İstanbul Kadın Müzesi, İklim için Cumalar Türkiye aktivistleri, Ammonite Digital Art Gallery'nin genç sanatçıları ve Koşan Kaplumbağa çocuk yuvası, 11 Ekim Dünya Kız Çocukları günü için ortak bir çalışma yaptı. "Bana Bırakacağınız Gelecek-Kız Çocukları ve İklim Krizi" başlıklı fiziki ve sanal sergiler, billboard aksiyonları ve bir kitap ortaya çıktı.
İstanbul Kadın Müzesi, 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü'nü iki sergi, bir yayın ve billboard aksiyonlarıyla kutluyor.
İstanbul Kadın Müzesi, İklim için Cumalar Türkiye aktivistleri, Ammonite Digital Art Gallery'nin genç sanatçıları ve Koşan Kaplumbağa çocuk yuvası, 11 Ekim Dünya Kız Çocukları günü için ortak bir çalışma yaptılar.
Bu işbirliği sonucunda "Bana Bırakacağınız Gelecek-Kız Çocukları ve İklim Krizi" başlıklı fiziki ve sanal sergiler, billboard aksiyonları ve bir kitap ortaya çıktı.
Melike Kuş
İstanbul Kadın Müzesi küratörlügünde hazırlanan Bana Bırakacağınız Gelecek-Kız Çocukları ve İklim Krizi isimli çok ayaklı proje, Türkiye'deki iklim aktivisti kız çocuklarını görünür kılmayı, kız çocuklarının iklim krizi nedeniyle duydukları gelecek kaygılarını ve aynı zamanda da yaşanabilir ve adil bir dünya için değişim umutlarını dile getirmeyi amaçlıyor.
"Türkiye'deki iklim aktivisti kız çocukları ve genç kızlar, tüm dünyadaki yaşıtlarıyla birlikte ekosistemdeki tahribata ve iklim krizine dikkat çekmek için sorumluluk alıyorlar. İklim adaletini talep etmek için kayda değer çalışmalar yapıyorlar. Greta Thunberg'in attığı tohumu yeşertiyorlar."
Refia Dermacıoğlu
"Bana Bırakacağınız Gelecek-Kız Çocukları ve İklim Krizi" sergisinin sanal ve fiziki versiyonları 9 Ekim'de açılıyor. Fiziki sergi, Schneidertempel Sanat Merkezi'nde 9-25 Ekim 2020 tarihleri arasında ziyaret edilebilecek.
Fiziki sergide Ammonite Digital Art Gallery bünyesindeki genç sanatçıların, sanal sergide yer alan iklim aktivisti kız çocuklarının mesajlarını çeşitli tekniklerle yorumladıkları çalışmaları yer alıyor. Ammonite Digital Art Gallery üyelerinin iklim aktivistlerini destekleme amacıyla yarattıkları eserler, aynı zamanda çevre tahribatı, iklim krizi ve iklim adaleti konularında sanatsal bir tartışma alanı da açıyor.
Türkçe ve İngilizce dil seçenekleriyle gezilebilen sanal sergide ise iklim aktivisti kız çocuklarının manifesto niteliğindeki mesajları, Ammonite Digital Art Gallery sanatçılarının yorumlarına ek olarak, Koşan Kaplumbağa çocuk yuvasından çizimler ve sözlerle de yeniden yorumlanıyor.
Tipim Kayık
Billboard aksiyonu 11 Ekim Dünya Kız Çocukları günü İstanbul başta olmak üzere Eskişehir, Bursa gibi birçok kentte aynı gün başlayacak.
Fiziki sergiye paralel olarak söyleşi, okuma, çocuk doğa kitabı üretme gibi birçok sanal kültür etkinliği de sunuluyor.
Sergide eserleri yer alacak sanatçılar şöyle: Vanessa Ponte, Selenay Tektunalı, Asya Nur Hasgül, Asya Gürhan, Refia Dermancıoğlu, Elif Fidancı, Elif Berkel, Melike Kuş, Nar Preşeva, Öykü Topal, Buse Simon, Pi.uv, Bilge Abur Yıldız, Lal Diltemiz, Tipim Kayık, Sinan Dağ, Melisa Dalkılıç, Raika Lara Kaya, Batuhan Aker, Fikriye Çetin.
EMO: “Yangın ihbarı ve tahliye süreçlerinde eksiklikler olduğu anlaşılmaktadır”
Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki otelde çıkan yangınla ilgili açıklama yapan TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası’na göre yangın güvenliği ve tahliye süreçlerindeki eksiklikler, trajedinin boyutunu artırdı.
Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki Grand Kartal Otel'de dün (21 Ocak) çıkan ve 76 kişinin hayatını kaybettiği yangının ardından AFAD ve itfaiye ekipleri, akşam saatlerinde ara verilen çalışmalara bugün yeniden başladı.
Yangınla ilgili otel işletmecisi dahil dokuz kişi gözaltına alınırken ülke genelinde 1 gün süreyle “milli yas” ilân edildi.
Yangınla ilgili açıklama yapan TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası, yangın ihbarı ve tahliye süreçlerinde eksiklikler olduğunu söyledi.
2007’den önce yapılan binaların, mevcut düzenlemeler gereği yangın güvenlik önlemlerinden muaf tutulmasının sistematik bir soruna işaret ettiğini söyleyen EMO, bu düzenlemenin değiştirilmesi ve kamuya açık binalarda yangın güvenlik sistemlerinin zorunlu hale getirilmesi gerektiğini vurguladı.
Yangın sürecindeki ihmallere dikkat çeken EMO’nun açıklaması özetle şöyle:
“Yangının çıkış nedeni ve binanın yangın güvenlik önlemleri hakkında yapılacak resmi bilirkişi incelemeleriyle netlik kazanacak olsa da, yangın ihbarı ve tahliye süreçlerinde eksikliklerin olduğu anlaşılmaktadır. Sosyal medyada ve basında yayımlanan görüntüler, binanın zamanında tahliye edilmesinde ciddi aksaklıkların olduğunu göstermektedir. Merdiven boşluklarının dumanla dolması, üst katlardan atlamak dışında seçenek bırakmamış, dehşet verici görüntülere yol açmıştır.
Söz konusu binada çalışır durumda bir yangın algılama ve uyarma sistemi bulunup bulunmadığı, yangın söndürme sistemi olup olmadığı henüz bilinmemektedir. Dahası, bu tür sistemlerin zorunlu olup olmadığı da bir soru işareti oluşturmaktadır. Şöyle ki, binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik`teki ‘mevcut yapı’ tanımı, eski binaların yangın önlemleri için zorunlulukları kaldırmış durumdadır. 29 Haziran 2017 tarihinde Resmi Gazete`de yapılan değişiklikle; 2007’den önce yapı ruhsatı başvurusu yapılmış ve o tarihten önce tamamlanmış binalar, ‘mevcut yapı’ olarak kabul edilmiştir. Bu değişiklik, geçmişte mevzuat eksiklikleri nedeniyle alınması gereken yangın önlemlerinin eksik uygulanmasına yol açmıştır. Odamız uzun yıllardır bu düzenlemenin eksikliklerine dikkat çekmekte ve özellikle kamuya açık binalarda yangın güvenliği önlemlerinin yeterli olmadığı konusunda uyarılarda bulunmaktadır. Son yaşadığımız yangın da mevzuat eksiklerin giderilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.
Yangın algılama ve uyarma sistemlerinin kurulması tek başına yeterli değildir. Bu sistemlerin sürekli çalışır durumda tutulabilmesi için düzenli bakım ve kontrol edilmesi gerekmektedir. Odamız, binalardaki yangın güvenliğine ilişkin sistemler başta olmak üzere tüm elektronik sistemlerin sürekli çalışmasını sağlamak amacıyla, ‘Yapı Elektronik Sistem ve Tesisatları İşletme Sorumlusu’ unvanını içeren mevzuatı oluşturmuştur. 2012 yılında yayımlanan EMO Yapı Elektronik Sistem ve Tesisatlarına Ait Mühendislik Hizmetleri Yönetmeliği`nin hükümleri hayata geçirilerek, ilgili bakanlıklar tarafından yönetmeliklerde gerekli değişiklikler yapılmalı ve uygulanmalıdır.
Mevzuat eksiklikleri nedeniyle zafiyetler oluştuğunu bir kez daha hatırlatıyor, gerekli düzenlemeler yapılana kadar yurttaşları, bina yöneticilerini, işletmecileri, hastane, otel, yurt ve okul yönetimlerini, ‘zorunlu’ olmasalar da önlem almaya çağırıyoruz. Elektrik ve elektronik sistemlerinin kontrol edilmesi için EMO birimlerine ve uzman üyelerimize başvurabileceklerini hatırlatıyoruz.” (TY)
Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki 12 katlı "Grand Kartal Otel"de çıkan yangın, yaklaşık 10 saat süren müdahaleyle kontrol altına alındı.
