği bir ortamı hayal edin. Maalesef, her biri birer hikaye taşıyan, toplumsal dışlanma, kültürel baskılar ve yoksullukla mücadele eden bu kadınların söz hakkı, uzun yıllar boyunca erkek egemen olan Roman sivil toplum hareketinin gündemine girmemiştir.
Roman Kadınının sesini duyurma çabaları
Ancak tüm bu zorluklara rağmen, Roman kadınlar hayata tutunmanın yollarını bulmuştur. Yoktan var etmeyi bilmiş, dayanışma ile ayakta kalmıştır. Kendi mahallelerinde kurdukları güçlü ilişkiler, onların en büyük direnç noktalarından biri olmuştur.
Son yıllarda, işte bu dirençli Roman kadınlar sayesinde, Roman sivil toplum kuruluşları içinde kadınların daha fazla yer almaya başladığını görmekteyiz. Özellikle pandemi dönemi, bu sayının artmaya başladığı bir dönem olmuştur. Bu süreçte, Roman kadınların örgütlenmesi hız kazanmış, sayıları az olsa da son yıllarda kurulan Roman kadın dernekleri umut verici bir gelişme olarak karşımıza çıkmıştır.
Roman Diyalog Ağı gibi oluşumlar, Roman kadınların güçlendirilmesi çabalarında önemli bir yer tutmaktadır. Bu ağ, Roman kadınların güçlendirilmesinde kritik bir rol üstlenmiştir. Son yıllarda Roman kadınların siyasette görünür olmaları da önemli bir gelişmedir.
Ayrıca, kız çocuklarının okullaşma oranında küçük de olsa bir artış ve üniversiteyi kazanan Roman kadınların sayısındaki yükseliş, oldukça sevindiricidir. Bu kadınlar, aynı zamanda yetişen kız çocukları için rol model olma görevini üstlenmektedir. Kadınların toplumdaki yeri açısından bu gelişmelerin artarak devam etmesi, oldukça büyük bir öneme sahiptir.
Ancak bu çabaların yeterli olduğunu söylemek mümkün değildir. Roman kadınların güçlendirilmesine yönelik çalışmalar devam etmeli, bu kadınlara sivil toplum kuruluşları içinde daha fazla alan tanınmalıdır. Kadın hareketi içinde Roman kadınının sesi hala duyulmuyor, bu da önemli bir eksikliktir. Roman kadınının güçlenmesi için diğer kadın örgütleriyle dayanışmaya ihtiyaç vardır. Kadın örgütlerine burada önemli bir rol düşmektedir. Ayrıca, Roman kadınların eğitiminin desteklenmesi için burs ve destek programları artırılmalı, bu kadınların toplumda daha görünür olmasına yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Bu alanda kalıcı ve uygulanabilir politikaların geliştirilmesi büyük önem taşımaktadır.
Roman kadınlarının sesini mahalle sınırlarının ötesine taşımak için, sadece duyup görmek yetmez; onlara alan açmak ve bu mücadelenin öznesi olmalarına imkan tanımak gerekir. Roman kadınlar, yıllardır süregelen eşitsizliklere karşı verdikleri mücadelenin görünür olmasını bekliyor. Onların sesi olmaya, dayanışmayı büyütmeye ve değişimi birlikte yaratmaya hazır mıyız?
*Türkiye’de 'Roman' olarak adlandırılan çeşitli gruplar (Roman, Dom, Lom ve Abdal) bulunmaktadır. Bu metinde, 'Roman' terimi tüm bu grupları kapsayan bir üst kavram olarak kullanılmıştır.
[1] Bu metinde yer alan kadın görüşleri Etkiniz AB Programı desteği ile Sıfır Ayrımcılık Derneği tarafından 2022 yılında Roman gençlerin eğitim ve istihdam alanlarında yaşadıkları ayrımcılıkla ilgili yapılan insan hakları izlemesi kapsamında toplanan veriler ve “Bu Romanlar Hep Böyle” Roman Gençlerin Eğitimde ve İstihdamda Yaşadıkları Ayrımcılık adlı rapordan alınmıştır.
(HÇ/RT)
Kaynakça
Adaman Fikret & Demir İsa Ali & Uncu, Baran, Alp & Yeniev, Gökçe, Covid-19’un Türkiye’deki Roman Toplulukları Üzerindeki Sosyo-ekonomik Etki Araştırması, Roman Diyalog Ağı, 2022, https://sifirayrimcilik.org/raporlar/#df_7621/1/
Arayıcı, Prof. Dr. Ali, Çingeneler, Ceylan Yayınları, İstanbul, 1999, Sayfa 30-31.
