Makalenin İngilizcesi için tıklayın
22 Mart günü, Barselona’da evlerine kapanmış insanlar, sokakları temizleyen işçileri, pencere ve balkonlara çıkarak dakikalarca alkışladılar.
Koronavirus salgınına karşı ön cephede savaşan sağlık elemanları, günlerdir insanların alkışlarını alıyordu. Her gece, saat 20’de, çoluk, çocuk, erişkin herkes pencerelere, balkonlara doluyor, sağlık elemanlarının gösterdiği özveriye alkışlarıyla teşekkür ediyorlardı. Önce doktorların ve ardından hasta bakıcıların, sağlık teknisyenlerinin önemi gözler önüne geldi.
Ama bu kez, bugüne kadar göze görünmeyenler alkışlanıyordu.
Sokağa çıkma yasağının başlamasıyla birlikte, otoyollarda dinlenme parkları kapatıldı. Tuvaletleri kilitlendi. Önce kimse rahatsız olmadı bu durumdan. Taa ki ağır vasıta şöförleri protesto eylemine başlayıncaya kadar. Herkes birden hatırladı, kamyonlar çalışmazsa, yiyecek-içeceği, ilacı kim getirecekti onlara. Hemen dinlenme parkları hizmete açıldı. Tuvaletleri temizlendi.
Süpermarketlerde, çalışanlara maske ve eldiven dağıtıldı. Kasaların önüne müşterilerin çok yaklaşmalarının önüne geçecek şeffaf engeller yerleştirildi.
İşte böylece fark edilmeyenin fark edilmesi günlük hayatımıza girdi. Süpermarket çalışanlarının, kasiyerlerin, ağır vasıta şoförlerinin, çöpçülerin-temizlik işçilerinin ve benzeri çok sayıda meslek sahibinin sosyal hayatta oynadığı rol görünür olmaya başlandı. Fark edilmeyenlerden oluşan bir ordunun varlığı anlaşıldı.
Saat 9:30. 19. Paris. Bolivar Metrosu çevresi. Bir sokak. kimsecikler yok İtfaiyenin ambulansı şimdiden yollarda... Postacının arabası. Mektupları dağıtmaya gitmiş. Kendisini göremedim Bizim bahçede. Evlere yiyecek taşıyan işçi. Ne eldiven var ne de maske. Geçmişe göre tek fark, dağıtımcı apartman dairesinin kapısına kadar çıkmıyor. Sen inip almak zorundasın. Otobüs durağı. Afiş korona virüsüne karşı alınacak önlemleri anlatıyor. Kapalı pazarın önünde oluşan kuyruk. Aramıza mesafe koyalım lütfen... Çöp kamyonları gündüz turunda... Süpermarkette otomatik kasalar. Kaldığımız sitenin bahçesi. İn cin top atıyor. Otobüs durağı. Bir önceki reklam panosunun arka yüzü. Sağlık elemanlarına teşekkür afişi. Temizlik işçisi, apartman girişini temizliyor. | |
Prestijli meslek sahiplerinin, traderlerin - borsa cambazlarının (bu babamın sözüydü, “borsa cambazının eline düşme oğlum” derdi) bir hasta bakıcıdan, bir virus araştırmacısından on misli maaş almasının insanı değeri, en azından göze çarpar oldu.
Yaşanmakta olan kriz, iş hayatındaki eşitsizliği gözler önüne serdi. Globalleşme, iş pazarını ikiye bölmüştü. Bir yanda yüksek ücretli, eğitimli-kalifiye işgücü, öte yanda düşük ücretli, kötü korunan. Bu krizde, globalleşmenin ekmeğini yiyenler evlerine kapatılırken, bir kısmı birinci grubun hizmetinde olan diğerleri dışarda kaldı.
Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak mı !
Çok sık duyuyoruz “artık hiçbir şey aynı olmayacak” sözünü. Kriz sürerken, gelecek üzerine konuşmak, öngörüde bulunmak zor.
Sağlık yatırımlarında artış beklenebilir. Bu konudaki harcamalar toplumda destek bulabilir. Ama sağlık sektörünün dışında kalan, bakım ve hizmet sektörünün çalışanları için durum daha zor. Yaptıkları işin niteliği gereği kolektif bir yapı içinde değiller. Kamyon şöförü kamyonunda tek başına. Evlere servis hizmetinde çalışanlar işçi statüsünde bile değil. Bunların büyük çoğunluğu kendi işlerinin patronu !
Ama şu bir gerçek ki, sosyal prestij ile sosyal yararlılık arasındaki ücret hiyerarşisinin dengesizliğini kimsenin göz ardı etmesi artık mümkün değil. Bunun nasıl dengeleneceği ise başka bir sorun.
Fransa savaşta ama unutmayalım, bu insanlar savaşta değiller. Onlar sadece çalışıyorlar.
(SŞ/DB)