Ermeni okullarında yöneticilik yapan Garo Paylan, bugün basına yansıyan, azınlık okullarında seçmeli Hristiyan din bilgisi dersi koyulacağı yönündeki haberleri yorumladı.
Paylan açıklamayı olumlu bulduğunu ama fiilen karşılığı olmadığını söyledi.
“Bu dersi kim verecek diye bir soru var. Rumlar açısından Ruhban Okulu kapalı, Ermenilerin din insanı yetiştiren özerk bir kurumu yok. Musevilerin de yok. Geçmişte vardı ama şimdi kapatılmış, işlevsizleştirilmiş durumda.”
Öncelikle bu kurumların ihya edilmesinin gerekliliğini vurgulayan Paylan bu dersin sonra gündeme gelmesi gerektiğini anlattı.
“Olumlu bir açıklama gibi görüyorum. İhtiyacı olan varsa, seçmek isteyen varsa seçsin. Ama bunun bir karşılığı olduğunu düşünmüyorum.
“İlahiyat fakültelerinde Hristiyanlık öğretisi çerçevesinde bir tedrisat yok. Öyle mezun olan Hristiyan öğretmenler de yok. Fiiliyatta bizim zorunlu din derslerimizi bile mevcut Ermenice öğretmenlerimiz veriyor.
“Bizim kendi din öğretmenimizi, ruhbanımızı yetiştirecek şartların geliştirilmesi, bu kurumların oluşturulması lazım ki buradan eğitmenler çıksın. Eğitmenlerle ilgili bir formül bulunması lazım.
“Daha sonra bunlarla ilgili tedrisat geliştirilmesi gerek. Bunlardan sonra bu gündeme gelinebilir.”
Kurumlarla işbirliği
Eğitmenler oluştukça müfredatın da oluşacağını hatırlatan Garo Paylan zorunluı din dersine de dikkat çekti.
“Nasıl genel okullarda yalnızca Müslümanlık öğretisi çerçevesinde olmasını istemiyorsak bizim okullarımızda da bu çokkültürlülük çerçevesinde eğitim verebilecek öğretmenlerin yetiştirilmesi ve bunların da mutlaka ilahiyat fakültelerinden çıkmasının şart olmaması gerekir.
“Zorunlu din derslerinin dinler tarihi ya da din felsefesi alanında eğitim verilebilecek bir anlayışa kavuşması lazım.
“Özelde de bir öğrenci Hristiyanlık öğretisiyle ders almak istiyorsa, o zaman gerçekten kurumların oluşturulması lazım.
“Bu kurumlar da Ermeniler için patrikhanedir, Rumların da patrikhanesi ve Musevilerin de hahambaşılığı var. Hristiyanlık öğretisi içinde özel bir seçmeli ders oluşturulmak isteniyorsa bu yapılarla işbirliği yapılması ve bu birimlerin oluşturulması lazım.” (YY)