Haberin İngilizcesi için tıklayın
Antalya’da geçen hafta 5 sağlık çalışanının covid-19 nedeniyle yaşamını kaybetmesi üzerine basına açıklama yapan Antalya Tabip Odası Antalya İl Sağlık Müdürlüğü önüne siyah maske bıraktı.
“Süreç siaysal hesaplardan uzak yönetilmiyor”
Sağlık çalışanları açıklamalarında özetle şöyle seslendi:
““Sağlığı merkeze alan ve toplum sağlığını önceleyen, önümüzdeki süreci buna göre planlayan bir iradeye ihtiyaç var. Var olan bilgi ve deneyimlerimiz ve salgın bilimi yönetimiyle bu kayıpları azaltmak mümkün.
“Maalesef, Türkiye'de salgın; şeffaf, katılımcı, bütün olanakların toplum sağlığı için seferber edildiği, aklın ve bilimin yol göstericiliğinde, siyasi hesaplardan uzak yönetilmiyor.
“İktidar, sağlık emekçilerinin yaşamları pahasına ortaya koydukları fedakârlıklarını, emeklerini “Normalleşme” adı altında; ekonominin canlanması ve sermaye sahiplerinin çıkarları için adı konmamış bir kitle bağışıklığı uygulamasına terk etmiştir..
‘Maddi kayıplar devletçe desteklenmeli’
“Sağlık hizmetlerinin kamusal niteliğinin bu denli zayıflatılmış olması salgının yönetilmesini de zora sokmuştur. 1990’lı yıllardan başlayarak sağlık hizmetleri özelleştirmeler yoluyla tasfiye edilmiş; tedavi edici, piyasa odaklı koşullara teslim edilmiştir. Sağlık hizmetleri, hastalıkların önlenmesi ve toplum sağlığının korunması yerine tedavi etmeye yönelik bir anlayışla yönetilmektedir.
“Hekimler ve sağlık çalışanları güvencesiz ve kötü koşullarda, yeterli kişisel koruyucu donanıma sahip olmadan fedakarca çalışıyorlar. İş güvencelerini kaybetmemek için ücretsiz izni, zorunlu izne çıkmayı, ödenmeyen ya da dibe vuran performans ücretlerini kabul ediyor, ölümcül risk taşıyan hastalara bakıyorlar.
“Covid-19 hastalığına yakalanan ya da karantinaya alınan aile hekimleri ve ASM çalışanlarının çalışmadığı günler için maaşlarından kesinti yapılmaktadır. Bu uygulama insani değildir, yasal gibi görünse de adaletli değildir. Sağlık Bakanlığı bu durum için herhangi bir çözümde üretmemiştir. Böylesi dönemlerde yaşanabilecek olası maddi kayıplar devlet tarafından desteklenmeli ve toplumsal dayanışma pratikleri geliştirilmelidir.”
Talepler
Sağlık çalışanlarını taleplerini de şöyle sıraladı
- Covid 19’a yakalanmış sağlık çalışanları meslek hastalığı kapsamına alınmalı. Düzenleme geriye dönük olarak da geçerli olmalıdır.
- Kaybettiğimiz sağlık çalışanlarının geride bıraktıklarının yaşamı güvence altına alınmalı.
- COVİD-19 tedavi süreçlerinin ülkemizde biriken veriye dayanan uluslararası bilimsel kanıtlar üzerinden oluşturulan rehberler doğrultusunda güncellenmesi ve izlenmesi gerekir.
- Sağlıkta şiddet vakaları için etkili önlemler alınmalıdır.
- Tüm sağlık çalışanlarına standartlara uygun ve yeterli kişisel koruyucu donanım sağlanmalı ve düzenli olarak PCR testi ile tarama yapılmalı.
- Temel ücretlerinde emekliliğe de yansıyacak şekilde düzenleme yapılmalı; performans ödemeleri en üst seviyeden ödenmeli, çalışanların hastalık izni ve rapor nedeniyle ücretlerinde kesinti uygulamasına son verilmelidir.
- Yeterli sayıda ‘kadrolu’ ve ‘güvenceli’ olarak sağlık çalışanı istihdam edilmeli,
- Sağlık çalışanı ebeveynlere, çocuğunun bakımı ve sağlığı ile mesleğini icra etme ve geçimini sağlayabilme arasında seçim yapmaya zorlamadan ücretsiz kreş, çocuk bakım desteği ya da ücretli idari izin gibi olanaklar sağlanmalıdır.
Salgının kontrolünün kaybedildiği açık bir şekilde görülüyor. Tüm sorumluluk halkın ve sağlık emekçilerinin omuzlarına yüklenmiştir. Salgının ağırlaştırdığı ekonomik kriz, işsizlik ve yoksulluğun olağanüstü boyutlara ulaştığı bu günlerde, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının sesine, haykırışına kulak verilmesini istiyoruz. Ekonomik kaygılar yerine, toplum sağlığı ve ihtiyaçlar gözetilerek iktidarı ve Sağlık Bakanlığını acil önlemler almaya çağırıyoruz. (EMK)