2016-2017 eğitim öğretim yılı başladı. Örgün eğitimde resmi ve özel okullarda 18 milyon 43 bin 15 öğrenci ve 900 bin dolayında öğretmen bugün ders başı yaptı.
Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisleri, 4+4+4 eğitim sisteminin yürürlüğe girdiği yıldan bu yana aylık olarak hazırladığı Eğitim Hakkı Raporları’nın sonuncusunu duyurdu.
“Eğitimde Gericileşmenin 14 yılı” başlıklı raporda AKP’nin 14 yıllık eğitim politikasının “bir politikasızlık ve plansızlıktan ibaret olduğu” ifade edildi.
“14 yılda 6 Milli Eğitim Bakanı değişti. Her gelen AKP’li Milli Eğitim Bakanı bir önceki yine AKP’li olan bakanın yaptıklarını beğenmedi değiştirdi. 14 yıl boyunca eğitim sistemi AKP’li bakanların elinde yapboza dönerken öğrenciler veliler ve öğretmenler için enkaza döndü. 14 yıl boyunca 6’sı da AKP’li bakanın, 6’sının da yaptıkları AKP’nin aslında bir eğitim politikasının olmadığının en net göstergesi oldu.”
Ders kitapları
Raporda anahatlarıyla şu noktalara dikkat çekildi.
* Ders kitaplarının yazımında bilimsel kriterleri esas alan bir politika değil “ilgili maddi karşılığı elinde bulunduran ve büyük pastadan payını almak isteyen özellikle yandaş şirketlerin” çıkarlarını gözeten bir politika izlendi. Ders kitaplarının içeriği eril, dinsel ve piyasa kriterleri üzerinden belirlendi.
* 2015-2016 öğretim yılında 1662’si bağımsız, 339’u imam hatip lisesi bünyesinde toplam 1961 imam hatip ortaokulu mevcut. 2012-2013 öğretim yılında imam hatip ortaokullarında okuyan toplam öğrenci sayısı 94 bin 467 iken, 2015-2016 eğitim öğretim yılında 5 kat artarak 458 bin 997’ye ulaştı. 2012-2013 eğitim yılında 708 imam hatip lisesinde 380 bin 371 öğrenci okurken, 2015-2016 yılında bin 149 imam hatip lisesinde 558 bin 870 öğrenci okudu.
Eşitsizlik
* 2015 yılında Türkiye’deki eğitim harcamalarının yüzde 52.3’ünü en zengin yüzde 10’luk kesim gerçekleştirdi. En yoksul yüzde 10’luk kesimin yaptığı eğitim harcaması ise yüzde 0.7’de kaldı. Eğitim için yapılan harcamada iki kesim arasında 78 katlık bir uçurum oluştu.
* Yoksul aileler harcayabildikleri her 100 liranın sadece 40 kuruşunu eğitime ayırabilirken, en zengin yüzde 10’luk kesim ise 100 liralık harcamasının 4.8 lirasını eğitime harcayabiliyor.
* Türkiye’deki en yoksul yüzde 10’luk kesimdeki aileler 2015 yılında aylık olarak ortalama 1095 TL harcama yaptılar ve bunun da en fazla 4 lirasını eğitime ayırabildiler. En yüksek gelire sahip yüzde 10’luk dilimdeki aileler ise aylık ortalama 7151 lira harcadılar ve bunun 343 lirasını eğitime harcadılar.
ERG RAPORU: DEZAVANTAJLI GRUPLAR EĞİTİME ERİŞEMİYOR
İHL
* Son 4 yıl içinde Anadolu imam hatip ve İmam hatip liseleri (İHL) özellikle matematik ve fen bilimleri alanında soru çözme grafikleri oldukça düşük. Fen bilimleri alanında soru çözme ortalaması 1’in altında olan liselerin oranı Anadolu liselerinde yüzde 66.47’ya, imam-hatip liselerinde ise yüzde 81.26’ya ulaştı. Soru çözme ortalaması 5’in üzerinde olan Anadolu liselerinin oranı yüzde 3.41, imam-hatip liselerinin oranı ise 0.
* 2014-2015 eğitim öğretim yılında MEB, Diyanet, dini vakıf, tarikat ve dernekler arasındaki ilişki ve işbirliği belirgin bir şekilde arttı. Başta TÜRGEV ve Ensar Vakfı olmak üzere İHH, ÖNDER, Zehra Vakfı, Furkan Vakfı, Hizmet Vakfı, Hayrat Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti gibi dini vakıfların devlet okullarında başta “değerler eğitimi”, imzalanan protokoller, ortak projeler olmak üzere çeşitli konularda ders ve seminer verebilmesinin, kendi yayınlarını dağıtabilmesinin, para toplayabilmesinin ve öğrencileri kurumlarında stajyer olarak eğitebilmesinin de yolu açıldı.
Özel okullar
* 4+4+4'e geçilmeden önce ilköğretimde özel okul sayısı 931 iken, bu sayı, 2015-2016 eğitim-öğretim yılında bin 389 özel ilkokul, bin 555 özel ortaokulla toplam iki bin 944’e ulaştı. Kısacası 4+4+4, gerek okul sayısı, gerekse öğrenci sayısı açısından eğitimde özelleştirmenin en hızlı dönemi oldu; 4+4+4 sonrasında AKP iktidarı Fettullah Gülen Cemaati ile birlikte kamusal eğitim çökertilip özel öğretim devlet desteğiyle ihya edilirken, özel lise sayısı 2,8 kat, özel liselere giden öğrenci sayısı ise 2,7 kat arttı.
Anadili
*Türkçe dışındaki anadillerin yok sayılamaya devam edilmesi sürdü. Bu konudaki yaygın kitlesel talepleri görmezden gelinmeye devam ediliyor.
Öneriler
Raporda yer alan önerilerin bazıları şöyle…
*Ülkenin çocuklarının herhangi bir cemaate muhtaç kalmaması, aklını iradesini ona teslim etmemesi için eğitim parasız kamusal olmalıdır.
*Ortaöğretimden, yükseköğretime öğrencilerin barınma, beslenme gibi temel ihtiyaçları devlet tarafından parasız sağlanmalıdır.
*Okullar piyasa güdümünden çıkartılmalı ve ticarileşme, metalaşma, rekabet, verimlilik, karlılık, gibi piyasa merkezli kavramlardan arındırılmalıdır.
*Özgür düşünebilme, evrensel değer yargılarına sahip olabilme ve bağımsız karar verebilme yetisini sahip olabilmeleri için eğitimin her kademesinin bilimsel ve laik esaslara göre kurulması gerekir. Bu yüzden Gülen Cemaati’yle birlikte bütün cemaat ve tarikat okulları kapatılmalıdır. El konulan okullar kamulaştırılmalı, başka bir gerici yapılanmaya peşkeş çekilmemelidir.
*Tüm eğitim kademelerindeki okul isimlerinden ayrıştırıcı dinsel isimler çıkarılmalıdır.
*Kız ve erkek çocuklarının eşitliği güvence altına alınmalı, müfredattaki cinsiyetçi içerikler çıkarılmalıdır.
*Zorunlu ve seçmeli zorunlu din dersi uygulamalarına son verilmeli, dini öğeler eğitimin her kademesindeki müfredat programları da dahil olmak üzere tüm ders kitaplarından çıkarılmalıdır. (YY)
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.