Dünya Kız Çocuklar Günü 2016 Uluslararası Konferansı çerçevesindeki “2030’a Bakış; Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ve Kız Çocuklarının Güçlenmesi” paneli İstanbul Hilton’da yapıldı.
Aydın Doğan Vakfı'nın toplumsal cinsiyet eşitliği ve kız çocuklarının güçlenmesi konusunda farkındalığı arttırmak amacıyla UNFPA, UNICEF ve UN Women'ın ortaklığında, Birleşmiş Milletler Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Grubu danışmanlığında yürütülen konferans bu sene ikinci kez düzenlendi.
Gazeteci Ahu Özyurt moderatörlüğündeki panele Fatma Şahin, Monica Singh, Gülsün Sağlamer, Mayyada Abu Jaber, Candan fetvacı ve Ingibjorg Solrun Gisladottur konuşmacı olarak katıldı.
Şahin: Kesintisiz, sürdürülebilir eğitim
Panelde, Eski Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin çocuk gelinlerin olmamasının gerekliliğinden söz etti, koruyucu tedbirlerle yol alınması gerektiğini vurguladı.
“Kadının güçlenmesi lazım, bunun için de eğitim gerekli. Her kız çocuğuna yoksulluktan dolayı eğitim desteği vermek, bunu da anneye vermek gerekli.
“Kesintisiz eğitimi sağlamak lazım. Sürdürebilirliği sağlamak ve sonuçlandırmak önemli.
“Bütün çocukların sosyal güvenlik sistemine dahil olması lazım.
“İstihdam da önemli. Kadını sistemin içine dahil etmeliyiz. Toplumun yarısını yok sayan bir anlayışla kalkınma hedeflerine ulaşamazsınız. Şirketlerin kadın çalıştırmasının teşvik edilmesi lazım.
“Çocuk gelinlerde en büyük sorun şiddet. Kadına yönelik şiddetle mücadele edilmeli. Erkek bakışında ciddi sorun var. Yasa çıkarmakla olmuyor. Bu mücadeleyi de tek devletin vermesi yeterli değil, tüm milletin mücadele etmesi gerekiyor.
“Şimdi Antep’te 107 bin mülteci çocuk var. Şimdi 70 bin çocuğu eğitime kattık. Bunun da yüzde 70’i kız çocuğu. Ayrıca çocuk gelinler için ücretsiz ihbar hattı oluşturduk.”
Singh: Eğitim değiştirir
Birleşmiş Milletler Kadına Karşı Şiddet aktivisti, Mahendra Singh Vakfı’nın Kurucu Başkanı Monica Singh eğitimin kız çocuklarını nasıl değiştirebileceğini söyledi.
Erkek şiddetine uğramış olan Singh genç kadınların hayatının eğitimle kurtulabileceğini anlattı.
“Beni sürekli takip eden ve evlenmek isteyen bir erkeğin şiddetine uğradım. Eve giderken beni takip eden kişi yolda duruyordu. Aniden iki kişi yaklaştı ve yüzüme asit attı. Bildiğim hayatım orada sona ermişti.
“Bir polis beni hastaneye götürdü. Su yoktu, derim dökülüyordu. Vücudumun yüzde 65’i yanmıştı. Yüzde 90’ında deri kalmamıştı. Hastaneden ayrıldığımda hiçbir şey aynı değildi. Babam, ailem kaya gibi sağlam durdular arkamda. Ben mücadeleye devam ettim.
“Bir zamanlar kurbandım ama artık değilim. Başıma gelenlere ağlamak yerine enerjimi başarmaya odakladım. Dünyanın en iyi moda okulundan kabul aldım. Şeref öğrencisi olarak mezun oldum. Güçlü bir kadın olarak ayakta kaldım.
“Bunu nasıl başardım: eğitim! Eğitim beni kurtardı, hayata döndürdü. Genç kadınlara eğitim saplamak zorundayız. Bu şekilde toplumun yarısını teşkil eden kadınlara şans vermek lazım. Cinsiyet eşitliği için savaşmak lazım. Bir fon kuruldu. Asit saldırısına uğramış kadınlara destek oluyoruz. Ayrıca genç kadınların kendilerini savunabilmeleri için savunma eğitimi gerçekleştirilecek.”
Sağlamer: Daha fazla kadın yönetimde olmalı
Prof. Dr. Gülsün Sağlamer mücadelenin önemini vurgularken rakamların Türkiye’nin toplumsal cinsiyet eşitliğinde gerilediğini gösterdiğini söyledi.
“UNESCO’nun raporuna göre dünyada okuma yazma bilmeyen insanların üçte ikisi kadınlar. Türkiye’de okuma yazma bilmeyenlerin yüzde 83ü kadın.
“Türkiye’de işgücüne katılımda kadınların oranı yüzde 30 civarında. OECD ülkelerinin gerisinde. Ve kadınlar erkeklerden yüzde 1-2 daha düşük ücret alıyor.