Anadolu Ajansı'nın haberine göre, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve AFAD Başkanı Okay Memiş, Bolu Valisi Abdulaziz Aydın, Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan ve ilgili birimlerin amirleriyle bölgedeki bir otelde gelişmelere ilişkin toplantı gerçekleştirdi.
Yerlikaya, toplantının ardından saat 15.15'te basın mensuplarına yaptığı açıklamada, 238 kayıtlı misafirin bulunduğu otelde çıkan yangında hayatını kaybedenlerin sayısının 66'ya, yaralı sayısının 51'e yükseldiğini bildirdi.
Sağlık Bakanı Memişoğlu ise yangında yaralanan 51 kişiden birinin yoğun bakımda tedavi gördüğünü, 17 kişinin ise taburcu edildiğini açıkladı.
Bakan Yerlikaya, saat 21.55'te bölgede basın mensuplarına yaptığı yeni açıklamada, yangında hayatını kaybedenlerin sayısının 76'ya yükseldiğini, olaya ilişkin 9 kişinin gözaltına alındığını bildirdi.
Milli yas ilan edildi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yangın faciası nedeniyle 1 günlük milli yas ilan edildiğini açıkladı.
Yerlikaya: Şu an için gözaltı yok
Bakan Yerlikaya, bir basın mensubunun “Gözaltı emri var mı?” sorusunu şöyle yanıtladı:
“Şu an için yok ama çalışıyor arkadaşlarımız, başsavcımız da burada. İdari soruşturmayı İçişleri Bakanlığı olarak biz yapıyoruz. Mülkiye müfettişi görevlendirdik, bütün süreçlerle ilk etapta ruhsat sürecinden iskân sürecine ve diğer tüm süreçlere varıncaya kadar bunların tamamı ama tamamı incelenecek. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın da ifade ettiği gibi kimse, kimlerse eğer bizim canımızın yanmasına vesile olan bir kusur, hata, ihmal ne varsa bilin ki hem adli hem de idari mutlaka ama mutlaka bunların gereği yapılacaktır.”
Köroğlu Dağları'nın zirvesinde yer alan merkezdeki bir otelde henüz belirlenemeyen nedenle çıkan yangını söndürmek için Bolu, Düzce, Kocaeli, Sakarya, Karabük, Zonguldak, Bartın ve Ankara'dan sevk edilen çok sayıda ekip alevlere müdahale etti.
Söndürme çalışmalarına itfaiye, sağlık, AFAD, UMKE, jandarma komanda ve orman bölge müdürlüklerine bağlı ekip ve araçlar katıldı. İtfaiye erlerinin merdivenli sepetli araçlarla ulaştığı 12 katlı oteldeki çalışmalar üst katlarda yoğunlaştı.
Bazı tatilcilerin yangın esnasında kaçmak için çarşafları birbirine bağlayarak camlardan sarkıttığı görüldü.
Yangınla ilgili dört başmüfettiş görevlendirildi
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Bolu’da Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki bir otelde meydana gelen yangında hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı, yaralanan vatandaşlara şifalar diledi.
Işıkhan, “Yaşanan elim olayı araştırmak üzere 4 başmüfettiş görevlendirilmiştir. Müfettişlerimiz gerekli incelemeleri yapacaktır. Bakanlık olarak süreci yakından takip ediyoruz” ifadesini kullandı.
Bakan Tunç: Soruşturma titizlikle sürdürülüyor
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, şunları kaydetti:
“Bolu Kartalkaya’daki bir otelde çıkan yangın hepimizi derinden üzmüştür. Yangınla ilgili Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından adli soruşturma başlatılmış olup, 6 Cumhuriyet savcısı görevlendirilmiştir. Ayrıca 5 kişilik bilirkişi heyeti oluşturulmuştur. Soruşturma titizlikle sürdürülmektedir. Yangında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralanan vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum.”
“Yangın alarmı olsaydı daha hızlı harekete geçebilirdik”
Yangından sağ kurtulan Eylem Şentürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yangını ilk etapta fark etmediğini, çatıdan kar düştüğünü zannettiğini söyledi.
Yangın sesinin giderek şiddetlendiğini ve koridorlardan “yardım edin” seslerinin yükseldiğini anlatan Şentürk, “O zamana kadar herhangi bir duman görmedik, bir koku almadık. Yangın olduğu hiç aklıma gelmedi.” dedi.