Arslan, Evin, Aynı şehirde farklı hayatlar: Roman kadınlar duymadıklarımızı anlatıyor, Gazete Kadıköy, 2020, https://www.gazetekadikoy.com.tr/yasam/ayni-sehirde-farkli-hayatlar-roman-kadinlar-duymadiklarimizi-anlatiyor
Çetinkaya, Hatice & Evci, Hamit Levent, “Bu Romanlar Hep Böyle” Roman Gençlerin Eğitimde ve İstihdamda Yaşadıkları Ayrımcılık, Sıfır Ayrımcılık Derneği, İstanbul 2022, https://sifirayrimcilik.org/raporlar/#df_7607/1/
Deprem bölgesindeki sorunlar Dom ve Abdal kadınlar için daha yakıcı, Evrensel Gazetesi, 2025, https://www.evrensel.net/haber/540670/deprem-bolgesindeki-sorunlar-dom-ve-abdal-kadinlar-icin-daha-yakici
Esen, Sultan, RODA: Roman kadınları aileleri ile birlikte pandemi sürecinde daha da yoksullaştı, Net Haber Ajansı, 2021, https://www.nethaberajansi.com/roda-roman-kadinlari-aileleri-ile-birlikte-pandemi-surecinde-daha-da-yoksullasti-h11599.html
Gökırmaklı, Ilgaz, “Kısır döngünün içinden”: Roman kadınlar, umutsuz değil, Bianet, 2022, https://bianet.org/haber/kisir-dongunun-icinden-roman-kadinlar-umutsuz-degil-233921
Gümüş, Buse Erhalim & Çelik Faika, İzmir’de Roman Kadın Olmak: Sosyal Dışlanma, Yoksulluk ve Yoksunluk İle Müzakere Anlatıları, Yıl 2021, Cilt: 18 Sayı: 42, 5897 - 5906, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1670750
İstanbul Kent Konseyi, Roman kadınlar için atölye düzenledi, Bianet, 2021, https://bianet.org/haber/istanbul-kent-konseyi-roman-kadinlar-icin-atolye-duzenledi-249996
Kolukırık, Suat, Türkiye’de Rom, Dom ve Lom Gruplarının Görünümü, Yıl 2008, Sayı 8, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/345860
Karan, Ulaş, Görmezlikten Gelinen Eşitsizlik: Türkiye’de Romanların Barınma ve Eğitim Hakkına Erişimi, İstanbul: Uluslararası Azınlık Hakları Grubu, Sıfır Ayrımcılık Derneği, 2017, https://minorityrights.org/app/uploads/2023/12/mrg-rapor.pdf
Nida, Hemra & Çalışkan, Nurcan, Sivil Sesler Podcast, Üniversiteli Roman Kadınlar Araştırması 1. Bölüm, https://open.spotify.com/episode/4wwPIB4FqNrlyI4Yz87Jzp go=1&sp_cid=42ad1a0dd8c9957d8f26bda3f04c90ef&utm_source=embed_player_p&utm_medium=desktop&nd=1
Kaymak, Nazlı Neşe & Yılmaz, Tülay Tekin, Toplumsal Cinsiyet Bağlamında Roman Kadınlar, DergiPark, Yıl 2022, Cilt: 3 Sayı: 1, 65 - 79, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2403301
Kızılkaya, Mehtap, Roman Kadınlar Gözünden “Kadın Olmak”: Nitel Bir Araştırma, Yıl 2021, Sayı: 22, 31 - 57, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1239408
Kop, Derya, RODA Projesi: Roman Kadınların Sivil Toplumda Öncü Rolü, Sivil Sayfalar, 2020, https://www.sivilsayfalar.org/2020/07/24/roda-projesi-roman-kadinlarin-sivil-toplumda-oncu-rolu/
RODA: Roman kadınlarının son bir senesi maddi ve manevi büyük zorluklarla geçti, Artı Gerçek, 2021, https://artigercek.com/kadin/roda-roman-kadinlarinin-son-bir-senesi-maddi-ve-manevi-buyuk-zorluklarla-gecti-155846h
Roman Diyalog Ağından 8 Nisan Dünya Romanlar Günü bildirisi, Bianet, 2022, https://bianet.org/haber/roman-diyalog-agindan-8-nisan-dunya-romanlar-gunu-bildirisi-260147
Tokyay, Menekşe, AB Türkiye'deki Roman kadınlara destek veriyor, Euro News, 2020, https://tr.euronews.com/2020/07/20/ab-turkiye-deki-roman-kad-nlara-destek-veriyor
Tok, Hilal, Roman kadınların yükü ağır, Ekmek ve Gül, 2020, https://ekmekvegul.net/gundem/roman-kadinlarin-yuku-agir
Yıldırım, Maviş & Murat, Dilek & Aca, Zeynep, Algılanmış Etnik Ayrımcılık Deneyimleri ile Türkiye’de, Roman Kadınlar, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi / Cilt:17, Sayı:2, 2015, 29-47, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/711559