“Kadın atamalarında Türkiye geride, Meclis’te kadın oranı artsa bile bir kadın bakan var. O da aile ve sosyal politikalardan sorumlu. Biz de bir kültür eksikliği var. Seçimlerde zorlanabiliriz, bunu aşmak için çalışırız ama atamalarda devletin tavır belirlemesi gerekir.”
“Yüksek lisans ve doktoraya kadın öğrenci kaydı azalmaya başladı. İTÜ’de akademik kadronun yüzde 42’si kadın. Türkiye’de yüksek öğretimde kadın oranı yüksek ama rektörler düzeyinde değil.
“Yönetimde daha çok kadına yer verilmesi önemlidir. Türkiye’nin belirlediği ekonomik hedeflere ulaşması için kadınlar ekonomiye katılmalı, bunun için de kız çocukları eğitim alabilmeli.”
Jaber: Lider kız çocukları eğitmeliyiz
World of Letters’ın CEO’su Mayyada Abu Jaber Ürdün’deki deneyimlerinden söz etti.
“Cam duvarların kırılmasından söz edeceğim. Ürdün’de iki kişiden biri işsiz durumda.
“Kadınların çalışmasını aileler istemiyor, özellikle erkekler. Gerçek bir güçlendirme için inançların özgürleştirilmesi gerekir. Ne kadar çok kadın çalışma hayatına girerse onlardan ilham alanlar da arkadan gelecektir.
“Erken sınıflarda kız çocukları var, sınıf yükseldikçe sayı azalıyor, kız çocuklarını evlerde görüyoruz.
“Kadınlar evde yemek yapıyor ama iş ortamında büyük şefler erkek. Kadınlar için kabul edilebilir meslek öğretmen. Milli Eğitim Bakanlığı’na 19 senedir hiçbir kadın atanmadı. Okul kitaplarında liderler hep erkek resmedilmişti. Ders kitaplarında 20 senedir cinsiyetçi mesajlar sürüyor.
“Son beş yıldır kadınlara işgücüne katılımı düşüyor. Ortadoğu ve Akdeniz bölgesinde bu oran düşük. Bunun üzerine bilinçlendirme çalışmaları yaptık. Kadın eğitim liderleri oluşturmaya çalışıyoruz. Lider kız çocuklarının bulunması ve güçlendirilmesi için çalışıyoruz.”
Fetvacı: Sivil toplum örgütleri desteklenmeli
Aydın Doğan Vakfı Yürütme Kurulu Başkanı Candan Fetvacı dünyada ve Türkiye’de kız çocuklarının okullaşmasında ciddi yol alındığını söyledi ama yapacak çok iş olduğundan söz etti.
“Ortaokul seviyesinde kız çocuklarının yüksekliği ele alınması gereken meselelerden. Kız çocuklarının 8-10 yıl okula gitmesiyle yetinemeyiz. Eğitime erişimlerini arttırmalıyız.
“Türkiye’de her dört kadından üçü çalışmıyor. Ülkemizdeki kadınların neredeyse yarısı iş hayatından uzak yaşıyor. Okullarda da cinsiyetçi tavırlar sürüyor. Biz genç kadınların okullardan cinsiyetçilikle mücadele edecek bilinçte mezun olmasını istiyoruz.”
Türkiye’de bağışların onda birinden azının sivil toplum örgütlerine verildiğini belirten Fetvacı, sivil toplum kuruluşlarının birbirlerine destek olması ve görünürlüğün artmasının önemli olduğunu da söyledi. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle mücadelede sivil toplum örgütlerinin rolünün altını çizdi.
Gisladottur: Değişimin reçetesi
İzlanda’nın eski dışişleri bakanlarından, Birleşmiş Milletler Kadın Birimi Avrupa ve Orta Asya Bölge Direktörü ve Türkiye Temsilcisi Ingibjorg Solrun Gisladottur, “kız çocuklarını güçlendirmeden kadınları güçlendiremeyiz” dedi.
“Değişim yapmak istiyorsak çaba göstermek, eyleme geçmek lazım. Çocukluğumda rol model olabilecek kadın siyasetçi yoktu. Babam beni destekledi de siyasetçi oldum. Babaların oynayabileceği önemli bir rol var.
“Değişim için gerekli reçeteyi biliyorum. Üç ana malzemesi var bu tarifin. İlki güçlü, eleştirel kadın hareketi. Zihin yapısını değiştirecek unsur bu.
“İkincisi kadın erkek eşitliğine gerçekten inanan liderlerin olması.
“Üçüncü malzeme ise fonlama, para. Para olmadan kadınların güçlenmesine ulaşamayız. Her hükümet bunu yapmalı ve bu sivil toplumla işbirliğiyle gerçekleşebilir." (YY)