Şentürk, odanın kapısını açtıklarında koridorun tamamen dumanla kaplandığını gördüğünü ifade ederek, şunları kaydetti:
“Hızlı bir şekilde hazırlanarak aşağıya inmeye çalıştık. Duman nefes almamızı engelleyecek yoğunluktaydı. Kızımla ezbere merdivenlerle dolanarak kapıya koştuk. Eşim, bizden hemen sonra çıkmasına rağmen duman yoğunluğu nedeniyle aşağıya inememiş. Pencereden alttaki sundurmaya atlayıp o kattakilerle birlikte beklemişler. Daha sonra arabanın üzerine atlayarak kurtulmuşlar.”
“Göz göre göre bir felaket yaşandı”
Yangın sırasında binanın durumunun çok kötü olduğunu söyleyen Şentürk, “İnsanlar pencerede kurtulmayı bekledi. Yangın alarmı biz dışarı çıkıncaya kadar hiç çalmadı. Eşim yangın merdivenini bulamadığı için sundurmadan aşağıya atlamak zorunda kaldı. Kurtulduğumuz için çok şanslıyız” ifadelerini kullandı.
Şentürk, yaşanan süreçte ihmaller zincirinin bulunduğuna dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı:
“Yangının üst katlarda çıkmadığını söyleyebilirim. Çünkü duman aşağıda yoğundu. Bizim sonradan duyduğumuz yangının restoranda çıktığı yönündeydi. O otele ilk kez gitmiyorum. Yangın merdiveni hiç dikkatimi çekmedi. Yangın alarmı olsaydı daha hızlı harekete geçebilirdik. Göz göre göre bir felaket yaşandı. Yangın alarmının ve yangın merdiveninin olmayışı insanları orada mahsur bıraktı. Bu kadar can kaybının fazla olması, yangın alarmının olmamasıdır. Eğer yangın alarmı olsaydı daha erken harekete geçilebilirdi. Biz çıkıncaya kadar yangın alarmı çalmadı.”
“İtfaiye gelmeden üst kısım yanmaya başladı”
Görgü tanığı Barış Salgür, AA muhabirine, yandaki otelde çalıştığını, mesaisi bittikten sonra odasına geldiğini, sesler üzerine dışarı çıktığında herkesin pencereden “imdat” diye bağırdığını gördüğünü söyledi.
Telaşlandıklarını, otelin üst tarafında dumanları gördüğünü aktaran Salgür, “İp, yastık, yorgan getirdik. İtfaiye bekliyorduk, herkes orada bağırıyordu. 2 saat falan sürdü. İtfaiye gelmeden üst kısım yanmaya başladı. Orada 2 kadın vardı. Direkt kendilerini attılar. İtfaiye geldiği zaman bizi geri çektiler, itfaiye müdahale etti. Biz ipi atabildiğimiz kadar ileriye atmaya çalıştık. Orada yaşlı adam vardı, o bağladı. Tutunmaya çalıştı ama eli kaydı düştü, ayağı kırıldı. Ona yardımcı olmaya çalıştık” diye konuştu.
Yardıma gelenlerden İdris Bilgin de sabah saat 06.00 sıralarında bölgeye vardığını, cenazelerin çıkarılmasına yardımcı olduğunu anlattı.
Yandaki otellerden battaniye alarak bölgeye getirdiğini ifade eden Bilgin, “Geldiğimde otel yanıyordu. Ekipler yangını söndürmeye çalışıyordu. Elimizden geldiği kadar yardımcı olmaya çalıştık.” dedi.
“Yataklarla insanların sert zemine düşmesinin önüne geçmeye çalıştık”
Bölgedeki otellerden birinde konaklayan Ali Atmaca da insanların sesine kalktıklarını, yardım çığlıklarını duyunca aşağıya indiklerini söyledi.
İnsanların yangının dehşetiyle camlardan atladığını aktaran Atmaca, yardımcı olmak için yatak getirerek yere koyduklarını kaydetti.
Sözcü: Yazarımız da aynı otelde
Ayrıca, yaralıların tedavi edilmesi için sahra hastanesinin kurulacağı öğrenildi. Sözcü'nün haberine göre gazetenin yazarı Nedim Türkmen de yangının meydana geldiği oteldeydi. Ailesiyle birlikte otelde olan Türkmen'e sabahtan bu yana ulaşılamadığı belirtildi.